Kamuya personel alımı seçme sınavında başarılı olmak yetmiyor. Ardından mülakat var. Mülakatla ilgili genel kanı, başarılı olanların elenip, yerlerine torpilli olanların alınması demektir. Sınavda yüksek puan almanız bir anlam ifade etmiyor, başarılı nice genç hak etmesine rağmen mülakatta başarısız gösteriliyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da kamuya personel alımında mülakatın kaldırılacağını söylemişti. Adalet Bakanlığı’nın personelle ilgili yetkilileri de yaptıkları il ziyaretlerinde görevde yükselmelerde yazılı sınav puanlarını esas alacaklarını söylüyordu. Bu durum açıkçası herkesi memnun ediyordu. Bunlar sadece sözde kaldı. Kaldırmayacaksanız bile mülakatın kameraya alınması, soruların kura ile belirlenip yöneltilmesi gibi basit önlemler bile alınmadı. Çünkü iktidar yanlılarına kadro başka türlü açılamıyor.

ADALET DAĞITILAN YERDE

Cumhuriyet Savcılarının, hakimlerin en büyük yardımcıları zabıt katipleri, mübaşirlerdir. Hakimin, savcının sorunları sıkça dile getirilir ama mahkemelerin yükünü çeken zabıt katibi, mübaşir, yazı işleri müdürünün sıkıntıları basına pek yansımaz. Bugün onların sınavından bahsedeceğim ve uğradıklarını belirttikleri haksızlığı gelen onlarca iletiden aktaracağım.

Zabıt katibi olanlar görevde yükselmek için yazı işleri müdürlüğünün, mübaşirler ise idari işler müdürü olmak için geçen yılın ağustos ayında Adalet Bakanlığı’nın açtığı Görevde Yüksel Sınavı’na girdi. Başarılı olanlar arasından, kontenjanın üç katı görevli grup grup Ankara’ya geldi ve mülakata alınmaya başlandı. Aralık ayında başlayan mülakatlar mart ayında sonuçlandı. 

Görüldü ki yazılı sınavda yüksek puan alanların çoğu, sözlü sınav aşamasında elendi. “Torpilli” diye nitelenen görevlilerden düşük puanlı olanlar, mülakatta yüksek puan alıyor, yazılı puanı yüksek olanlara ise mülakatta düşük puan verilip eleniyor. Adalet mi bu? Yazılı sınavda il birincisi olanlar arasında elenenlerde vardı. İlginç olan, görevde yükselme sınav sonucuna göre başarılı sayılanların önemli bölümünün iktidara yakınlığı ile bilinen bir sendikanın üyesi olması.

“ADALET ARIYORUZ” DİYORLAR

Yazılıda başarılı olan, hatta ilinde en yüksek puanı alanlardan bile mülakatta elenenler olduğunu öğreniyoruz. Onlar da “Adalet arıyoruz” diyorlar. Gelen onlarca ileti arasından birkaç örnek aktarıyorum:

- “Personel genel müdür yardımcısı adliyeye yapmış olduğu ziyarette ‘18 kişi alınacaksa listenin ilk 25 arasında döneceğini’ o şekilde uygulayacaklarını söylemişti. Maalesef 30-40-55 arası arkadaşlar müdür oldu bizde derece yaparak elendik. Kul hakkının affı yok.”

- “94 puanla ne yazık ki bizim Samsun birincimiz de elendi. 2011 öncesi sistem umarım er ya da geç geri gelir ya da en azından sınava girmek için kıdem şartı 10 yıl olur. Er ya da geç liyakatle gelenler liyakatle gider, liyakatsizlikle gelenler liyakatsizlikle gider. Üzgün değilim, ama kızgınım.”

- “Hepimizin içinden geçen en gerçek cümle 83 puanla ilde 2. sıradayken, 72 puanla 2 kişi kazandı. Birincimiz ve ben elendik. Konu sadece puan da değil. Sırf referansları var diye kazandırdılar. İnsan bunu hazmedemiyor.”

ALLAH’A HAVALE EDİYORUM

- “Yazılıda 91 puan alıp elenmek emek hırsızlığıdır. Asla hakkımı helal etmiyorum. Tek kızgınlığım liyakatin esas alınmaması. Müdür vekili olarak yıllardır ilçe kahrını çekiyorum hem de vekillik parası bile verilmeden çalışıyorum. Ama niyeyse üçüncü mülakatımdan da başarısızmışım diye eleniyorum!”

- “Maalesef rezil bir sistem ve bu sistem birçok liyakatli kişiyi ezen ve liyakatsizliğe yol açan garabet bir şey. Herkesin referansı olmayabilir. Neden mülakat yapılıyor anlamış değilim. Yazık günah bu kadar masraf yapılıyor. Sırf kendi adamını almak için bu kadar liyakatli insanın önüne liyakatsiz, tecrübesiz kişiler geçiyor. Bu garabet sistemi getirenleri Allah’a havale ediyorum. Yazdıklarım hakkıyla gelenler veya liyakatli olup da seçilen kişiler için söz konusu değil.”

- “Karaman’da 87 puanlı olan birinci de elendi. Kendime üzülmedim ama onlara üzüldüm. Vicdan çok zor bulunan bir şey. Ben hakkımı helal etmedim, arkadaşlarımın da etmediğini biliyorum.”

HAKKIMI YEDİRMEMESİ İÇİN YALVARDIM

- “Yazılıda 86 puan aldım, mülakatta elendim. 49 kişilik kadroda sıralama içerisindeydim. 157. sırada 75 puanlı arkadaş mülakat sonucu önümüze geçti. Şu mübarek günde eğer bir hak varsa, ben hakkımı helal etmiyorum.”

- “Yazılı sınavında 94 puan alanlardanım. Hiçbir soruşturmam yok. Puanımın yüksekliğine güvenerek tek bir kapı bile çalmadım. Gerçi kapı çalacak kimsem de yoktu. Dürüst olmak gerekirse olsaydı kapı da çalardım. Ben sadece Allah’a yalvardım ‘Hakkımı kimse yemesin’ diye. Ama maalesef ki elendim”

BU DA MALİYE SORUSU

Başka bir bakanlığa geçelim. Yazılı sınavda 98 puan alan genç kız, mülakata heyecanla girdi. Eleneceğini asla beklemiyordu. Hazine ve Maliye Bakanlığı’ndaki mülakatta kendisine şu soru yöneltildi: “Ankara’daki rögar kapakları ilk kez hangi tarihte yapılmıştır?” Genç kız, işe alınmayacağını sorudan anlamıştı. “Bu soru işe alınmamam için soruldu. İnanıyorum ki sorunun cevabını siz de bilmiyorsunuz” oldu ve odadan büyük bir üzüntü içinde ayrıldı.

Bu sorunun cevabını bilen var mı? İletileri okuyunca da “Adalet, bu sınavın neresinde?” diye soruyoruz.