Bu yıl hacca gitmek için 2 milyon 473 bin vatandaşımız hac kurasına katılmıştı. Bunlardan yaklaşık 85 bini hacca gitmeye hak kazanmıştı. Hiç kuraya katılmadan bazı siyasilerin hacca gittiğini de bilmeyenimiz yoktur. Her ne kadar “Yok” deseler de nasıl oluyor da iktidar partisinin yöneticileri daha ilk başvurusunda kuradan çıkıyor? Ama örneğin 11 yıldır kurada çıkma umuduyla bekleyen yüz binlerce vatandaşımız var.
Hacdan önce yaşanan bazı olaylardan da söz etmek istiyorum. Bir caminin imamı, cami cemaatinden ya da dışarıdan umreye gidecek 20 kişinin ismini Müftülüğe yazdırdığı zaman, o imam 20 kişinin başında bizzat umre kafile sorumlusu olarak bedelsiz umreye gidiyor. Eğer kafile 40 kişi olursa imam, istediği bir başka imamın umreye gitmesini sağlıyor. Bu sırada imam izinli sayılıyor ve maaşından kesinti yapılmıyor. Yurt dışına görevli gittiği için umrede kaldığı gün sayısı kadar harcırah ödeniyor.
ALEVİ KÖYLERİNDE EKSİK YOK
Din görevlisi olanlar, fırsatını bulunca başka kamu kuruluşlarına yatay geçiş yapıyor. O yüzden Diyanet’in eleman ihtiyacı hiç bitmiyor. Örneği Yozgat’ın Sorgun ilçesinden vereceğim. AKP’nin bir yöneticisi, 45 köyde, müftülük yetkilisi ise 16 köyde imam bulunmadığını söyledi. O köylerin bazılarına bayram ve cuma namazlarında dışarıdan imam geliyor. Namaz kıldırdığı için gelen imama para ödeniyor, kendi otomobiliyle geldiyse yakıt parası karşılanıyor.
Bu kadar imam varken köylerde niçin imam yok? Sorgunlu bir köylü anlattı: “İmam, lojmanını beğenmediği köye gitmiyor. İmam ‘Hayır’ derse müftülük de bir şey yapamıyor. İlginçtir, Alevi kardeşlerimizin yaşadığı köylerde imam eksiği yok. İmam da o köylere gitmeye ‘Hayır’ demiyor. Camiye genelde gelinmediği için imamın boş vakti çok. Birçoğu bunu değerlendirip ticaret ve özel iş yapıyor, hatta köyde durmuyor. Memleketimiz Sorgun böyle ise diğer ilçelerin durumu daha kötüdür. Diyanet yetkilileri duysun.”
DİYANET İŞLERİ BAŞKANI NE DİYOR?
Hac kuralarında birtakım ayrıcalıklar yapıldığını eski Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu Üyesi ve Emekli Mülkiye Başmüfettişi Recep Sanal öne sürmüştü. Sanal da, 2011 yılından bu yana hacca gitmek için kurada çıkmayı bekleyenlerden. Çıkmayınca umreye gitti. Anlattığına göre Diyanet’in umre fiyatının neredeyse yarı fiyatı kadar harcama ile ibadetini yapmış.
Hacla ilgili gündeme gelen iddiaları Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş’a sordum. Başkan, “Diyanet İşleri Başkanlığı’nın; kanunla kendisine verilen görevler doğrultusunda hacca ve umreye gidecek vatandaşlarımızın ibadetlerini usulüne uygun, sağlık ve güvenlik içinde, hizmet talep edenlerin hakları korunacak şekilde yerine getirilmesi amacıyla yurt içinde ve yurt dışında gerekli tedbirleri almak, ilgili ülke, kurum ve kuruluşlarla iş birliği yapmak, bu konulardaki hizmet ve faaliyetleri düzenlemek, yürütmek ve denetlemekle yükümlüdür” dedi. Başkan, hacla alakalı iddialarla ilgili şunları söyledi:
ORTAK KURULUN KARARI
■ Hac takvimi, hacı adaylarının belirlenmesi ve hacla ilgili alınması gerekli bütün kararlar, Diyanet İşleri Başkanı, Dışişleri, İçişleri, Kültür ve Turizm, Ulaştırma, Ticaret, Maliye ve Sağlık bakanlıklarından birer bakan yardımcısından oluşan ‘Bakanlıklararası Hac ve Umre Kurulu’nun yetkisindedir.
