Yaklaşık 2.000 yıl önce Çin'de yeşil renk, "karışık renk" olarak görülüyor ve aşağılayıcı bir anlam taşıyordu. Çünkü yeşilin, sarı ve mavinin karışımından ortaya çıkması, onu "asıl renkler" kategorisinin dışında bırakıyordu.

O dönem halk ve yönetici sınıf için kabul gören beş ana renk şunlardı:

- Kırmızı

- Sarı

- Mavi

- Beyaz

- Siyah

Bu renkler değerli görülürken, yeşil gibi karışım renkler alt sınıfla ilişkilendiriliyordu. Devlet görevlilerinin kıyafet kodlarında da bu ayrım vardı; yüksek rütbeli memurlar ana renklerde giyinirken, düşük rütbelilere yeşil kıyafet verilirdi.

YEŞİL BAŞÖRTÜ CEZASI

Antik dönemde sıradan halk şapka takamaz, yalnızca başörtüsü kullanabilirdi. Tang Hanedanı döneminde (618–907), bir vali olan Li Feng, hata yapan memurlar için aşağılayıcı bir ceza sistemi geliştirdi: Yeşil başörtüsü takma cezası.

Suçun ağırlığına göre bu başörtüsünü günlerce çıkarmalarına izin verilmezdi.

YASAK İLİŞKİLERİN RENGİ HALİNE GELDİ

Yuan Hanedanı'nda (1271–1368) kurallar daha da katılaşarak bir sembole dönüştü:

Evinde fahişe bulunan erkeklerin yeşil başörtüsü takması zorunlu hâle geldi.

Bu uygulama Ming Hanedanı'nda da devam etti ve halk arasında "yeşil başörtülü adam" demek, karısının sadakatsiz olduğu anlamına gelmeye başladı.

Böylece "yeşil şapka takmak" deyimi, yüzyıllar içinde aldatılma iması olarak yerleşti.