-Yaşam aydınlığımız, varlığımız ve esenliğimizdir.-

Yaşam güneşimiz; ATATÜRK’le arkadaşlarının ulusumuza en seçkin, en değerli armağanları ulusun egemenliği temeline dayanan cumhuriyettir. Ege gezisine çıktığında Ankara’da dört milletvekilinin Meclis’e sundukları önergeyle istedikleri padişah ve halife olması önerisini elinin tersiyle iten MUSTAFA KEMAL, çevremizdeki baskıcı yönetim yaygınlığına karşın çağdaş cumhuriyeti ilah ederek anlayış ve davranış büyüklüğünün en belirgin kanıtını tarihe yazdırmıştır. Birkaç gün sonra mutlulukla kutlayacağımız Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışının 85. yıldönümü hepimize kıvanç veren, ulusumuzun egemenlik bayramıdır. Ulus istencinin kaynağı ve dayanağı olan egemenlik ocağımız Türkiye Büyük Millet Meclisi’dir. Üyelerinin seçimindeki özen de ulusumuzun başlıca duyarlık ve özen göstereceği bir ulusal ödevdir. Kişisel ve aile yönetimlerini tarihin karanlık sayfalarına bırakarak aydınlığın, özgürlüğün, bağımsızlığın ve mutluluğun erinciyle ulusumuzu donatıp gönendiren, uygarlığın ve çağdaşlığın olanaklarıyla donatan cumhuriyeti halkının egemenliğine teslim eden anlayış yücelikleri tarihin örnek olaylarından biridir. Günümüzde bile kişisel tutkuların girişimleri, kalkışmaları izlenirken ATATÜRK ve arkadaşlarının tanımı güç bir anlayış ve tutumla ulusal egemenlik özenleri, asla unutulmayacak bir erdem örneğidir.

Padişahın kulu-kölesi olan halkın kendi istenciyle yönetimi oluşturması 1920’de örneği görülmemiş düzeyde bir hukuk atılımdır. Geçmişin karanlıklarında kalan olaylarını günümüz ölçülerinde değerlendirirsek ATATÜRK ve arkadaşlarının ulusumuza armağan ettikleri ulusal egemenlik düzeninin değerini daha iyi anlarız. Yaşam mutluluğu ulusal aydınlıkla anlam ve değer kazanır. Bu da güvenlik, toplumsal barış ve gelecek istencidir.

Kendi kendini yönetme ve kendi geleceğini hazırlama bir ulusun en doğal hakkıdır. Ne yazık ki bugün bile kimi uluslar bu gerçeğin dışında yaşamlarını baskılar, sınırlamalar ve karanlıklar içinde sürdürmektedir. Günümüzde üzüntüyle izlediğimiz çatışmalar ve karşıtlıklarla savaş olasılıkları zamanımızın kara bulutlarıdır. “Yurtta barış, evrende barış” güzel sözüyle benimsediğimiz anlayış ve çağdaşlık yaşam aşısıdır. ATATÜRK ve arkadaşlarının armağanı olan esenlik ve mutluluğumuzu sonsuza değin artırıp güçlendirerek sürdürme konusunda üstümüze düşenleri özenle yapmak yaşamımıza, anlam ve değer katacak, kazanımlarımızı hak ettiğimizin kanıtı olacaktır.

TEŞEKKÜR VE KUTLAMA

Yeni yayınlarıyla beni gönendiren değerli dostlarım Op. Dr. Aytekin ERTUĞRUL’a “Açık Bütçe ve Cumhuriyet ile Sona Doğru Doludizgin” Mustafa Namık DENER’e “Kirli Kent-Şiir Ölecek mi”,  Dr. Ahmet Münci ÜZMEN’e “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Kararlarında Adil Denge Kavramı”, Aylin BENDİS’e “Kendi Gölgesinde”, Avukat Eray KARINCA’ya “Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelede Karşılaşılan Sorunlar ve Çözüm Önerileri” adlı kitapları için teşekkür ediyor, kendilerini içtenlikle kutluyor, başarılarının sağlıkla ve artarak sürmesini diliyorum.