Ovacık Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül’ün İçişleri Bakanlığı tarafından görevden alınarak yerine kayyum atanması üzerine parti gener merkezinin görevlendirdiği CHP heyeti, Ovacık’a geldi ve görevden alınan Mustafa Sarıgül ile birlikte açıklama yaptı. CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, “Dün açıklanan karar, elimizin tersiyle ittiğimiz bir karardır. Bu bariyerleri kaldıracağız. Belediye Başkanımızın işlediği herhangi bir suç yok. O mahkeme kararını da tanımıyoruz. Bu kararların nerede ve nasıl verildiğini biliyoruz. Adil bir yargılama sürecinin olmadığını, soruşturmanın talimatla başladığını biliyoruz. Bunun demokrasiyle ilgisi yok. Bunun adı siyasi darbedir” dedi.

CHP HEYETİ OVACIK'TA

Ovacık Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül’ün görevden alınarak yerine kayyum atanması üzerine; CHP Genel Merkezi tarafındın görevlendirilen Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Tanal, Ankara Milletvekili Aliye Timisi Ersever, Parti Meclis Üyesi Saniye Barut ve eski Tunceli Milletvekili Polat Şaroğlu’ndan oluşan heyet Ovacık’a geldi.

"SORUŞTURMANIN TALİMATLA BAŞLADIĞINI BİLİYORUZ"

İlçe halkıyla birlikte belediye binası önünde yürüyüş yapan CHP Heyeti, daha sonra açıklamada bulundu. Açıklamada ilk sözü alan CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Sarıgül’ün işlediği bir suçun olmadığını, mahkeme kararını tanımadıklarını söyledi.

Sarıgül ile ilgili adil bir yargılanmanın yapılmadığına vurgu yapan Tanrıkulu şu ifadeleri kullandı: 

-Son derece üzgünüz. Hepimize geçmiş olsun demiyorum. Çünkü bu, bizim kabul edeceğimiz bir uygulama değil. Bunun bilinmesini isteriz. Kayyum uygulaması halkın iradesinin gaspıdır. Kayyum uygulaması, demokrasiye karşı darbedir. Kayyum uygulaması seçme ve seçilme hakkının açıkça halkın elinden alınmasıdır.

-Adalet ve Kalkınma Partisi, bir siyasal tercih olarak 2016 yılında, şeytanın aklına gelmeyen, 1980’de darbecilerin aklına gelmeyen düzenlemeyi parlamentoda geçirmeye çalıştı. Parlamentoda geçiremedi, daha sonra 15 Temmuz darbe girişimini, Allah’ın lütfu saydığı için elde ettiği kararnameyle 2016 yılında bu kayyum düzenlemesini mevzuata soktu.

-Parlamentoda başından beri karşı çıktık. 2016 yılından buyana bütün bölgede üç kezdir ve bu dönemde İstanbul’da başlayarak bütün bölgede uyguluyorlar. Dün açıklanan karar, elimizin tersiyle ittiğimiz bir karardır. Bu bariyerleri kaldıracağız. Belediye Başkanımızın işlediği herhangi bir suç yok. O mahkeme kararını da tanımıyoruz.

"BU DA SİYASİ DARBE"

-Bu kararların nerede ve nasıl verildiğini biliyoruz. Adil bir yargılama sürecinin olmadığını, soruşturmanın talimatla başladığını biliyoruz. Bunun demokrasiyle ilgisi yok. Bunun adı siyasi darbedir. Darbe sadece askeri güçle yapılmaz. Ele geçirdikleri sivil iradeyle, eğer Anayasa’ya aykırı davranıyorlarsa, bu da siyasi darbedir. Bu darbeye karşı halkımızla birlikte mücadele etmeye devam edeceğiz” dedi.

"SAVCININ EMRİYLE KALDIRDIĞIMIZ BİR CENAZEYİ SUÇ UNSURU HALİNE GETİRİYORLAR"

Görevden alınan Ovacık Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül ise, hakkında açılan davaya konu olan olaya değindi. Terörist cenazesini savcının isteğiyle aldıklarını ifade eden Sarıgül, şunları söyledi:

-Arkanızda gördüğünüz belediye, Türkiye’nin en pırıl pırıl belediyesidir. Kurulduğu günden bugüne kadar hiç borçlanmamış. Belki yarın buraya gelecekler, birçok saçmalık ortaya atacaklar. Borçlardan söz edecekler. Bunların hepsinin yalan olduğunu bugünden bilmenizi istiyorum.

