Piyasalarda haklı bir iyimserlik havası... Bence temel sebebi Erdoğan’ın yerel seçimler bittiğinden beri “iyi olacak” dışında ekonomi hakkında konuşmaması...

Mehmet Şimşek ekonomiye tam hakim görüntüsünün verilmesi çok önemli... Akıllardaki soru işaretleri seçim sonrası bu sayede minimuma indi.

★★★

Haliyle Mehmet Şimşek’in “Türk Lirası reel olarak değer kazanacak” demesiyle ve bunun neredeyse garantisini vermesiyle beraber rotalar kısa vadeli kazançlara çevrildi.

Sat dövizini, al Türk Lirası’nı yatır faize...

Merkez Bankası’nın seçimlerin nihayete ermesiyle birlikte aldığı 50 milyar dolara yakın döviz gerçekten beklentilerin çok üzerinde... Nitekim hem rezerv açığını kapatırken hem de Türk Lirası’nın daha da değerlenmesini engelliyor.

★★★

Mehmet Şimşek’in “Merkez Bankası döviz almazsa 30 liranın altına inecek” açıklaması bu durumu yansıtıyor.

İşte tam burada ben bir şerh koyuyorum... Yanlış seviyede başlandı stratejiyi uygulamaya... Tamam, çok acayip bir şey olmadıkça pek sorun yaşanmayacak kısa vadede...

İyi de piyasalar serbest hale getirildiğinde çok pahalı kalacak Türk Lirası... Finansal piyasalar kutlamalara devam ederken, ekonomi can çekişecek acı acı...

★★★

Şöyle düşünün... Türkiye’ye 1 milyon dolar getiren, yılbaşında 1 milyon 200 bin doları ülkesine geri götürürken o 200 bin dolar kimin kaynağı olacak? O para kimden çıkacak? O açık nasıl kapatılacak?

Yabancının enflasyonla işi yok. Onun bakacağı yer sattığı dövizi geri alacağı seviye...

Yerli şirketler içinse faiz, gerçek enflasyonun epey altında olduğu için yara saramaz ama nispeten hasarı azaltır. Dolayısıyla yerli şirketlerin başı kel mi? Döviz cinsinden kredi faizleri çok düşükken TL cinsinden kredi faizleri de çok yüksek... Bu durumda döviz kredisi alıp onu kullanmak gerek...

İster finansman ihtiyacını gider ister rant sağla... Kim hesap soracak sana?

Ya işler beklenildiği gibi gitmezse bu kredilerin ki biz buna açık pozisyon diyoruz... Geri ödenmesi şirketin anahtarını masanın üzerine bırakmasıyla sonuçlanabilir.

★★★

Ya bütçe... En tehlikelisi bu işte... Açık durmuyor. Dizginlenemiyor. Hele yönetim “tamam, oldu bu iş!” derse ve harcamaya devam ederse boşa gider bunca hikaye...

Enflasyonun gerilemesi ile birlikte faizin indirilmesi için sonbahar ile birlikte baskıların geleceği aşikar...

Enflasyonun nasıl gerileyeceğine bakarsak, İstatistik Kurumu’nun hayali rakamları, baz etkisi ve dövizin sabit kalması sayesinde olacak.

Peki bunlardan hangisi kalıcı?

Ah be... Bıktık yamalı ekonomilerden... Yanlış bahar eğer sistem yanlışsa maliyeti büyütür o kadar... Tabii bir de sağlam rant sağlar... Yaşayıp görelim istiyorlar... Batan batar, bizimledir kalan sağlar...