26. Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’dan Rusya-Ukrayna Savaşı konusunda ilk kez duyacağınız çok çarpıcı tespitler


Değerli okurlarım,

Rusya lideri Putin’in 24 Şubat 2022 günü Ukrayna’yı işgale başladıklarını duyurmasıyla patlak veren Rusya-Ukrayna Savaşı halen devam ediyor. Bu savaş, dünyada çok şeyi değiştirdi. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin 26. Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ ile bugünkü söyleşimizde ağırlıklı olarak bu savaşın, geleceğin savaşları üzerindeki olası etkilerini irdelemeye çalışacağız.

İlker Başbuğ, dünyada dengeleri değiştiren ve 1.5 yıldır devam eden Ukrayna-Rusya Savaşı’nın bilinmeyen yönlerini Uğur Dündar’a anlattı. Ukrayna’da devam eden çatışmanın, “İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra görülen en büyük savaş” olduğunu belirtti.


★★★

UĞUR DÜNDAR (U.D.): Sayın Başbuğ bu savaş ile ilgili genel değerlendirmeniz nedir?

İLKER BAŞBUĞ (İ.B.): 24 Şubat 2022 günü savaş başladığında hemen hemen herkes 1991’de Irak’a karşı icra edilen “Çöl Fırtınası/Operation Desert Storm” harekatına benzer bir durumun olacağını düşündü. Biliyorsunuz, Amerikan Ordusu, Koalisyon Gücü kısa zamanda müthiş bir hızla harekatın hedefine ulaşmıştı.

Bu savaşta da Rusya ordusunun kısa bir sürede; Ukrayna’nın başkenti Kiev’i ele geçireceği düşünülüyordu.

Ama herkes büyük bir yanılgıya düştü. Rusya-Ukrayna Savaşı, adeta ikinci bir İran-Irak Savaşı’na dönüştü. Zira bu savaş, 1980 yılında başlamış ve 1988’de sonuçlanmıştı.

(U.D.): Rusya-Ukrayna Savaşı’nın getirdiği sonuçlar ve alınması gereken dersler nelerdir? İsterseniz bu soruyla devam edelim.

RUSYA-UKRAYNA SAVAŞI AVRUPA’DA 1945’TEN SONRA GÖRÜLEN EN BÜYÜK SAVAŞ

(İ.B.): Sayın Dündar; İngiltere, Fransa ve Almanya, Amerikan Sivil Savaşı’nı izlemek için savaş alanına gözlemciler göndermişti. Çünkü bu savaştan öğrenilecek çok dersler vardı. O zaman her şeyden önce Rusya-Ukrayna Savaşı’nın askeri gözlemciler tarafından yerinde görülmesi ve incelenmesi çok önemli.

ABD, 1973 Yom Kippur (İsrail-Arap) Savaşı’ndan hareketle Amerikan ordusunu yapılandırdı. Irak’ta 1991’de kazanılan askeri zafer, bunun sonucudur. Harekatın siyasi hedefi elbette tartışmaya açıktır.

Bakınız, Rusya-Ukrayna Savaşı Avrupa’da 1945’ten (II. Dünya Savaşı) sonra görülen en büyük savaş. Bu savaş şu değerlendirmeyi alt üst etti: Artık bundan sonra çatışmalar az zayiata neden olacak, sınırlı hareketlerle sınırlı olur.

(U.D.): Yani siz Rusya-Ukrayna Savaşı’ndaki kayıpların çok büyük olduğunu mu söylüyorsunuz?

(İ.B.): Evet. Güvenilir kaynaklara göre Rusya’nın toplam zayiatı ölü ve yaralı 200 bin civarında. Ölü sayısı ise en az 40 bin. Rusya Afganistan’da 15 bin, Çeçenler’le olan savaşta ise 19 bin kişiyi kaybetti. Bu korkunç bir sonuç.

Ukrayna’nın zayiatı da 100 bin civarında. Bunun 15 binden fazlası ölü.

(U.D.): Peki bunun askeri açıdan stratejik sonucu ne?

RUSYA’NIN DAHA FAZLA OLMAKLA BİRLİKTE İKİ TARAFTA DA KORKUNÇ KAYIPLAR VAR


(İ.B.): Bu rakamlar çok büyük. Hele eğer siz “zorunlu askerlik” sistemine sahip değilseniz, bu zayiatı istenilen zamanda karşılamanız hemen hemen imkansız hale gelir.

NATO, özellikle Finlandiya’yı neden NATO’ya istedi? Çünkü Finlandiya “zorunlu askerlik” sistemine sahip. Türkiye gibi. Nedeni açık. Rusya ile sınırı var.

