Tuzla Piyade Okulu’da, 10 Kasım Atatürk’ü Anma töreninde, yakasına Atatürk fotoğrafı takmayan teğmenin tutumuyla başlayan ve daha sonra farklı boyutlar kazanan olaydan sonra, 3’ü Atatürk’e saygısızlık, 4’ü ise hiyerarşiye aykırı davrandıkları gerekçesiyle 7 teğmenin Türk Silahlı Kuvvetlerinden ihraç edildi. Yüksek Disiplin Kurulu kararıyla ilişiği kesilen teğmenler hakkında adli süreç de başlatıldı.

Hakim Albay Sadrettin Aktaş, 13 yıl Jandarma Genel Komutanlığı’nda adli müşavir olarak görev yaptı. 7 teğmenin ihraç kararıyla ilgili gelişmeleri yakından izledi. Gelenek olmasına rağmen törende Atatürk fotoğrafı takmayan bir teğmenin, kendisine tepki gösteren teğmenlere, “Atatürk’ün yaptıklarını doğru bulmuyorum, kendisine saygı duymuyorum” dediği de ifadelere geçti.  

DİSİPLİNSİZLİK VE BÜYÜK REZALET    

Sadettin Aktaş, Tuzla Piyade Okulunda yaşanan olayı ve sonrası gelişmeleri SÖZCÜ’ye şöyle değerlendirdi:

- Öncelikle Piyade Okulunda Atatürk rozeti takmayan Teğmen ‘e bazı arkadaşlarının gösterdiği tepki ve devamındaki gelişmeleri Atatürk’ün kurduğu TSK nin bir unsurunda  cereyan etmesi bile tek başına büyük bir disiplinsizlik rezaleti ve ayıbıdır. Atatürk ülkenin kurucusu ve ulusal değeridir. Ona saygı ve şükran duymak yurtseverliğin gereğidir. Disiplin askerliğin temelidir. Askerlik mesleği ise ülkenin coğrafi bütünlüğünü ve halkın şan ve şerefini korumak için canını vermeyi esirgememeyi gerektirir.  Kurucu lidere ve kuruluş değerlerine bağlılık tartışma konusu yapılamaz.

OLAY ÇOK VAHİM

- Somut olayda Atatürk’ün hatırasına saygıda bilerek kusur olduğu anlaşılıyor. O zaman  okuldaki eğitimin de  gözden geçirilmesi şarttır.  Bu olay son derece ciddi olup subayların temininde ve yetişmelerinde ki eksiklikler derhal saptanarak gerekli adımlar atılmalı. Askeri Liselerin yeniden açılması sağlanmalı ve ulusal değerler ve mesleğin kuralları öğretilmeli. Olay vahim olduğu kadar açık bir disiplinsizlik örneğidir. Ancak bu durumu münferit bir olay gibi ele alıp idari ya da adli bir soruşturmayla kapatmak çok daha vahim sonuçlara kapı açacaktır. Geniş kapsamlı ve objektif bir inceleme ve araştırma zorunludur. 

SIRADAN BİR OLAY GİBİ GÖRÜLMESİN

- Devletin kurucusuna ve silahlı kuvvetlerin saygınlığına zarar veren söz konusu davranışın ideolojik ve siyasi amaç taşıyıp taşımadığının mutlak surette belirlenmesi gerekir. Salt disiplin bozucu davranış gibi ele alınması sıradan bir vaka gibi algılanmasına yol açar ve devamında daha organize sonuçlar kapı açar.
Aksi halde olay bahane edilerek dini ve siyasi değerlere alet edilmesi kuvvetle  muhtemeldir. Bunu da en çok isteyenler ezelden beri cumhuriyet değerleri ve cumhuriyetin kurucusuyla sorunu olanlar olacaktır.

