Sevgili okurlarım, Türkiye bunların döneminde acayip, olmaması gereken olaylarla dolu bir ülkeye dönüştü.

Bu gerçeği somut bir biçimde görebilmek için arada sırada gazete okumak, televizyonlara bakmak yeterli.

Toplumda her konuda ciddi bir kargaşa dönemi yaşıyoruz.

Adına ‘devlet’ denilen kurum sadece iktidarın elinde.

Her konuda AKP iktidarına çalışıyor ve hizmet veriyor.

Türkiye’de birkaç gün önce bir cinayet işlendi...

Ülkü Ocakları eski başkanı Sinan Ateş Ankara’da öldürüldü...

Şimdi herkese ‘Acaba neydi bu cinayet, ne oldu’ diye sorduran bu olay gerçekten neydi, katiller kimdi?

★★★

Ortada polisiye bir vaka var... İşin o boyutu herhalde çözülecektir.

Ancak burada işin siyasi boyutu önem kazanıyor.

Koalisyonun iki ortağı olan AKP ve MHP’den hiç ses çıkmıyor.

Neden, niçin?

Nasıl oldu da böylesine bir suskunluğa büründüler, hangi nedenle!

★★★

Varsayalım bu cinayet örneğin bir CHP iktidarı döneminde işlenmişti...

Yemin ederek söylüyorum kıyametler kopardı...

Milyonlarca insanımızı, özellikle yurtsever ülkücüleri sokaklara döker, belki kaba şiddet kullanıp protesto gösterileri yaptırırlardı.

Türkiye’nin dört bir yanında sloganlar attırırlardı:

“Katil iktidar...”

Gerek Recep Bey ve gerekse Devlet Bey bu konuda en ağır suçlamaları gündeme getirirdi.

Peki şimdi özellikle Devlet Bey niçin böylesine sessiz?

Öldürülen Sinan Ateş’le arasında bir sorun mu vardı?

Olsa bile en üst düzeyde görev verdiği bir ülküdaşının cinayete kurban gitmesi konusunda böylesine sessiz ve tepkisiz kalması Devlet Bey’e yakıştı mı?

Son bir soru daha...

Bu cinayet konusunda adına yandaş medya denilen ve iktidarın avukatlığına soyunan havuz medyası niçin suskun?

Ah bir bilebilsek!

★★★

Sevgili okurlarım hep diyorum ya...

Türkiye tuhaf bir ülkeye dönüştü.

Aynı gün iki önemli haber medyaya servis ediliyor.

Geçen yılın ithalat ve ihracat rakamları.

Pek çok konuda olduğu gibi bu rakamların üzerinde oynamak asla mümkün değil...

Servis edilen haber anında televizyon kanallarında manşetten verilmeye başlanıyor:

“İhracatta yeni rekor...İhracatımız şu kadar milyar dolara ulaştı!”

Peki ama kardeşim ithalat rakamı daha fazla artmış, o da rekor kırmış.

Dolayısıyla cari açık da rekor kırmış.

İşin bu boyutlarını milletten gizliyorlar, göz göre göre yalan söylüyorlar.

Devlet yönetiminde biraz utanma sıkılma olur. Millete bu kadar açık yalanlar söylenmez ama bunlarda bu gibi kavramlar da hiç yok.

★★★

Enflasyon... Başımızın belası olan fiyat artışları...

Baktılar ki normal yollardan düşürmeleri mümkün olmuyor, şimdi polisiye önlemlere başvurmaya başladılar.

Yine de zamlar birbiri ardına patlıyor.

Peki polisiye önlemler nasıl alınıyor?

Özellikle market yönetimleriyle bire bir konuşmalar yapılıyor.

Toptancılar ve marketçiler bir anlamda açıkça tehdit ediliyor: “Zam yaparsanız üzerinize maliyecileri göndeririz, hemen vergi denetimine alınırsınız ve pişman olursunuz.”

★★★

Marketlere daha önce de baskı uygulamışlardı.

Önce belediye zabıtalarını gönderdiler.

O da olmayınca bakanlık müfettişleri gönderildi ve yine gördüler ki fiyatlardaki artış hızının böyle anlamsız baskılarla düşürülmesi mümkün değildir.

Şimdi ellerinde bir baskı aracı daha kaldı ve onu devreye soktular...

“Bizim yandaş medyaya ilan vermeniz gerekiyor.”

Şimdi neyi izliyor olursanız olun, o ilanlara dikkat edin!

Şok...A101...Bim.

Yandaş medya, ister gazete olsun ister internet veya televizyon, bunların irili ufaklı ilanlarıyla dolu. Büyük paralar kazanıyorlar.

Peki ya oralardan her gün aldığımız tüketim mallarının, et, süt, peynir, meyve sebzenin fiyatları?

Onlar Allah’a ve iktidar patronlarının insafına emanet!

Hiçbir fiyat düşmüyor.

Bırakın düşmesini bir yana, sabit bile kalmıyor. Giderek artıyor...

Ve adam konuşuyor:

“Asgari ücrete, bunların maaşlarına şu kadar zam yapıldı. Kusura bakmasınlar, beleşi bırakıp biraz da ceplerinden yemeyi öğrensinler!

★★★

Sevgili okurlarım, bu son bölümde adına siyasi ahlak denilen kavramdan kısaca söz edeyim. Haberi dün bizim gazetenin arka sayfasında okudum.

Slovenya Meclis Başkanı Urska Klakocar Zupancic birkaç gün önce yeni yıl konserini izlemek için komşu ülke Avusturya’nın başkenti Viyana’ya uçmuş.

Ancak bu özel geziye devletin uçağı ile gitmiş.

Vay sen bunu nasıl yaparsın, özel bir iş için devletin uçağını nasıl kullanırsın diye bir sürü ağır eleştiriler yapılmış.

Ne var bunda kardeşim, niye boşa nefes tüketiyorsunuz?

Bizimki daha birkaç gün önce yanına kadrolarını doldurup Katar’a devletin uçağı ile maç izlemeye gitmedi mi?

Dedim ya, acayip bir ülke olduk!