Bu savaşın diğer korkunç bir sonucu daha var. 9 binden fazla Ukraynalı sivil bu savaşta hayatını kaybetti. Irak ve Afganistan savaşında bile bu kadar sivil hayatını savaş nedeniyle kaybetmedi. Bu savaş çok acımasız.

(U.D.): Bu kadar insan zayiatı varsa, iki tarafın araç, gereç, silah ve malzeme kayıpları da yüksek olmalı. Öyle değil mi?

(İ.B.): Evet, inanılmaz boyutlarda. Rusya 2.000 civarında Ukrayna ise 500 civarında tank kaybetti. Kayıp uçak ve helikopter sayıları da oldukça yüksek. Rusya’nın kaybettiği uçak ve helikopter 150’den fazla. Ukrayna’nın kaybı ise 100 civarında. Rakamlar o kadar büyük ki; Ukrayna neredeyse her ay 10 bin dron kaybediyor.

(U.D.): Bu kadar büyük zayiatın ve hasarın nedenleri üzerinde ne düşünüyorsunuz?

YARININ SAVAŞLARINDA YAPAY ZEKANIN HIZI DAHA DA ARTACAK VE DEVREYE ROBOTLAR GİRECEK

(İ.B.): Birinci savaş alanı iki taraf içinde çok açık, net. İstihbarat uydu sistemleri üzerinden neredeyse en ilerideki askere anında ulaştırılabiliyor. Böylece bu personel, füze, roket veya normal topçu mühimmatı ile hedefleri inanılmaz doğruluk ve uzun mesafelerden ateş altına, çok hızlı olarak alabiliyor.

Dolayısıyla şu çok net: Siz düşmanı önce tespit edeceksiniz. O sizi yakalamadan. Onun için düşmanın gözünü kör edeceksiniz. Düşmanın istihbarat akışını siber saldırı, elektronik harp ve diğer vasıtalarla bozacaksınız.

Bir de savaş alanına “yapay zeka”nın girdiğini düşünün. Korkunç bir durum. Yapay zeka hızı daha da artıracak. Karşı taraf üzerindeki zayiat ve hasar sayıları inanılmaz boyutlara ulaşırken, uçak, helikopter ve tanklarını robotlarla yöneten tarafın zayiat rakamı azalacak. Amerikan ordusuna robotların 10 ila 15 yıl içinde girebileceği tahmin ediliyor.

Gelecek için insanların gözünü korkutmak istemem ama... Mesela bu şartlar ve gelişmeler çerçevesinde bir Hindistan-Çin savaşını veya Tayvan nedeniyle bir Çin-Amerika savaşını düşünün. Son savaş elbette Pasifik Okyanusu’nda havada ve denizde olacak. Nükleer savaş riski de her an ortadayken. Bu savaş senaryolarının dünya ticareti üzerine yapacağı korkunç etkiler de ayrı bir konu. Hatta özellikle bir Çin-Amerika Savaşı’nın uzaya da sıçrayabileceğini unutmayalım.

(U.D.): Savaşın taraflarına bakarsak, bir tarafta dünyanın önde gelen bir gücü Rusya diğer tarafta Ukrayna. Ukrayna bu sonuçlara nasıl ulaştı?

UKRAYNA BU SAVAŞTA ELON MUSK’IN STARLINK UYDU SİSTEMİNİ KULLANDI

(İ.B.): Birincisi ve belki de en önemlisi kendi vatanını savunan bir Ukrayna var karşımızda. Bu çok önemli. İkincisi ise Batı’nın Ukrayna’ya sağladığı büyük destek. Ukrayna, bu savaşta Elon Musk’ın Starlink uydu sistemini kullandı. Bu sistem biliyorsunuz Space X’in içinde. Böylece istihbarat ve bilgiler anında en öndeki askere kadar ulaşabildi. Bu öyle karmaşık sistemlere de fazla ihtiyaç göstermiyor. Eskiden bu bilgilerin ulaştığı en düşük seviye tugay seviyesiydi. Önemli olan elde edilen istihbaratın aynı hızla kullanılabilmesi. Rus Hava Kuvvetleri, Ukrayna hava savunma sistemlerini ilk günlerde pek başarılı şekilde etkisiz hale getiremedi. Neden mi? Bilgilerin Moskova’daki komuta merkezine gitmesi ve oradan da uçaklara ulaştırılması bazı uzmanlara göre iki gün aldı. Bu sürede de mobil sistemler çoktan yer değiştirmişti.

Amerika Ukrayna’ya Excalibur mühimmatı verdi. Bu mühimmat içinde chipler var. Bu mühimmat içindeki chipler uydu sistemlerinden hedef bilgilerini GPS sinyalleri şeklinde alabiliyor.

