CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, seçimlerden bu yana yaptığı her konuşma ile kendisini destekleyenlere hayal kırıklığı yaşatmaya devam ediyor.

Önceki akşam Habertürk TV’de Mehmet Akif Ersoy’la söyleşisinde öyle laflar etti ki kulaklarıma inanamadım.

Baksanıza...

Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Ümit Özdağ ile aralarındaki özel protokolü, hem Millet İttifakı partilerine, hem de en yakınındaki kurmaylarına, hatta Faik Öztrak’a bile haber vermeden imzalamış.

Meğer Parti Sözcüsü Faik Öztrak “İki protokol imzaladık ama bunlarda üç bakanlık ve MİT Müsteşarlığı’nın verileceğine dair bir madde ve düzenleme yer almamaktadır” diyerek kamuoyuna açıklama yaparken, gerçeğin söylediklerinin tam tersi olduğundan habersizmiş!

Yani Kemal Bey, Zafer Partisi’ne üç bakanlık ile MİT Müsteşarlığı’nı vereceğini ondan bile gizlemiş!

Bunu kendisi söyledi.

Son derece saygılı bir yaklaşımla ama hiçbir ayrıntıyı atlamadan sorular yönelten Ersoy’a  “Faik Bey’in imzaladığımız metinden haberi yoktu” dedi.

Böylece sağ kolunu toplum önünde “yalancı” konumuna düşürürken, “tek adam”lığa heveslendiğini de göstermiş oldu. Kemal Bey’in bu tutumu “Acaba kimlere başka hangi sözleri verdi?” sorusunu akıllara getirdi.

Özdağ’ın protokolü açıklamış olmasına karşın, bu konudaki soruları “İki kişi arasında imzalanan özel metni ben açıklamam” diyerek geçiştirmeye çalışması ise sözün bittiği yerdi.

★★★

Saygın bir isim olan İYİ Partili Prof. Bilge Yılmaz’ın programdan sonra sosyal medyada paylaştığı şu mesaja bakar mısınız?

“...Kendi adıma geride bıraktığımız seçimlerde Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığına engel olamadığım için milletimizden samimi olarak özür diliyorum. Ve bu özrü sadece seçimleri kaybettiğimiz için değil, aynı zamanda Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığı elde etmek ve seçimleri kazanmak için kullandığı yöntemlerle yeteri kadar mücadele edemediğim için de diliyorum.

Seçim kampanyasını popülizme indirgeyen, eleştirdiği kişiye dönüşen ve sahici politikalar üretemeyen bir isim/ekip Türkiye’nin kaderini belirlememeliydi.

Bu ülke insanının umutlarını ve kurumlarını, kendi şahsi mülküymüş gibi kapalı kapılar ardında pazarlamak ve yola birlikte çıktığı ortaklarının arkasından iş çevirmek, ne demokratik teamüllere, ne de siyasi etiğe sığar...”

★★★

SÖZCÜ TV ekibiyle yaptığımız söyleşide Kemal Bey’e “Seçimden sonra ortalıkta görünmediniz ve sizi destekleyen seçmenlerinizi cami avlusuna terkedilmiş kimsesiz çocuklar gibi bıraktınız. Oysa o akşam ekrana çıkıp, “Batılı liderlerin yaptığı gibi seçimi kaybetmenin tüm sorumluluğunu üstleniyor ve istifa ediyorum...” diyebilir ve parti dinamiklerinin de devreye girmesiyle bunu güç tazelemesine dönüştürebilirdiniz... Ama yapmadınız. Neden?diye sormakta haksız mıymışım?..