-Tıpkı bundan 12 yıl önce beni seçtiniz ki, cenazenize, düğününüze geleyim, zor günlerde yanınızda olayım. Ben 12 yıldır bir örgüt üyesiysem, vali neden benimle oturdu, neden bu suçu işledi? Devlet erkanı neden benimle iş yaptı? Şu an kamerayla görüntümüzü çeken polisler neden çocuklarını, eşlerini  bizlere teslim ettiler? Bizler neden hep birlikte bu ilçe için güzel işler yaptık? Ama bir yerde düğmeye bastılar. Hem CHP’yi hem Ovacık’ı aynı anda cezalandırıp, Türkiye’nin her yerinde kulağa hoş gelen DEM’e kayyum atanır, cümlesini CHP için de meşrulaştırmak için böyle bir çabanın içine girdiler.

"ŞU BARİKATLAR HALKI KİN VE NEFRETE SÜRÜKLÜYOR"

-Şu barikatlar halkı kin ve nefrete sürüklüyor. Suç işliyorsunuz. Arkamdaki kişi sadece bir hırsızdır. Bana ait olanı çalmıştır. Savcının emriyle kaldırdığımız bir cenazeyi suç unsuru haline getiriyor. Git kendin kaldır o zaman. Bizden rica ediyorsun, güvenlik yok diye. Müdahale et diyorsun, müdahale ediyoruz. ‘Bölgeye giremiyoruz, destek verin’ diyorsun. Rica ediyorsun, polis vadiden geçemiyor birlikte gidin diyorsun. Savcının, hakimin vadide bir şeye maruz kalırsa, onlara siper olan bu halka, bu reva görülür mü? Bu halkı şu an kin ve nefrete sürüklüyorsunuz. Derhal bundan vazgeçin.”

"HUKUKSUZLUKLARA KARŞI MÜCADELE EDECEĞİZ"

CHP Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Tanal ise, kayyum uygulamasını darbe olarak yorumladı. Halkın iradesinin idari kararlarla geri alınamayacağına vurgu yanan Tanal, kayyum kararının siyasi bir hesaplaşma olduğunu söyledi. Kayyum uygulamasının Anayasa ve uluslararası sözleşmelere aykırı olduğunu aktaran Tanal, şöyle konuştu:

-Konuya nereden bakarsanız bakın, konu ne Anayasa’ya, ne uluslararası sözleşmelere, uygun değil. Temel bir kural var, halkın iradesini siz bir idari kararla ortadan kaldıramazsınız. Ovacık halkı, Mustafa Sarıgül’ü belediye başkanı seçmiştir. Halk getirdiği gibi gönderir de. Bu durum sadece seçim sonucuyla olabilir. Sizin sandıkta yenemediğiniz belediye başkanlarını, idari kararlarla görevlerinden alınması Anayasa’ya aykırıdır.

"SEÇME VE SEÇİLME HAKKININ GASPI"

-Seçme ve seçilme hakkının gaspıdır. Milli iradenin gaspıdır. Bunun başka açıklaması yoktur. Eğer mahkumiyet kararı vermiş diyorlarsa, ceza aldığı için bu karar alındı diyorlarsa, ben size bir adres göstereceğim. Şırnak’ın Uludere ilçesinin Hilal Belde Belediye Başkanı AKP’lidir. Rüşvetten, yolsuzlukta kararı kesinleşmiştir. Kesinleşmiş bir mahkumiyet kararı olan, yolsuzluktan dolayı belediye başkanını görevden almayacaksınız, halen hakkında kesinleşmiş kararı olmayan belediye başkanımızın görevden alınması, bu demokratik hukuk düzenini, Anayasal düzenini ortadan kaldırmaktır.

-Bu bir darbedir. Siyasi iktidarın Anayasa’yı rafa kaldırarak yaptığı bir darbedir. Biz bu darbelere, hukuksuzluklara karşı mücadele edeceğiz. Hukuka aykırı olan bu uygulamadan vazgeçin. Bu karar hukuki değil, siyasi bir karardır. Halkın iradesini idari kararlarla geri alamazsınız. Bu hukuksuzluklar karşısında biz sessiz kalkmayacağız. Halkın iradesine ve demokrasinin temel ilkelerine sahip çıkmak için mücadelemize devam edeceğiz. Türkiye, hukuk devletine geri dönülmelidir. Bu hukuksuz kayyum atamalarına son verilmelidir. Bu ülkede tahribat yarattı. Bu tahribat, halkın iradesini yok saymaktır, demokratik rejimden otoriter rejime geçiş yapmaktır. Bu bir siyasi hesaplaşmadır.”