Türkiye ekonomisinin sac ayaklarından biridir inşaat sektörü. Birçok alt sektörü ve istihdamı da etkilediği için ekonominin canlı kalmasına da vesile olur.
Gelin görün ki yanlış politikalar nedeniyle inşaat sektörü de tıkandı. Maliyetler arttı, rant azaldı ve konut satışları düştü.
Alarm vermeye başlayan sektörü, bugünlerde deprem konutları inşaatlarıyla kentsel dönüşüm işi ayakta tutuyor ama artan maliyetler o alanı da artık zora sokuyor.
Size günlerdir bir inşaatın en önemli maliyet kalemlerinin başında gelen çimento üretimiyle ilgili Aşkale Çimento (ERÇİMSAN A.Ş.) üzerinden dönen tuhaf hikayeleri anlatıyorum.
O hikayeler ki çimento fiyatının astronomik bir şekilde artmasına neden oluyor.
O hikayeler ki şirket ve servet transferleri yapılarak sektörü değil bazı insanları ve aileleri zenginleştiriyor.
★★★
ERÇİMSAN A.Ş.’nin neredeyse beşte bir hissesiyle en büyük ortağı olan Erzurum Büyükşehir Belediyesi adına Başkan Mehmet Sekmen’le yaptığım görüşmemim kısa bir bölümünü dünkü yazımda aktarmıştım.
Bugün de Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a kadar iletilen, ancak kamu zararını ortadan kaldıracak hiçbir gelişmenin yaşanmadığı, akıllara durgunluk veren diğer detayları aktaracağım.
Ne demişti Sekmen?
“Ben çok büyük mücadele verdim ama önümü kesen Ticaret Bakanlığı’nda bir genel müdür oldu. Hakkında suç duyurusunda bulunduk. Ticaret Bakanı her türlü desteği verdi ama yapamadık.”
★★★
Şu anda tablo ne?
ERÇİMSAN’ın Vakıfbank’a milyonlarca dolar borcu var. Bu borç karşılığında 11 milyar lira değerindeki fabrikalara ipotek konulmuş. Şirket bu borçları yapılandırırken 305 milyon dolara aldığı Bilecik’teki SANÇİM fabrikasını 140 milyon dolarlık borcuna karşılık 1 liraya satmak zorunda kalmış ve Samsun’daki yaklaşık 300 milyon dolara mal olmuş fabrikayı 70-80 milyon dolara satmak zorunda kalabilir.
Ancak bu adımların hiçbirinde şirketin en büyük ortağı olan Erzurum Büyükşehir Belediyesi’nin söz hakkı da bilgisi de yok.
Sekmen bu duruma tepki gösterirken adeta isyan etti:
“Yüzde 17,9 ortağız ama sözümüzü dinleyen yok. ÇİMSA’nın 210 milyon dolara almadığı, bütün çabalara rağmen satılmayan bir fabrikayı ERÇİMSAN A.Ş. yönetimi 305 milyon dolara aldı. Krediler geri ödenemeyince de aynı fabrikayı borçları karşılığında 140 milyon dolara sattılar. Biz de büyük hissedar olarak elimiz kolumuz bağlı seyirci kaldık. Yazık günahtır. Bu kaybolan kamunun ve milletin hakkıdır.”
Sekmen, ayrıca yıllardır şirketin yönetimini elinde tutan Lütfü Yücelik ve ailesinin bunlarla da yetinmeyip Belediye’nin bütün hisselerini ucuza kapatmaya çalıştığını söylüyor.
★★★
Başkan Sekmen’e açık açık sordum:
“Siz AK Partilisiniz, iktidardasınız. Cumhurbaşkanı’na erişiminiz var. Bakanlara erişiminiz var. Nasıl oluyor da gücünüz yetmiyor?”
Sekmen de açık açık cevap verdi:
“Cumhurbaşkanımıza durumu anlattım. ‘Şirkete ortağız ama bizi elimine ediyorlar’ dedim. Yan taraftan Bakan’ı aradı ve ‘Sekmen’in sorununu çözün’ dedi. Bakan da elinden geleni yaptı.
Ancak çoğunluğu alacağımız Genel Kurul toplantısı, Ticaret Bakanlığı İç Ticaret Genel Müdürü, Genel Kurul’da görevli bakanlık personeli hükümet komiserini Ankara’ya çağırınca yapılamadı. Sordum kendisine... ‘Komiserle hangi devlet sırrını konuşacaktınız ki telefonla söyleyemeyip, ta Ankara’ya çağırdınız?’
Yanıt yok!
Cumhurbaşkanı’nın ‘ilgilenin’ dediği, iki bakanın (önceki ve şimdiki Ticaret Bakanları) ilgilendiği bir meseleye bir genel müdür taş koydu. Kendisi hakkında suç duyurusunda bulunduk.”
★★★
Sekmen’e yaptıkları suç duyurularının, MASAK başvurusunun ne durumda olduğunu da sordum. Konuya vakıf hakim olmadığı için işin bilirkişilere aktarıldığını, bilirkişilerin de hakimleri yanlış yönlendirdiğini ifade etti.
Sekmen’e “ne istiyorsunuz” diye sorunca da şöyle yanıt verdi:
“En büyük hisseye kamu adına sahibiz. Milleti temsilen yönetimde olmak istiyoruz.”
Bu arada Erzurum Büyükşehir Belediyesi yönetim kuruluna bir üye soksa da hiçbir şey değişmez. Çoğunluk aynı isimlerde olduğundan her istediklerini yaparlar ve Belediye görevlisi itiraz etmekle kalır.
★★★
Gördüğünüz gibi piyasa düzenleme kuruluşları, Ticaret Bakanlığı görevini hakkıyla yapmayınca milyar dolarlık sektörler dahi başına buyruk olabiliyor. Bir şirket bütün piyasayı baskılayabiliyor.
Mehmet Şimşek’e sormak lazım:
Yaklaşık 600 bin konutun üç yılda yapılması gereken bir ülkede, sektördeki birtakım ayak oyunlarıyla çimentonun tonuna 36 ayda yüzde 3800 zam yapılırsa bu ülkede enflasyonu nasıl düşürebilirsiniz?