Ukraynalı hakem Mykola Ambrosov, 2021 EuroCup Final maçı öncesi kendisine rüşvet teklif edildiğini ama kabul etmediğini, teklifin EuroLeague’nin en tecrübeli hakemi Ukraynalı Boris Ryzhyk ile Yunan İllias Koromilas’dan geldiğini iddia eden bir açıklama yaptı.

Bu tip altı doldurulmayan açıklamaların perde arkasında her zaman bir bit yeniği olduğunu düşünürüm. Bu açıklamada belli ki kişisel bir hesaplaşma barındırıyor. Çünkü açıklamayı yapan Ambrosov hem ülkesinde hem de EuroLeague’de adı usulsüzlüklere karıştığı için hakemlikten uzaklaştırılan bir isim.

Ayrıca bir hakeme böyle çirkin bir teklif yapılıyorsa doğru yöntem, önce acilen organizasyonu haberdar etmek, devamında da hukuki girişimde bulunmaktır. Oysa Ambrosov, olayın üzerinden 2 sene geçtikten sonra bu açıklamayı medyaya yaparak sansasyon ile can acıtma gayreti izlenimi veriyor. Suyu bulandırmaktan öteye gitmeyecek olan bu girişim muhatapları tarafından hukuki yollarla cevaplanacaktır. Eğer iddiasını belgeleyebilirse de olay farklı bir yere evirilecektir.

Sporda benzer kirlenmeler hep olmuştur. Günümüzde yasadışı bahis ile bu iddialar doruğa ulaştı. Yönetici, antrenör, oyuncu ve hakemler kısaca herkes zan altında. Dolayısı ile bunların nereden kaynaklandığına ve nasıl önlenebileceğine odaklanmak lazım.

Tüm bu kirlenmenin altında yatan ana sebep para. Bunu destekleyen yardımcı figür de ahlaksızlık... Özellikle enflasyonist dönemlerin insanların refahtan aldıkları payı değiştirmesi, beraberinde manevi ve ahlaki değerlerin de yozlaşmasına sebep oluyor. Tabii ki sporun içinde karakter zafiyeti gösteren figürler de bundan nasibini fazlasıyla alıyor.

Sorumlu makamlar bu işin dedikodusunu yapacağına, çözüm için adım atmalı. Hakemlik özelinde; öncelikle gelirlerinin asgari ücretin bile altında kaldığı günümüzde, kulüplerin, işin doğasına aykırı bu kabul edilemez duruma müdahale etmesi gerek. Yoksa, saha içinde hiçbir şeyi beğenme ama çözüm aşamasında üç maymunu oyna! Bu tavır maalesef yıllardır kulüplerin samimiyetsizliklerini ortaya koyuyor. Bir reform yapılmadan bir adım öteye gitmek de mümkün görünmüyor.

Ayrıca bu kirlenmişliği önlemenin bir takım bilimsel yöntemleri olduğundan yönetenler ne kadar haberdar bilmiyorum ama günümüzde 'kriminalistik' diye bir bilim dalı var! Ve Türk emniyeti de bu konuda oldukça mahir.

Spor polisini sadece seyircileri kameraya kaydetme basitliğinden kurtarıp görev tanımını genişleterek, kriminal enstrümanları kullanarak olayların üzerine gitmesini sağlarsak, çözülmeyecek iş kalmaz. Bahis oynayan hakem de antrenör de sporcu da yönetici de 3 günde oksijen gibi açığa çıkar.

Yani un var, şeker var ama helva yapmayı bilen yok. Pardon, nedense yapmak isteyen yok; Sayın İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya!