Geçtiğimiz günlerde bütün Türkiye olarak hepimizi derinden yaralayan bir olay yaşadık.

Mardin ve Şanlıurfa’da binlerce futbol sahası büyüklüğündeki alanlarda anız yangınları sonucu bir felaket yaşadı.

15 insanımız yaşamını yitirdi. 15 insanımızın yanı sıra yüzlerce hayvanımız da telef oldu. Bölge üreticisinin hem canı hem malı zarar gördü.

Tabi giden mal belki yerine konur ama yiten can bir daha geri gelmez ve acısı dinmez.

Peki neden bu böyle oldu.
İlk belirlemelere göre olayların anız yangınları nedeniyle başladığı ve büyüdüğü söyleniyor. Tabi ki bölgede etkili olan şiddetli rüzgarın rolü burada çok büyük.  Yangınlar rüzgarın etkisiyle kimsenin kontrol edemeyeceği bir alana yayılıyor.

Hasat edilmiş anız bulunan tarlalar çok geniş olduğundan ve yangın yer yer başladığından köylüler kendi imkanlarıyla bu parsel yangınların içine girip söndürmeye çalışıyor, ancak bu sırada yangın diğer parsellere rüzgarın etkisiyle atladığından ve oluşan yoğun duman nedeniyle insanların yangının çevredeki boyutu ve hareketini gözleme imkanı kalmadığından bir anda kendilerini yangının ortasında buluyorlar.

Yani bir anda dört bir tarafı yanan bir ortamdan kaçmak istedikçe de başka bir yangın ve dumanla karşılaşıyorlar.

Sonuç; tüm ülke olarak hepimizi kahreden bir facia…

Ben bu yangınlarda yaşamlarını yitiren vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet ve yakınlarına da baş sağlığı diliyorum. Bu konudaki üzüntümü tarif edemem.

Ama keşke zamanında önlem alınabilseydi de bu olaylar olmasaydı. Anız yangınları toplumsal bir sorun çünkü.

Bakın Adana’da da her sene anız yangını olursa ancak bu yıl neredeyse tek bir anız yangını bile olmadı.

Çünkü bu yıl Adana valiliği bu konuda kararlı bir duruş sergiledi ve anız yakana ceza verileceğini açıkladı.


Adana Valisi Yavuz Selim Köşger

Adana Valiliğinden, hasatı mevsimine girerken yapılan açıklamada, 2872 Sayılı Çevre Kanunu'nun 20. maddesinde yer alan hükümlere aykırı olarak anız yakanlara dekar başına 386 TL idari para cezası kesileceği açıklanmıştı. Ayrıca bu işlemin orman ve sulak alanlara bitişik olması ve meskun mahallerde gerçekleştirilmesi durumunda ise ceza beş kat artırılarak uygulanacağı açıklanmıştı.

Ayrıca Çevre Kanunu'nda yer alan ve yılda ikinci ürün ekilen yörelerde valiliklerin sorumluluk ve kontrolünde anız yakılmasını mümkün kılan kararın, Adana'da ikinci ürün ekiminin gerçekleşmesi nedeniyle Adana'yı kapsamayacağı ve valilik kontrolünde anız yakılmasına da izin verilmeyeceğini belirtildi.

Yani Adana için hem Çevre Kanunundan bağımsız olarak özel kararlar uygulandı hem de mevcut Çevre Kanunu hükümlerinin tam olarak uygulanması sağlandı.

Ama en önemlisi…
Kararlılık gösterildi…
Ben bu konudaki kararlı tutumu ve zamanında yaptığı açıklama ile açıklama sonrası ekipleri harekete geçirerek bölgede devletin varlığını hissettiren, anız yakma girişiminde bulunacaklara “Bakın devlet burada, gözümüz üzerinizde” diyerek ekipleri yönlendiren Adana Valisi Yavuz Selim Köşger ile Adana Çevre ve İl Tarım Müdürlüğü yetkililerine bu kararlı ve örnek tutumları nedeniyle bölge halkı adına teşekkür ediyorum.

Bu sene anız yaktırmadılar.
Adana’yı dumana ve ise boğdurmadılar.
Astım hastaları ve yaşlılara rahat nefes aldırdılar.
En önemlisi yangınlar çıkartılıp can ve mal kayıplarının olmasını engellediler.
Demek istenirse oluyormuş!..