Geçtiğimiz 6 Şubat 2023 tarihinde yaşanan ve bütün ulusumuzu yasa boğan on binlerce insanımızın yaşamına, milyonlarca insanımızın evlerinden uzaklaşmasına, yine bir o kadar insanımızın evsiz barksız kalmasına neden olan acıların katlanarak enkaz haline dönüştüğü büyük deprem felaketinin ardından bir yıl geçmiş. Bu geçtiğimiz bir yılda depremden direkt olarak zarar görmeyenler yani evinde barkında hasar olmayıp bir yakınını kaybetmeyenler üzülmekle geçirdiler bu süreyi.

Depremi tamamen unutamadılar belki, fakat depremi bizzat yaşayanlar, bu depremde evleri yıkılanlar ya da yıkılma derecesine gelenler bundan daha önemlisi bu enkazın altında yakınlarını kaybedenler, evsiz barksız, yurtsuz, parasız, işsiz ,annesiz, babasız, kardeşsiz ,eşsiz, sevgilisiz ,arkadaşsız, evlatsız kalanlar için bu bir yıl geçmeyi bilmedi adeta.

Onlar depremin acısını ve sancısını her geçen gün hissetti ve hala da hissetmekte devam ediyorlar.

Peki bu aradan geçen koskoca 365 gün içinde depremzedelerin yarasına merhem olabildik mi? Elbette ki buna verilecek cevap kocaman bir "hayır"dır.

Bu bir yıllık süre içinde depremzedelerimizin ne barınma ne iş ne de aş ihtiyaçlarını yeterince karşılayamadık.

Hala Hatay'da Adıyaman'da Kahramanmaraş'ta Malatya'da bu soğuk kış koşullarında ısıtılması çok zor olan konteynerlerde, çadırlarda kalan kalmak zorunda olan sağlıklı oturma kalkma, yatma ,banyo yapma ve hatta tuvalet imkanı bile olmayan binlerce insanlarımız var. Hala büyük şehirlerde depremde zarar görmüş fakat yıkılmamış apartmanlar hasar raporu çelişkileriyle muhataplar.

Birçok apartman hasarlı iken sonradan az hasarlı raporu almış ya da az hasarlı iken sonradan çok hasarlı raporuna dönüştürülmüş ve insanlar bu yollarla mağdur edilmiş alınan raporlara valilikler ve başka kurumların itirazları evlerinden apartmanlarından çıkmış olan bir daha buraya geri dönemeyecek olan insanları son derece rahatsız ediyor.

Büyük kentlerimizde bir an önce apartmanların hasarla ilgili raporlarını netleştirmek ve orada yaşayan veya artık orayı terk etmiş hak sahiplerine bundan sonra yapacakları konusunda rahat bir ortam yaratmak gerekiyor.

Kiraların astronomik rakamlarla sevk ettiği günümüzde hasarlı evlerine giremeyen eşyaları ortalarda kalmış insanların sorununa da bir çözüm bulmak gerekiyor.

Tabii her şeyden önemlisi depremde yıkılan kentleri onarmak yıkılan umutları onarmak ve depremde adeta dümdüz olmuş mahalleleri kentleri yeniden çağdaş yaşama hazır hale getirmek gerekiyor.

Umarız bundan önceki bir yılda yapılmayanlar bundan sonraki yıllarda gerçekleşir ve en önemlisi kentlerimizi depreme karşı hazır hale getirmek konusunda ciddi adımlar atılır. Tekrardan ulusumuzun başı sağ olsun.