Türkiye’yi derinden sarsan 6 Şubat depreminin ardından 6 ay geçmesine rağmen adeta yerle bir olan ve yaşamın büyük ölçüde değiştiği 11 kentimizde hayatın normal akışı seyrediyor seyretmesine ama gelin bunu bir de bu kentlerdeki depremzedelere sorun.
İnanın hiçbirinin ağzını bıçak açmıyor.
Dokunsanız bin ah çıkacak cinsten.
Depremden sonra atılan nutukların, verilen sözlerin havada kaldığını öne süren depremzedeler, yalnız bırakılmanın acısını daha çok yaşamaya başladılar.
Depremzede illerimizden biri de Adana.
Gerçi Hatay, Kahramanmaraş, Adıyaman gibi olmasa da, Adana depremden ciddi hasarlar aldı.
Yüzlerce insanın hayatını kaybetti çok sayıda binanın yıkıldığı Adana’da ağır ve orta hasarlı binaların durumu tam bir muamma.
Bu konuda en çok dert yananlardan biri de Güzelyalı Mahallesi Muhtarı Göktürk Güngör.
Genç muhtar, yaşadığı semtin sorunlarını çözüme kavuşturmak için sabahtan akşama çalmadık kapı bırakmıyor ancak bazı durumlar var ki, ne gücü yetiyor, ne de sesini bir yerlere duyurabiliyor.
Bilindiği gibi 6 Şubat depreminden sonra Adana’da çok sayıda ağır ve orta hasarlı binalar oluştu. Çevre, Şehircilik ve İklim Bakanlığı ve Adana Valiliği tarafından yapılan çağrılarda vatandaşların kesinlikle ağır ve orta hasarlı binalara girmemeleri istendi.
15 Mart’ta Adana Valisi Dr. Süleyman Elban tarafından yapılan açıklamada özellikle orta hasarlı binaların tehlike yarattığını vatandaşların can güvenliği açısından bu binalara kesinlikle girmemeleri istendi.
O zaman yapılan tespitte Çukurova ilçesinde 70’e yakın orta hasarlı bina tespit edildiğini söyleyen muhtar Göktürk Güngör, “Dönemin Çevre Şehircilik ve İklim Bakanı Murat Kurum ile Adana Valimizin yaptığı açıklamalar üzerine orta hasarlı binalar tehlike arz ediyordu. Binalardaki dairelerin sahipleri bu açıklamalar üzerine evlerinin kapı, pencere, dolap ve içindeki eşyaları izin verilen saatlerde söküp çıkardılar. Ancak daha sonra yapılan hasar tespitlerde 70 orta hasarlı binanın 50’si az hasarlıya dönüştü. Böylece vatandaşa yapılan kira yardımı ortadan kalktı. Ancak ilk açıklamaya dayanarak evlerinin kapı pencere dahil her şeyini söken vatandaşlarımız çaresiz ne yapacağını bilemez hale geldi. Onlara bir deprem vurdu, bir de çelişkili açıklamalar sonrası başlarına gelenler” diye olayın özetini çıkardı.
Şöyle bir çevreden araştırdım. Gerçekten bu durumda olan çok sayıda isim var.
Adamlar devlet yetkililerinin yaptığı açıklamaya dayanarak evlerini barklarını söküp çıkmışlar. Eşyalarını o dönemlerde ateş pahası fiyata taşıtmışlar. Çoğu yeni ev bulamadığı için beyaz eşyasını, koltuk takımını, mutfak eşyasını yok pahaya satmış. Sonra da devlet çıkmış, ‘Pardon bu evler orta değil az hasarlı.
Güçlendirme yaparak evlerinize dönebilirsiniz’ demiş.
İyi de devletin açıklamasına güvenip evinin kapısını penceresini sökenin durumu ne olacak?
Devlet neden detaylı bir inceleme yapıp, bu durumdaki vatandaşlar için özel bir çalışma yapmaz.
Neden vatandaşı bir başına bırakır?
Zaten depremde ağır hasar görmüş insanlara bir tokatta neden devletten gelsin?
Yani devlet yetkilileri, Güzelyalı Mahallesi Muhtarı Göktürk Güngör'ü net biçimde dinlese, muhtarın dediklerini araştırıp bunun üzerine bir çalışma yapsa inanın yüzlerce insanın yüzü burukta olsa güler.
O zaman bekleyelim bakalım devlet babalığını gösterecek mi?