Türkiye Büyük Millet Meclisi kürsüsünden, “Fetullah Gülen bu ülkenin yetiştirmiş olduğu değerli bir kıymettir, bilge bir insandır. Fetullahlı nesillerin yetişmesi için hizmetini yapıyor. Her şeyi de açık, devletin gözetimi denetimi altında. Yapılan hizmetlere baktığınızda, siz buna hakkında herhangi bir savcının açtığı dava, mahkemenin verdiği mahkumiyet kararı olmadan çete diyemezsiniz! Çete diye itham ederseniz ona karşı da büyük haksızlık yaparsınız” demişti...

Diyanet’te 2014 yılında ortaya çıkan ‘fişleme’ olayının ardından, “Diyanet’te Şafi ve Aleviler de var. Hepsini biliyoruz ama fişlemiyoruz” demişti!

Adalet Bakanlığı koltuğuna oturunca kardeşini Adalet Bakanlığı yüksek müşavirliğine atamıştı!

Barolar CMK ücret tarifesinin iyileştirilmesini talep etmiş, sonuç alamayınca eylem kararı almıştı. Adalet bakanı, “Barolar boykot yapacaklarmış. Barolar Birliği eğer siyasi parti gibi davranırsa o zaman biz de onlara siyasi parti gibi bakarız” diyerek hak arayan avukatları tehdit etmişti!

Her konuda konuşuyordu ama İsmailağa cemaatine bağlı Hiranur Vakfı’ndaki 6 yaşındaki çocuğa tecavüz olayı hakkında incelik yapıp, “Adalet bakanı her konuda konuşmaz. Bizden, görüşülen davalarda tarafgirlik bekleniyor. Benim her sözüm yargıyı etkiler” demişti.

Tecavüzcülere af getiren, tecavüzcüsüyle evlendirilen çocuk gelinleri koynuna alanlarla ilgili yasal düzenlemeyi savunurken, “Bunlar tecavüzcü değil! Tamamen ailelerin ve küçüğün de rızasıyla yapılmış işler” demişti!

Adalet bakanıydı ama Şanlıurfa’dan milletvekili adayı da yapıldı. İl örgütü ve milletvekili adaylarıyla seçim toplantılarını Adalet Bakanlığı çatısı altında yaptı. Babasının malıymış gibi bakanlık merdivenlerinde hatıra fotoğrafı bile çektirdi.

2015’te seçim yapılmıştı, sonuç beğenilmeyince tekrarlandı! 2019’da İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimi de tekrarlandı ama o, 14 Mayıs seçimleri için, “Çok net söylüyorum. Türkiye’nin seçimleri dünyanın en güvenilir seçimleridir” dedi!

Kırk kere özür dilenen seccade olayı hakkında konuşmasa olmazdı, “Bu zihniyet CHP zihniyetinin ta kendisidir” diyerek memleketi o zihniyet bu zihniyet şeklinde ikiye ayırdı!

Bunlar, Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşayan 85 milyonun adaletinden sorumlu olan bir ismin, Adalet bakanı Bekir Bozdağ’ın icraatlarından bazıları...

Örnekler böyleyken, dün tek bir konuşmada bombaları art arda patlattı!

Mesela şöyle dedi: “14 Mayıs’ın akşamı ya şampanya patlatıp bunu sabaha kadar kutlayanlar olacak ya da alnını secdeye koyup Rabb’ine hamdedenler!”

Ya sabır derken dahası da geldi. Seçimle, sandıkla ne alakası varsa artık millete emanet formülü verdi...

“Siz olsanız bir yere giderken ailenizi Kılıçdaroğlu’na mı emanet edersiniz Tayyip Bey’e mi? Ailemizi emanet edemeyeceğimiz insanlara ülkemizi lütfen emanet etmeyelim” dedi!

Allah oy için bu lafları etme ihtiyacı hisseden, secde ile şampanyayı karşılaştırıp milleti bölmeye çalışanlara akıl fikir versin...

Versin de, yıllardır adalet terazisini elinde tutan Bozdağ’ın Fetullah’ı övmelere doyamayışı, tecavüzcüleriyle evlendirilen çocuk gelinlere bakışı, tarikat dergahında tecavüze uğrayan sabiler hakkındaki suskunluğu, kardeş ataması falan alt alta sıralanınca insan onun emanet formülünden yararlanıp şak diye karar veriyor!

Bendeki durum şöyle oldu mesela...

Kılıçdaroğlu mu Erdoğan mı derken atak yapıp öne geçti Bekir bey... Bırak kendisine aile emanet etmeyi, aile albümünden bir kare fotoğrafı bile emanet etmem!