Önceki gün bazı internet sitelerinden bir haber yayıldı. Haberde Türk iş dünyasının lokomotifi şirketin zirvesindeki ismin ekonomi ile ilgili açıklamalar yaptığı söyleniyordu. Fakat tarihte bir karışıklık vardı! Açıklama yeni değil, 2022 yılındaki bir konuşmaya aitti...

İsim önemli karışıklık büyük olunca daha önceki konuşmalarında neler söylediğine baktım.  Karşılaştığım durum ilginçti...

Onunla ilgili bir notu, gazetemizin yazarı Ege Cansen ağabeyin 25 Şubat 2016’daki köşesinden aktarayım. Şöyle diyor o isim için: Çok dinler, az konuşur!

Gerçekten dediği gibi, yıllar içinde konuşması bir elin parmaklarını geçmiyor.

Memlekette insan içine çıkıp konuşamaması, artık susması gerekenler utanmadan hala vır vır konuşurken Türkiye’nin en büyük şirketinin başında ve hatta o şirketin sahibiyken neredeyse yılda bir konuşmuş!

19 Ocak 2018’de konuşmuş:

“İstisnai örnekler olsa da dünyanın bugüne kadar ulaştığı gelişmişlik seviyesinde temel olan adalet, şeffaflık, güven, işbirliği ve saygınlık gibi temel değerlerin yıpratıldığını ve eskisi gibi revaçta olmadığını görüyoruz. Eşitsizlikler hem ülkeler içerisinde hem de ülkeler arasında kutuplaşmayı artırıyor. Toplumlar her türlü soruna karşı daha kırılgan hale geliyor. Eşitsizlikler deyince gelir eşitsizliğinin yanı sıra toplumun tüm kesimlerinin kaliteli eğitime, teknolojiye ve sağlık hizmetlerine uygun koşullarda erişimini de anlamamız gerekiyor. Siyasi söylemler yenilik, ilham ve idealizmden yoksun!”

17 Ocak 2019’da konuşmuş:

“Gelişmekte olan ülkelere yönelik yatırım iştahının zayıflığı, Türkiye’nin ve şirketlerin kredi notlarının düşürülmesi, uluslararası siyasi belirsizlikler nedeniyle yabancı para cinsinden kaynaklara erişim oldukça zor olacak! Birleşmemiz için her türlü sebep mevcutken, bunun yerine kutuplaşıyoruz. Aramızdaki sınırlar daha da belirginleşiyor. Anlaşılan o ki önümüzdeki dönemde, uluslararası iş birliği ile içe kapanmanın, serbest ticaret ile korumacılığın çatışmasına, yani zıtlıkların savaşına şahit olacağız!”

15 Ekim 2021’de konuşmuş:

“Huzur ve sürdürülebilir ekonomik büyüme için her alanda aklın ve bilimin rehberliğinde hareket edilmeli. Pandeminin yarattığı şoktan sonra iyice artan enflasyon baskısının vatandaşlarımızı ne kadar yorduğunu görmek insanı fevkalade üzüyor. 2000’li yılların ilk 10 senesinde yaptığımız gibi, esaslı bir reform ajandasına sarılıp ülke riskimizi azaltmak zorundayız. Türkiyemizi yeniden cazip bir yatırım merkezi kılacak adımların daha da kıymetli hale geldiği açıktır. Kurları, maliyetleri ve enflasyonu azaltmanın başka kalıcı yolu yoktur.”

13 Ocak 2022’de TÜSİAD’da konuşmuş:

“Ülkemizin kısıtlı imkanlarıyla yetiştirdiği pırıl pırıl gençlerimizin giderek artan bir şekilde kazanımlarını ülkemize aktarmak yerine istikballerini yurt dışında arama gayretine düştüklerini görmek beni hem fevkalade üzüyor, hem de had safhada endişelendiriyor! Mustafa Kemal Atatürk’ün, ‘Bütün ümidim gençliktedir’ sözünü aklımızdan çıkarmadan, gençlerimizi anlamak ve kendileri açısından hiç de kolay olmayan bu yolu neden tercih ettikleri üzerinde etraflıca düşünmek gerekiyor.”

25 Kasım 2022’de şirketin toplantısında konuşmuş:

“Tüm işlerimizde son derece hesaplı olmamız ve basiretle davranmamız gereken bir dönemde bulunduğumuzu vurgulamak istiyorum. Masraflarınıza dikkat etmenizi, çok elzem olmayan harcamalarınızı ertelemenizi ve nakit akışlarınızı yakından takip etmenizi bilhassa rica ederim. İçeride ve dışarıda ekonomi üzerindeki olumsuz etkileri artık açıkça hissedilen belirsizlikler süreci maalesef yakın zamanda sona ermeyecek!”

25 Kasım 2023’te konuşmuş:

“Küresel jeopolitik riskler artarken ekonomik belirsizlikler iş dünyasında artık olağan hale geldi. Temkinli olmayı sürdüreceğiz.”

En son 31 Ocak 2024’te konuşmuş:

“Cumhuriyetimiz 100 yaşında. Yüz sene zarfında dünyada ve ülkemizde kuşkusuz çok şey değişti. Değişmeyen ve değişmeyeceği her vesileyle anlaşılan yegane hakikat ise şudur: Atatürk’ün çizdiği yol! Yapısal reformların hayata geçirilmesi gerekir. Büyük Atatürk’ün ilkeleri doğrultusunda başta huzur ve güvenliğimiz olmak üzere ulusal çıkarlarımız gözetilerek hareket edilmesi şarttır. Yeni bir dünya kurulurken, potansiyelimizin harekete geçirilmesi için tek ihtiyacımız gerçek manada adil ve laik bir demokrasiyle memleketimizin önünün açılmasıdır. Önümüzdeki sene jeopolitik krizlerin emtia piyasalarında yaratabileceği muhtemel dalgalanmaları çok yakından takip etmeli ve risklerimizi buna göre yönetmeliyiz.”

*

Birilerinin yaptığı hata bazen başkaları için şans olabilir ama!

Tarihleri çorba edip Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Koç’u haber yapanların hatası da ekonomiyi içinden çıkılmaz hale getirenler için, gözleri parlayan, birilerinin ağzının içine bakan, ithal süpermen kurtarıcıları ilaç diye yutturan, kafaya göre üç ayda bir onu affedip bunu kapı önüne koyan baş ekonomist için büyük şans bence...

Çok dinleyen, görüldüğü gibi az, yılda bir konuşan Ömer Koç’un her konuşması o yılın ayrıntılı raporu gibi. Yapılması gerekeni de reçete yazar gibi ortaya koymuş. Bedava aklı al, şirket yönet. Aklını kullan, adaletli ol, Atatürk ilkelerine sarıl, ülkeyi ekonomiyi idare et!

Ama neredeee biz de hatadan ders çıkaracak, her konuda konuşmak yerine dinleyecek idareci? Aldıkları kararlar yüzünden burnumuz şeyden kurtulmasa da, ülkeyi çukurun en dibine düşürseler de başta ekonomi her bir şeyi en iyi onlar bilir!