Ukrayna bunun yanında Amerikan HIMARS, Yüksek Hareket Yetenekli Topçu Roket Sistemi’ne sahip oldu. Bu sistemle derinlikteki hedefler çok büyük bir doğrulukla vurulabiliyor. Ukrayna bu sistemi Avrupa ülkelerinden yollanan roket sistemleriyle beraber başarı ile kullandı.

Rus ordusunun başlangıçta 1.200 kilometrelik cephe boyunca 350 bin askeri yerleştirmesi de onların kolay hedef olmasını sağladı. Neredeyse kilometre başına 300 kişi.

Elbette dronlar isabetli atışların yapılmasının kalpgahını oluşturdu. Bazı uzmanlara göre Ukrayna hedeflerin neredeyse yüzde 86’sı dronlardan elde etti. Dolayısıyla dronlar aynı zamanda iki taraf için de öncelikli hedef oldu.

BU SAVAŞIN VERDİĞİ DERSLERİN EN ÖNEMLİLERİNDEN BİRİ LOJİSTİK ALANINDA OLDU

Ukrayna-Rusya Savaşı’ndan alınan derslerin en önemlilerinden birisi de lojistik alanında oldu.

Rusya’nın lojistik sistemi; boru hatlarına ve demir yoluna dayanıyor. Mühimmat depoları da demiryollarına yakın. Ukrayna, Amerikan HIMARS ve Avrupa ülkelerinden gelen roket sistemlerine sahip olduğunda yakıt depoları ile mühimmat depolarını imha etti.

Ukrayna, savaş anavatanında olduğu için hasar gören kendi kullandıkları demiryollarını kısa sürede tamir edebildi ve hatta eski lokomotifleri bile rahatlıkla devreye sokabildi.

Rusya’nın lojistik sistemi harekatın başlangıcındaki kötü hava koşullarının da etkisiyle neredeyse çöktü. Tabii harekatçıların harekatın süresini yanlış değerlendirmeleri de ayrı bir sorun.

Özellikle Rus ordusunun bazı günlerde neredeyse 60 bin mühimmatı kullanması beklentilerin çok üzerindeydi. Ukrayna’nın daha kesin istihbarat ağlarına ve daha isabetli ateş sistemlerine sahip oluşu, onların sarf ettiği mühimmat sayısının daha düşük olmasına neden oldu.

(U.D.): Peki lojistik alanda alınan en önemli ders sizce ne?

RUSYA-UKRAYNA SAVAŞI BARIŞ YOLUYLA ÖNLENEBİLİRDİ

(İ.B.): Harekata katılacak birliklerin en az destekle, neredeyse kendi başlarına bir-iki hafta savaşabilecek lojistik desteğe sahip olması gerekiyor.

Rus orduları yeterli yiyecek, yakıt ve mühimmata sahip olmadan savaş alanına sürüldüler. Lojistik sistem de elden çıkınca, sonuçlar ağır oldu.

(U.D.): Gerçekten Ukrayna-Rusya Savaşı’nın ortaya getirdiği gerçekler ürkütücü.

Bu duruma karşı neler yapılabilir?

(İ.B.): İlk önce şu tespiti yapmalıyız. Atatürk’ün dediği gibi “Savaş zorunlu ve yaşamsal olmalıdır”. Bakın şu sözlerde Atatürk’e ait:

“Dünyanın neresinde bir fenalık varsa, baskısıyla, harple, mücadele ile değil, bunu tedavi ederek önünü almalıyız. Hatta nasıl bir vücudun parmağının ucundaki bir acı, bütün vücudu rahatsız ederse, biz de öyle yapmalıyız.”

İşte bunun için Atatürk ölümsüz. Düşünceleri halen yaşıyor ve halen geçerli. Bazıları bu gerçeği kabul etmekte zorluk yaşıyorlarsa da.

Şimdi; Ukrayna-Rusya Savaşı barış yoluyla önlenebilir miydi? Bence evet, önlenebilirdi. O zaman bu konu objektif olarak incelenmeli. Dünyayı bir felakete götürecek durumlardan mutlaka kaçınılma yolları aranmalı.

Savaşı önlemenin elbette vazgeçilmez koşulu ise barış durumunun sonsuza kadar devam edebileceği gibi bir gaflete hataya düşmemektir.

Gerçekleri görmelisiniz. Olabilecek bütün tehdit ve risklere karşı barış zamanında hazırlıklı olmalısınız.

“Caydırıcı” niteliklere sahip olma, aslında barışın korunmasının en büyük gücüdür...