Tam olarak açıklanmadı ama Osmangazi Köprüsü’nün yeni geçiş ücreti olan 974 TL’nin 184 TL’si yolcu, 790 TL’si devlet tarafından ödenecek. Devlet, yapan firmalara bu parayı nereden verecek?

Hepsini de yaparken “cebimizden 5 kuruş çıkmayacak” diye insanları kandırarak anlatıyorlardı. Para kimin cebinden çıkacak onu söylemiyorlardı.

★★★

AKP iktidarı sanki yeni bir buluşmuş gibi dünyanın tercih etmediği yap-işlet- devret yöntemini Türkiye’ye dayattı. Adını “Mega Projeler” koydu... Yandaşlarını böyle doyurdu!

Bu modelle dünyada yapılan bütün işlerin yarısı Türkiye’de yapılıyor. Neden acaba dünya bu mucize formüle sıcak bakmıyor?



★★★

Projelere karşı çıkan yok. İtiraz edilen konu fahiş kullanım ücreti ve ihale ediliş şekli... Aklı başında hesap bilen kimsenin imzalamayacağı yap-işlet-devret modeli...

Yap-işlet-devret de ana fikir finansmanın ve proje riskinin yüklenicide kalmasıdır. Bizim modelde risk yok, para devlet garantisinde...

Devlet birkaç yıllık geçiş parasına köprüyü yapabilecekken 15-20-25 yıllık araç geçiş garantili ihaleye çıkıyor. Ülkeye borç senedi imzalatıyor. Ülkenin çocuklarının bile geleceğini ipotekliyor.

Projeler “ticari sır” kapsamında olduğu için bırakın tam olarak maliyetlerini bilmeyi, gerçek ortakların kim olduklarını bile tam olarak bilemiyoruz. Sadece tahmin edebiliyoruz. Tabii çıkan fahiş faturayı toplanan vergilerimizle ödemeyi de ihmal etmiyoruz!

Ülkeden kaçan kaçana


Suriye ile Afganistan’ın durumu malum... Nitekim vatandaşları sığınmacı olarak kavimler göçü başlattı. Çoğu Türkiye’ye gelip Avrupa ülkelerine geçiş yapamadığı için burada kaldı. Ülkelerinin çoğu bölgesi yaşanabilir durumda olmadığı için empati yapıp durumlarını anlayabiliriz.

★★★

Peki Türk vatandaşları için ne kulp bulacağız? Ülkede savaş mı var? Vatandaşları neden bu ülkeden gitmek istiyorlar?

Afgan ve Suriyelilerin ardından Avrupa’ya iltica başvurularında Türk vatandaşları üçüncü sırada yer alıyor. Bu durum ülkeyi yönetenlerin hiç mi kanına dokunmuyor?

★★★

Favori ülkemiz bizi kıskanan Almanya... Nitekim Almanya Federal Göç ve Mülteciler Dairesi’nin açıkladığı verilere göre, 2022’nin Ocak ayından Kasım sonuna kadar 11 ayda Türkiye’den sığınma ve iltica başvuruları yüzde 216 artışla 20 bin 802 kişiye ulaştı.

Bir önceki yıl 2021’in tamamında bu sayı 7.873 idi...

Bugüne kadar bu ülke çok kriz geçirdi, darbeler yaşadı fakat sığınma-iltica sayısı tüm zamanların rekorunu mevcut durumda kırdı.

★★★

Türkiye’nin ardından gelen iltica başvuru sahiplerinin ülkelerine bakalım. Irak, Somali, Eritre, Moldova... Bu utanç bize bile biraz fazla...

Bizim gerekçelerimiz arasında başı çeken hususlar arasında; Artan siyasi baskılar, hak ve özgürlüklerin kısıtlanması, ekonomik durumun kötüleşmesi, yaşam koşullarının zorlaşması yer alıyor.

★★★

İşin kötü tarafı resmi başvurunun yanında kaçak olarak girmeye çalışan üç-dört katı insan olması... Geri gönderilme ve iade edilme korkusuyla Sırbistan, Kosova, Balkan ülkeleri üzerinden Almanya’ya geçiş yaparak sığınma-iltica talebinde bulunması. Sadece doktorlar, mühendisler, bilişimci-yazılımcılar değil, her kesimden insanlarımız ülkeyi terk etmeye yönelmiş durumda. “Neden” sorusuna hiç cevap aradılar mı acaba?

Ricacı ekonomi


Ekonomide hesaplar öylesine karıştı ki, şu anda piyasada kullanılan dört-beş değişik faiz oranının yanı sıra üç çeşit döviz fiyatlaması söz konusu...  Kim kime dum duma...

Merkez Bankası, Hazine, kamu bankaları, Varlık Fonu, özel bankalar... Kimin eli kimin cebinde, kimin parası kimin hesabında? Neyin ne olduğu belli değil! Anlamak için kullanım kılavuzu gerekir... Böyle bir ortamda hangi yabancı Türkiye’ye parasını getirir?



★★★

Getirmezse getirmesin. Lakin döviz gelirlerimiz düştüğüne, yüksek miktarda dış borç geri ödemelerimiz olduğuna göre... Ne yapacaksın? Nasıl bulacaksın? Ya Araplara para getir diye ya Ruslara doğalgaz borçlarını ertele diye ricada bulunacaksın. Tabii burada “rica” daha fazla alçalmamak adına kullanılmış bir tanımlama...

Ben bunları anlatıyorum size de... Gereksiz bölümleri geçeyim, direkt işin sonunu söyleyeyim. Ülkeyi yönetenlerin bu sorunları aşacak kapasitesi yok.  Zira öyle bir niyetleri de olduğunu sanmıyorum. Partiye yakın olanlar kalkınsın. Diğerleri de din ve milliyetçilik gazıyla bizi iktidarda tutacak kadar oy atsın. Sonrasında suçu diş mihraklara atarsın!