KUVÂ-YI Milliye’nin adı son günlerde bazı zorlama benzetmeler yapılarak yeniden geçmeye başladı. Kuvâ-yi Milliye’yi anlatan yüzlerce kitap var. Bence kolay anlaşılır kitapları, birinci el belgelere başvurarak Hasan İzzetin Dinamo, Falih Rıfkı Atay, Sabahattin Selek, Turgut Özakman yazdılar.

★★★

105 yıl önceydi.

Aşı hazırlanmıştı.

Adı:

Mandacı aşısıydı.

İstanbul’daki işbirlikçi padişah, sadrazam, o dönemin bazı pozisyon aydınları, pozisyoncu din ve diyanet büyükleri; “Biz adam olmayız, gelsin İngilizler, Fransızlar, Amerikalılar bizi bir süre yönetsinler” kafasına yatmışlardı.

★★★

Bağımsızlık isteyenlere “mandacı aşısı” vurulmalı, başkaldıranlar susturulmalıydı. Bundan emperyalist ülkeler ve o dönemin lideri İngilizler, memnun, mutlu olacaktı. İstanbul’daki Padişah da İngilizlerin istediğini yapmış bir işbirlikçi olarak sarayında hilafet hırkasını çıkarmadan kalacaktı.

★★★

Sevr Antlaşması yapılmış, Osmanlı ordusu dağıtılmıştı. Askerden kaçanlar haydut olmuş halkın malını soyuyor, can alıyorlardı. Bu karanlık tabloya karşı koyacak görünmeyen bir güç vardı. O güç, “namus günüdür” diye ayağa kalktı. Anadolu vatanseverliği; “mandacı aşıya karşı Kuvâ-yi Milliye’yi kurup” örgütledi. Dağlarda tek tek ateşler yanmaya başladı.

★★★

İngilizlerin hazırladığı mandacı aşısını vurmak için gönderilmiş Yunan Ordusu’na karşı ilk kurşunu Ödemiş Kuvâ-yi Milliyesi attı. Ödemiş Kuvâ-yi Milliyesi’ni; Alaşehir, Aydın, Denizli, Balıkesir, Nazilli, Akhisar, Salihli, Sivas, Amasya, Erzurum, Diyarbakır, Urfa, Adana, Gaziantep, Kahramanmaraş Kuvâ-yi Milliyeleri aynı anda izledi. Tüm Anadolu Kuvâ-yi Milliye için “tek vücut olsun diye” omuz omuza verdi.

★★★

İngiliz işbirlikçileri Mustafa Kemal’in “mandacı aşısını rahatça vurulacak ortam hazırlayacağını” düşünüp, hesap yapıyorlardı. Mustafa Kemal, 1919 yılının 19 Mayısı’nda Samsun’a çıktığında Kuvâ-yi Milliye dağlarda özgürlük ateşlerini yakmıştı. Kuvâ-yi Milliye’nin örgütlenmesini vatansever subaylar üstlenmişti. Nitekim İngilizler Mustafa Kemal’in “mandacı aşısına karşı olduğunu” Samsun’a gönderildiğinin ilk ayında anladılar. İstanbul’a geri çağırdılar.

Dönmedi.

★★★

Anadolu’da Kuvâ-yi Milliye’nin yaktığı bağımsızlık ateşlerinin; “ülkenin işgalden kurtarılması ve egemenlik milletindir, padişahlık, hilafet ve saraylı tek adamın keyfi yönetimi de kalkacaktır” hedefine yöneleceğini görünce Mustafa Kemal’i “vatan haini” ilan ettiler. “Katli vaciptir” fetvası çıkardılar.

★★★

Bugün 19 Mayıs!

Bugün, Kuvâ-yi Milliye’nin “mandacı aşısına” dur dediği gün. 19 Mayıs’ın önemi; “mandacı aşının yere çalınmasından” geliyor. Bugün bazı politikacılar, bazı tarikat sözcüleri, bazı pozisyon aydınları, bazı kötü niyetliler yıllardan beri “kirli ve yalan bir propagandanın” üzerine abandıkça abandılar. 19 Mayıs’ı yurttaşların ve özellikle gençlerin kalbinden, zihninden silmek için uğraştılar. “Keşke Yunan Kazansaydı” diyenler baş tacı edildi.

★★★

Başaramadılar.

Dikişler patladı.

Tutturamadılar.

Son seçimleri kaybettiler. 19 Mayıs meyveli ağaçtır: Yurttaşlığı yükseltti. Özgürlükleri genişletti. Kardeşlik esası kurdu. 19 Mayıs’ı var eden güç Kuvâ-yi Milliye oldu. Benzeri yoktur.

Yeşil pasaport rüşveti!

BUNU da gördük: Türkiye’nin işadamlarını temsil eden TOBB Genel Kurul Toplantısı’nda Cumhurbaşkanı, oda ve borsa başkanlarına da “yeşil pasaport verileceğini” açıklayınca salon topluca ayağa kalktı ve coşkulu alkış patladı. Yeşil pasaport ülkelere belirli bir süre için vizesiz giriş sağlıyor; işadamları işte bu ayrıcalıklı kayırmayı alkışlamış oldular. Kayırmacılık Türkiye’de fazilet oldu. Pasaportun itibarı, o pasaportla kaç ülkeye vizesiz girebilme gücünden geliyor. T.C. pasaportu 2023 yılında 89’uncu sıradayken, 2024’ün ilk 4 ayında 93’üncü sıraya geriledi. Ülkenin pasaportunu itibarsızlık batağından kurtaramayan, yeşil pasaport rüşveti verip ayakta “kayırmacılık alkışı” almış oldu. Bu tablo karşısında işadamlarına Hazine’den (halkın vergilerinden) verilen her türlü teşvikin hedefine ulaşıp ulaşmadığını mutlaka bilmek gerekiyor. Sayıştay bunu niçin araştırmıyor? En iyi tasarruf paketi; yeşil pasaportlu işadamlarına verilen teşviklerin sonucunu halka duyurmaktır.