Devamlı merak edilen bir konudur bu:

Bir devlet nasıl yükselir, nasıl çöker?

Tarihte bunun yüzlerce örneği vardır ve 14’üncü yüzyılda yaşayan büyük İslâm Bilgini İbn-i Haldun “Mukaddime” adlı eserinde bunun dersini verir. Tespitleri çok yerindedir.

Yüzyıllardır aynı oyun sergileniyor!
Kadim okurlarımdan Tarık Karslı gönderdiği mesajda İbn-i Haldun’u hatırlatarak:

“Onun kitaplarını birçok devlet okumuş ve uygulamaya almıştır. Bazıları ise bunun tersine (İkinci Abdülhamid gibi) kitapları yasaklamış, devletinin çökmesine sebep olmuştur. Eğer AKP yönetimi İbn-i Haldun’u okuyup uygulayabilseydi, Türkiye bugün çok daha iyi bir durumda olurdu.” diyor.

Tarık Karslı haklıdır.

1981 yılında ABD Başkanı Ronald Reagan bile, yaptığı bir konuşmada, İbn-i Haldun’u Amerika’nın ekonomi politikalarının kaynağı olarak gördüğünü söylemiştir.

İbn-i Haldun, öyle önemli bir bilgindir ama bizim yönetimler, onun eserlerinden ders almaya gerek görmüyor!

Kurtuluşu “ithal beyinlerle” arıyoruz.

★★★

İbn-i Haldun’a göre:

■ Devletlerin kuruluşunda, vergiler düşük, gelirler yüksek olur.

■ Devletlerin yıkılışında ise vergiler fazla, gelirler az olur.

İbn-i Haldun “Mukaddime” adlı kitabında anlatır:

Devletlerin hayatlarında 5 dönem vardır.

■ Birinci dönem: Zafer ve kuruluş...

■ İkinci dönem: Otorite ve yükseliş...

■ Üçüncü dönem: Refah ve ümran...

■ Dördüncü dönem: Kanaat ve duraklama...

■ Beşinci dönem: İsraf, bozulma ve yıkılma dönemidir.

★★★

Bu son dönem lüks, sefahat ve şatafatın egemen olduğu ve devletlerin yıkılmaya ve çökmeye başladığı yıllardır.

Büyük bilgin, yıkılış döneminde debdebeli yaşayışın artmasının çöküşü hızlandırdığını anlatır.

Angarya, israf ve lüksün yaygınlaşması, baskıların artması uygarlıkların çöküşüne sebep olur.

Böyle zamanlarda israf artar, maaşlar yetmez, devlet hazinesi giderleri karşılayamaz ve sürekli açık verir.

Bir devletin yıkılmaya başladığının en önemli göstergesi ise, devlet açığını kapatmak için, çeşitli isimler altında yeni vergiler konulması ve oranlarının yükseltilmesidir.

Vergiler can yakıcı bir şekilde arttırılırken lüks ve israf azaltılamaz ve çöküşe doğru gidiş hızlanır.”

★★★

Büyük bilgin İbn-i Haldun’un 650 yıl önceki “lüks, israf ve yolsuzlukların en güçlü devletleri bile batırdığı” şeklindeki tespitleri ne yazık ki, günümüzde de geçerliğini koruyor.

Eğer İbn-i Haldun gibi bilginlerin eserlerinden en ufak bir ders alınsaydı yüzlerce yıl sonra bile tarih tekerrür eder miydi?

Zambiya ve Gambiya bile bizden daha şeffaf!

Ülkemizde yolsuzluklar ne durumda?

Hırsızlık ve yolsuzluklarla etkin bir mücadele yapılıyor mu?

Yoksa devlet soyulmaya devam ediyor mu?

Diğer konularda olduğu gibi bu konuda da şeffaf değiliz.

Bir çok konu Meclis’te iktidarın bakanlarına sorulsa bile cevap alınamıyor ve halimizi yabancılardan öğreniyoruz.

Peki, nedir durumumuz?

“Uluslararası Şeffaflık Örgütü”nin “2023 Yolsuzluk Algı Endeksi Raporu”na göre:

180 ülke arasında 115’inci sıradayız.

Şeffaflıkta, Zambiya ve Gambiya gibi gelişmemiş yoksul Afrika ülkelerinden bile daha geride bulunuyoruz.

Zambiya ve Gambiya’nın nerede olduğunu bilen sanırım azdır.

Biri Afrika’nın güneyinde, diğeri batısında olan bu iki ülke de, Birleşmiş Milletler’in “En az gelişmiş ülkeler” kategorisinde yer alıyor.

O ülkelerin bile bizden daha şeffaf olması, bizim utancımızdır!

Hal böyleyken hâlâ millete hiç hesap vermeden “İtibardan tasarruf olmaz” diyerek devletin paralarını har vurup harman savurmak ayıp oluyor!

GÜNÜN SÖZÜ

İlaç satan hastalığın, silah satan savaşın bitmesini istemez!