ATATÜRK’E DÜŞMANLIK VATANA DÜŞMANLIKTIR

- Ulusuna tarihinin  en kötü döneminde üstün cesaret ve dehasıyla   önderlik ederek bağımsız ve çağdaş bir toplum yaratan Atatürk’e düşmanlık vatana ve ulusa düşmanlıktır. Bu  davranış O’nun çok değer verdiği cumhuriyeti korumakla görevli silahlı kuvvetler mensuplarından gelirse  hiç şüphesiz ulusal değerlere saldırıdır ve değinildiği gibi en tepeden en aşağıya kadar her rütbedeki sorumlu hesap vermelidir.

- Şimdiye kadar alındığı söylenen kararlar yeterli olmadığı gibi kanaatimce yanlış kararlardır.   Komutanlarının yapması gerekeni yaparak müdahale eden  teğmenler görevini yapmıştır. Zira Atatürk ve cumhuriyete sahip çıkmak siyaset değil görevdir. Bu nedenle haklarında yapılacak tek işlem ancak takdir edilmek olmalıdır. Bunun yanı sıra saygısız  tutumu olan teğmenler  ile onları yetiştirmede ihmali olan üst ve amirleri mutlak surette hesap vermek  durumundadır.

ADD: Atatürk’ü ihraç anlamına gelir

Atatürkçü Düşünce Derneği adına avukat Doğancan Davutoğlu, Atatürkçü 4 teğmenin ihracına onay veren Kara Kuvvetleri Komutanlığı Yüksek Disiplin Kurulu Başkan ve üyeleri hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Avukat, suç duyurusunda şöyle dedi:

“Türk Silahlı Kuvvetlerinde görev yapan bir teğmen ve arkadaşlarının, Türkiye Cumhuriyeti kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve O'nun silah arkadaşlarına karşı bu kabul edilemez hareketleri karşısında, onlara tepki gösteren dört vatan evladı teğmenin aynı kefeye konulması, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü savunmanın suç görülüp ihraç nedeni sayılması kabul edilemez. Bu kararın Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü Silahlı Kuvvetlerinden ihraç anlamına geleceği, bunu yapabilmenin de kimsenin haddi olmadığı aşikardır.”

Avrupa ADD Başkanından çağrı: Atatürkçü teğmenler atılmasın 

Avrupa Atatürkçü Düşünce Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı Dursun Atılgan, Atatürkçü teğmenlerin TSK’dan ihracı yönünde karar veren  Yüksek Disiplin Kurulu üyelerinin hemen, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ise bu kararı  imzalarsa, derhal istifa etmesi gerektiğini söyledi. 

Dursun Atılgan, “Halka dayalı ve halk mayalı Türk Ordusunu kurarak, Vatanımızı kurtaran, devletimizi ve Cumhuriyetimizi kuran ebedî Başkomutanımız Mareşal Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e saygı konusunda duyarlı davranan söz konusu 4 öğrenciyi TSK'dan ihraç edenleri şiddetle kınıyor, nefretle lânetliyoruz” dedi. Atılgan sözlerini şöyle sürdürdü:

“Türkiye Cumhuriyeti'nin birleştirici gücü Atatürk'e; O’nun devrim, ilke ve eserlerine sahip çıkmayı ve savunmayı suç telakki eden ve dolayısıyla ihraç kararı verenlerin, Türk Silahlı Kuvvetlerine de bir gözdağı vermek istedikleri anlaşılmaktadır. “

TSK’nın kodlarını değiştirmek için çalışıyorlar

Emekli Albay Kemal Kamburoğlu da, teğmenlerin ihracıyla ilgili olarak “Türk silahlı Kuvvetleri’nde bu tep meseleler yaşanmasının en önemli nedeni, ordumuzun 2 bin 233 yıllık kodlarının yoğun bir gayretle ortadan kaldırma hedefinin olmasıdır. TSK’nın en önemli kurumlarından olan Askeri Yargı’nın ortadan kaldırılması da, yapılan en büyük yanlışlardan birisi olmuştur. Dünyadaki bütün ordularda bulunan Askeri Yargı’nın TSK bünyesinde olmaması çok ciddi bir sorundur.”