Haberlere göre 2024 yılı içinde dünya genelinde 50 ülkede genel seçim yapılacakmış. Açıkçası ben dünyada mevcut 200’e yakın ülkenin dörtte birinde hem de bir yıl içinde demokratik “serbest seçim” yapılacağına pek inanmadım. Ama tersini iddia edecek bilgiye de sahip değilim. Avrupa’da bu yıl başından beri yapılan genel seçimlerde “aşırı sağ” tabir edilen partilerin oy oranı artmış. Avrupa Birliği Parlamentosu seçimlerinde de aynı eğilim gözlenmiş. Ama “aşırı sağ” çoğunluğu kazanamamış. İngiltere’de ise yapılacak erken seçimlerde solcu Emek Partisi’nin en çok oyu alacağı tahmin ediliyor. Soru şu: Niçin Avrupa’da ve diğer ülkelerde son zamanlarda seçmenler “sağa” kaydı? Bunun iktisadi veya siyasi sebepleri neler olabilir? Harvard İşletme Fakültesi (Harvard Business School) genç öğretim üyelerinden Avrupa’da da yaşamış ve kıtanın siyasi yapısını yakinen gözlemlemiş Brezilyalı Paula Retti bunun cevabını bulmaya çalışmış. Çok ilginç bir çelişki yakalamış. “Aşırı sağ” (kime ve neye göre aşırı diye sormayın, bilmiyorum) daha ziyade toplumun nispeten düşük gelirli kesiminden taraftar topluyormuş. Vaatlerinin başında da “milli gelir dağılımı”nı daha eşitlikçi hale getirmek varmış. Paula Hoca, “solun en klasik sloganının, sağ siyasetçiler tarafından kullanılmasına” şaşırmış.
SOL SAĞDA, SAĞ SOLDADIR
Bunu okuyunca İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi profesörlerinden örtülü Marxist açık anti-Kemalist İdris Küçükömer (1925-1987) hocanın “Türkiye’de sağ ve sol kavramlarının ters oturduğunu, CHP’nin aslında sağ parti olduğu” iddiasını hatırladım. Kuran’ı anadillerinden okuyan Baasçı Arap düşünürler bu kutsal kitabın aslında bir sosyalist manifesto olduğunu ileri sürmüşlerdi. Aynı tezin bir zamanlar Hristiyan din adamları tarafından İncil için de iddia edildiğini öğrenince kafa karışıklığım azalmıştı. Seçmenin Aşırı Sağ’dan beklentileri şöyle sıralanıyor:
- GSYH’nin daha hızlı büyümesi,
- Yolsuzluğa geçit vermeyen bir hükümetin kurulması,
- Sosyal ve ekonomik hayatta istikrar sağlanması,
- Devletin yeterli ve kaliteli kamu hizmeti sunması,
- Gelir dağılımındaki eşitsizliğin azaltılması.
AVRUPA’DA AŞIRI SAĞIN YÜKSELİŞİNİ BESLEYEN OLGULAR
Bunların başında pandemi ve Ukrayna Savaşı sonrası gıda fiyatlarının anormal yükselişi geliyormuş. Daha sonra büyümenin yavaşlaması yani ekonomideki durgunluk ve yaşam kalitesinin düşmesi zikrediliyor. Bu olumsuzlukların ana ekonomik sebebi olarak, serbest dış ticaret yüzünden ithalatın artıp ülke ekonomilerinin dışa bağımlı hale gelmesi gösteriliyor. (Pek tabii her ithalatın bir ihracat olduğu unutuluyor.) Sosyal sebep olarak bir numarada Müslüman ülkelerden gelen göçmenlerin Avrupa hayat tarzına tehdit oluşturması kuvvetle vurgulanıyor. Çare olarak düzensiz Müslüman göçmenlerin memleketlerine geri gönderilmesi öneriliyor. Sağ iktidardan beklentiler arasında yeni vergiler konmaması, devletin küçültülmesi, sosyal transferlerin artırılması yer alıyor. Paula Retti Hoca klasik anlamda “sağ” ideolojinin yaygınlaşmasının bir nedeni olarak “Tarikatların” (Religious Communities) bireyler için bir “dayanışma cemiyeti” rolü oynamasını gösteriyor. Bu cemiyetlere intisap edenler, etmeyenlere göre geçimlerini daha kolay sağlıyor ve ani bir felakete maruz kaldıklarında kendilerini destekleyen bir çevre buluyormuş. Bu, Türkiye’deki benzer oluşumların açıklanabilmesi bakımından önemli bir saptamadır.
Son söz: Her sosyal olayın bir iktisadi sebebi vardır.