İktidar kendi tarihinin en zor seçimine giriyor.

Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti, parlamentoda tek başına yasa yapma çoğunluğunu kaybettikleri 7 Haziran 2015 seçimlerinden bu yana seçim yenilgisine bu kadar yaklaşmamıştı.

Bütün kamuoyu yoklamalarının ortak mesajı şu:

- Sadece AK Parti değil, Cumhur İttifakı’nın tamamı TBMM’de çoğunluğu kaybedecek. Tek başına yasa yapamayacak bir tabloyla karşılaşacak.

- Recep Tayyip Erdoğan 21 yıldır ilk kez kaybetme riskiyle karşı karşıya. Seçimleri ilk turda kazanma ihtimali olan tek isim Millet İttifakı’nın adayı Kemal Kılıçdaroğlu.

★★★

Muhalefet, kalabalık olmanın yanı sıra Kılıçdaroğlu, Meral Akşener, Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu gibi güçlü isimlerle sahaya çıkmanın avantajını yaşıyor.

İktidarın en büyük silahı Erdoğan. O da sağlık sorunları nedeniyle kampanyanın kritik bir haftasını evde dinlenerek kaybetti.

Haliyle iktidarın propagandasını yapmak, milletvekili adayı olarak sahaya çıkan bakanlara düştü. Onlar da üstlerindeki ağır yükten olsa gerek, tuhaf çıkışlarla hata üstüne hata yapmaya başladı.

★★★

En ilginç olay Osmaniye’de yaşandı. Üzerinde Aile ve Sosyal Yardımlardan sorumlu Bakan Derya Yanık’ın fotoğrafı olan bir AK Parti propaganda aracının AFAD’a ait yardım kolilerini parti yardımı gibi vatandaşlara dağıttığı ortaya çıktı.

AK Parti teşkilatı da Bakan Yanık da
konuyu yalanlamaya çalışsa da somut ve net görüntülerden kaçamadılar.

Sonuçta Bakan Yanık özür dilemek zorunda kaldı ama iktidar
partisinin sadece kamunun desteklerini değil, aynı zamanda depremzedeler için toplanan yardımları dahi AK Parti yardımı gibi dağıttığı da resmen alenileşmiş oldu.

★★★

İkinci skandal açıklamalar, kendisi istemediği halde zorla Şanlıurfa milletvekili adayı yapılan ve şehirde tepkiyle karşılaşan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’dan geldi. Bozdağ, tek açıklamada üç çam devirdi.

Öncelikle muhalefete verilen oyların teröre nefes olacağını iddia etti.

Peşi sıra 14 Mayıs gecesi muhalefet kazanırsa şampanyayla kutlayacağını, kendileri kazanırsa namaz kılarak kutlayacaklarını söyledi.

En tuhaf açıklaması da “Siz olsanız ailenizi Kılıçdaroğlu’na mı Erdoğan’a mı emanet edersiniz” oldu.

Çocuk yaşta evliliği savunurken “Küçüğün rızası var” dediği videoyu gündeme getiren vatandaşlar da kendisine “Çocuğun rızası var diyene elbette ailemizi emanet etmeyiz” diyerek tepki gösterdiler.

★★★

Bakanların skandal açıklamalar yarışmasına en son dahil olan İçişleri Bakanı oldu (Ankara Temsilcimiz Saygı Öztürk’e sosyal medyadan hakaret ettiği günden bu yana adını özellikle köşemde anmıyorum).

Kendisinin veciz sözleri de şöyle:

“15 temmuzda büyük bir deneme yaptılar. Halk sokağa döküldü. 15 Temmuz onların fiili darbe girişimidir. Şimdi burada söylüyorum. 14 Mayıs da siyasi darbe girişimidir. Bu kadar açık ve net söylüyorum. 14 Mayıs batının Türkiye’yi tasfiye etme planıdır.

Türkiye’yi tasfiye etmeye yönelik hazırlıkların 14 Mayıs’ta her birini bir araya getirerek oluşturulabilecek darbe girişimidir.”

Malumunuz, demokrasinin en önemli özelliği, hatta son kalesi, iktidarların seçimlerle değişmesidir. Anayasa gereği, beş yılda bir seçimler yapılır ve halk ne derse o olur.

Belli ki Bakan Bey, kaybedeceklerini hissetmiş ve seçim yenilgisini şimdiden “darbe” olarak nitelemeye karar vermiş.

Dediğine inanıyorsa, sandıklara milletin değil Batılıların gideceğine de inanıyordur demektir.

Güvenliğimizi emanet ettiğimiz bir siyasetçinin zihin dünyası böyleyse vay halimize!

★★★

Geçmişte muhalefet hep hata yapar o hataların meyvelerini iktidar toplardı.

Ancak bu seçimlerde bütün hataları iktidar ittifakı yapıyor.

Koca koca bakanlar, ellerinin altındaki devlet gücünü, araçlarını, personeli kullanıyorlar yetmiyormuş gibi, bir de şirazesi çıkmış bir kitabın sayfaları gibi hareket ediyorlar.

Ne deseler olay oluyor.

Ne yapsalar tartışma çıkıyor.

Bakın göreceksiniz, böyle devam ederlerse gelecek 14 günde daha çok “skandal açıklama” okuyacağız.