Çocukken top sahası vardı evin yakınlarında. Pazar günleri abiler maç yapar biz ufaklıklar da gazoz fabrikasından bir kasa gazoz ya da mahalledeki fırından gevrek alıp satmaya çalışırdık.

Çalışırdık diyorum, ben satamazdım! Satılmayan gazozlar geri verilirdi ama gevrekler elde kalırdı. Birkaç denemeden sonra ticaret yasaklandı bana, konuya komşuya bedava dağıtılan gevrek zararını babam ödüyordu çünkü.

Bu yüzden gevrek işini bilirim(!)

Fakat ticarette benden uzmanları var.

Onlardan biri iki dönemdir milletvekili. Araştırdım, tanıtayım azıcık.

TBMM’nin resmi sitesinde vekillerimizin karnesi sayılan, meclis çalışmalarına yaptıkları katkıları  gösteren ‘Yasama Faaliyetleri’ bölümünde ilk imza sahibi olduğu yasa önerisi, imzası bulunan yasa önerileri gibi 9 ayrı konu başlığının karşısında hep aynı cümle yazıyor: Tabloda herhangi bir veri mevcut değil!

Milletvekilliği onurlu ve mühim. Bunun bilincinde olan millet seçip TBMM’ye gönderdiği vekillerine en iyisini vermeye gayret ediyor yıllardır. Yemiyor yediriyor adeta!

Sudan ucuz yemeğinden aylar süren ücretli tatiline, uçak biletinden telefon faturasına, danışmanlara sekreterlere verdiği maaştan diplomatik pasaportuna, sıradışı SGK haklarından sülalecek yurt dışında tedavi olabilmelerine kadar ne varsa sağlıyor.

Yetmiyor trafik cezası yerlerse onu bile ödüyor!

TBMM içinde ‘baştabiplik’ var. Boru değil tam teşekküllü hastane. Radyoloji, mikrobiyoloji, biyokimya laboratuvarları, diş, dahiliye, kulak-burun-boğaz, çocuk, cildiye poliklinikleri, uzman hekimler, hemşireler, eczacılar, laborantlar, diyetisyenler vekillerimiz ve aile fertlerinin hizmetinde.

Saymakla bitmiyor ama eğer bir vekilin görevi bittiyse ve o tarihte henüz emeklilik şartlarını karşılamıyorsa ona da bir ‘güzellik’ yapıyor bu millet. Sigorta primleri en yüksek devlet memuru için esas alınan prim üzerinden 4 yıl boyunca ödeniyor iyi mi?

Kıymetli vekilimize gelince, MHP Aksaray Milletvekili Ramazan Kaşlı kendisi. Bir yerel televizyon kanalında programa katılıp tespitler yapmış, 10 bin lira maaşla sürünen emeklilere önerilerde bulunup şöyle demiş...

“Bir şey yapmamız lazım. Domates mi yetiştiririz, su mu satarız, başka bir şey mi alıp satarız? Aile ekonomisine katkı için ek iş yapılabilir. 10 bin lira gelir getirecek ikinci bir ek iş... Ben hatırlıyorum 80’li yıllarda okuldan sonra ek iş yapardı öğretmenler. Simit satardı. 100 lira maaş alıyorsa 50 lira da ek gelir elde ederdi. Onun için vatandaşımızın da aile ekonomisine katkı sağlayacak bir şeyler bulması, uğraşması, zaman geçirmesi açısından önemli. Sadece devletten beklemek yerine...”

Vallahi doğru... Ben bile çocuk aklımla devletten beklememiş aile ekonomisine katkı yapıp gevrek satmış, ekonomiden iyi anladığım için ‘bayat gevrekleri ucuza alıp’ fırında alt üst yaparak ‘taze çıtır gevreeek’ diye bağırmıştım. Koca koca emekli amcalar, teyzeler niye yapamasın ki?

Ucuz et, ucuz pirinç, ucuz ekmek, ucuz pide kuyruğundan çıktıktan sonra bir tepsinin içine doldursunlar simitleri başlasınlar sokak sokak dolaşıp satmaya. Ek gelire bak...

Emekliler müthiş öneriyi ilk fırsatta değerlendirip(!) vekilimizin dediğini yapar ama küçük bi pürüzcük var!

Ramazan Kaşlı’nın ek geliri nasıl örnek alınacak?

Çünkü kendileri milletin her ay hem vekil hem de milletvekili emekli maaşı ödediği 300 vekilden biri! Milletvekili maaşı biliyorsunuz yılın başında 145 bin küsur liraya yükseldi! Milletvekili emekli maaşı ise 90 bin lira civarında! Maaş ve simit satmadan gelen ek gelir ne ediyor? 235 bin liracık!

Haliyle merak ediyoruz...

Liracıkları alıp alıp ‘emeklinin maaşına zam yapalım’ diyenleri saray talimatıyla püskürten, insanca yaşayacakları maaşı vermek yerine akıl veren vekili dinleyen bir emekli, 10 bin lira ek gelir için her gün kaç simit satmalı acaba?