■ Hac kotası; Suudi Arabistan Hac ve Umre Bakanlığı tarafından Müslüman ülkelere nüfuslarının binde biri oranında veriliyor. Verilen kontenjanın yüzde 60’ı Diyanet’e, yüzde 40’ı Başkanlığımızla sözleşme imzalayan acentelerce kullanılıyor.
■ Dünyada uygulanan üç türlü hacı adayı belirleme yöntemi var. Birincisi sıralı sistem (Malezya vb), ikincisi salt kura sistemi (Nijerya, Mısır vb), üçüncüsü ise ülkemize has olan katsayılı kura sistemidir. Yani beklediği yılın kendisiyle çarpımı (Örneğin on yıl önce kayıt yaptıran kişinin kura kat sayısı 10x10=100; beş yıl önce kayıt yaptıranın 5x5=25 iken ilk defa müracaat edenin kura kat sayısı 1x1=1’dir).
ÖNCELİK TANIMIYORUZ
■ Ülkemizde kura çekimi noter huzurunda ve vatandaşlarımızın da katılmasının serbest olduğu Diyanet İşleri Başkanlığı konferans salonunda gerçekleştiriliyor. Hiçbir kurum, kuruluş veya siyasi partilere üye olanlara öncelik ve ayrıcalık yapılmıyor.
■ Kurada çıkmayan hiçbir kişinin hacca götürülmesi mümkün değil.
■ Başkanlığımız hacca gidecek vatandaşlarımızın taleplerini karşılamak üzere; Normal ve Yakın Mesafe Konaklama türünde kategorik hizmetler sunuyor. Yani VİP hacı, yandaş hacı, kontenjan hacısı, teşkilat hacısı, harcırah hacısı veya eş-dost hacısı gibi isimler altında herhangi bir uygulamamız yok.
■ Çeşitli yollarla hacca gelen hiçbir vatandaşımız Suudi makamlarına Başkanlığımız tarafından şikâyet edilmedi. Bunu ortaya koyacak bir delil yoktur.
■ Hac ücretleri Bakanlıklararası Hac ve Umre Kurulu’nca; uçak bileti, vize ücreti, Cidde/Medine/Mekke, ziyaret yerleri nakil ücretleri, Mekke/Medine konaklama ücretleri, yemek, sağlık hizmetleri ile Türkiye’de sunulan hizmet kalemleri dikkate alınarak hesaplanıyor, kâr amacı gözetilmiyor. (Hac fiyatlarını da hatırlatayım: İki kişilik odada kişi başı 240 bin lira, üç kişilik odada 220 bin lira, dört kişilik odada da bir kişi bu hac döneminde 205 bin lira ödedi.)
ÖDÜLLÜ DİYANET
■ 2013 yılında hacca gitmek için başvuran Recep Sanal’ın kura katsayı oranı 12X12=144 olduğu, ancak 2024 haccı için 2013 yılından bekleyenlerin sayısının da 205 bin 512 kişi olduğu düşünüldüğünde Recep Bey’in kurada çıkmaması olasılığı da normal.
■ Diyanet İşleri Başkanlığımız 2023 yılında hacılarına en çok hizmet çeşitliliği sunan ve memnuniyet oranı en yüksek organizasyon dünya birinciliği, 2024 yılında ise ‘En disiplinli hac organizasyonu dünya birinciliği’ ödülüne layık görülerek ülkemizin bayrağını 100 kadar ülke içerisinde sahnede dalgalandırmıştır.”
Evet, organizasyonda Türkiye’nin örnek olduğunu da yazımda da belirtmiştim. Ancak kura işini de bir hale yola sokmaları, bunun için kafa yormaları gerekiyor. Süleyman Demirel’in Cumhurbaşkanlığı döneminde Diyanet’i denetleyen emekli Mülkiye Başmüfettişi Recep Sanal’ın da, Diyanet İşleri Başkanı’nın açıklamalarına karşı cevabını da yarın okuyacağız.