Sağdan bak, soldan bak, istersen saraydan ya da polis gibi karşıdan bak; cinnet halidir, şiddettir atılan taşların adı.

Tıpkı ‘hadi aslanım’ talimatını alıp Kılıçdaroğlu’nu yumruklayan, linç etmeye çalışanların üç gün sonra eli öpülerek karşılanmaları, tıpkı Akşener’e ‘daha dur bunlar iyi günler’ denilip gözdağı verilmesi gibidir.

Ekrem İmamoğlu Erzurum mitinginde azmettirilmiş bir grubun taşlı saldırısına uğradı deniyor.

Bence yanlış!

Erzurum’da onun diyeceklerini dinlemeye gelenler, memleketin gidişatından memnun olmayıp sayıları artanlar, ellerinin arasından hayatlarının kaydığını görenler, çocuklarının geleceğinden endişe edenler taşlandı.

Nereden mi çıkarıyorum?

Minicik çocuklar, kadınlar, genç erkekler, pos bıyıklı kasketli amcalar, yani farklı düşünen Erzurumlular kan içinde kaldı da, oradan.

Taş attıran aklı evvellerin hedefinde onlar vardı, onlara kızıyorlardı çünkü!

Taş hadisesinin ardından daha iki gün önce herkesi şaşırtarak, “Siyasetin tatlı rekabetinin siyasi husumete dönüştürülmesine lütfen fırsat vermeyelim” deme inceliğini(!) gösteren bu ülkenin cumhurbaşkanı şöyle dedi: Dadaş bu dadaş, o yürü demezse yürüyemezsin!

Hepimizin can ve mal güvenliğinden sorumlu olması gereken İçişleri bakanı çıktı, “Erzurum halkına provakatör diyen Ekrem İmamoğlu’nun kendisi provokatördür” dedi!

AKP MKYK üyesi Mücahit Birinci, “Bakmayın böyle milletin içinde afra tafrasına, bunu (İmamoğlu) iyi tanırım. Höt desen tırsar” dedi.

İmam bunu yaparsa cemaat neler yapmaz derler...

AKP Erzurum milletvekili adayı Mehmet Emin Öz tweetine, “Sen her övgüye layıksın Erzurum” yazıp sildi!

Erzurumlular toplanıp İmamoğlu’nu dinleyemesin diye belediye otobüslerinin tamamını meydana yığan Erzurum belediye başkanı, “Kaosu yaratan İmamoğlu’nun kendisidir” dedi.

Noktayı depremde çadır satan Kızılay’ın bir yöneticisi, Konya Genç Kızılay başkan yardımcısı Abdullah Halit Üzülmez koydu. Sosyal medya hesabına şeytan taşlama anından bir kare fotoğraf koyarak altına zerre utanmadan şunu yazdı: Memlekette Hac dönemi erken başlamış... Konya’da her şey çok güzel olacak desene, bekliyoruz!

Konya Selçuklu Kızılay yönetim kurulu üyesi Ahmet Dağlı da bu mesaja tüy dikti, “Şeytan taşlamak isteyen Anıt Meydanı’na gidebilir” dedi!

Ayağına taş değmesin denilen bu topraklarda bazen atılan taş ödül olur ama!

Alnından süzülen kandan başardığını, çabalarının sonucunu aldığını, kazandığını anlarsın. Kızıp öfkelenmek yerine atanlara, ‘her şey güzel oluyor galiba’ dersin!

Atılan taşlardan mutlu olmuş biri aynen şöyle anlatmıştı...

“Bu topraklar ikimize çok, birimize az diye bağırıyordum baskın yaptığım rakibime ait çiftliği yakar yıkarken. Adamlarımla çiftliğin sahibini, yeni doğum yapan karısı dahil kim varsa öldürüyordum. Çiftlikte tek bir canlı kalmasın diye tavukları bile katlediyordum...

İnce Cumali filminde işte bu kadar kötü bir ağa rolünü oynamıştım. O zamanlar turnelere, galalara gidilirdi. Bu film için Anadolu’yu dolaştık. Galalarda oyuncu arkadaşlar çıkar konuşma yapardı. Hiç unutmam ben çıktım sahneye taşlar yağmaya başladı! Üstüm başım kan içinde kaldı! Ben o zaman anladım, rolümü doğru oynamıştım! İşte o zaman bana taş atanlara, ‘Atın, atın... Bana çiçek ve ekmek atıyorsunuz’ diye bağırdım...”

Tanıyorsunuz onu, Türk sinemasının efsanelerinden rahmetli Erol Taş... Sonra ne mi oldu? İnce Cumali’deki büyük oyunuyla 5. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu ödülü aldı!

Ve şu rastlantıya bakın ki taş atma hadisesine bambaşka bir bakış açısı getiren, atılan taşların bazen taş değil kutlama çiçeği, kazananların kafasına atılan konfeti, başarı ödülü olduğunu anlatan Erol Taş da Erzurumlu’ydu!

İşi tweet mesajıyla halledenler, Erzurum’da Erzurumlu bir gruba Erzurumlular’ı taşlatanlar, Konya için, memleketin tamamı için çağrı yapanlar umarız geçmişten gelen taş gibi mesajı ciddiye alır.

Almazlarsa da insanlığı çoktan kaybettikleri için mühim değil. Kazanan, taş atmak yerine biz insan gibi sandığa oy atarız diyenler çünkü!