Geçen yıl yurt dışı haber sitelerinde enteresan bir haber vardı. “Türkiye Hazinesi, kredi temerrüt takaslarını aşağı çekmek için bankalardan dolar tahvili almasını istedi.”

Her ortamda, dolarda, faizde, enflasyonda, işsizlikte... Gerçek olmayan verilerle yol almaya çalışıyor Türkiye... El atmadıkları, suni değerleme yapmadıkları bir burası kalmıştı. Bunu bile denediyse daha ne kaldı?

★★★

Eurobond alarak kredi temerrüt takaslarını düşürülebilir mi? Teoride yapılabilir. Ne işe yarar? Yerlerse Türkiye daha düşük maliyetle borçlanabilir.

Nitekim geçen yıl seçim öncesi 700 hatta 800’lerde dolaşan iflas riskimiz bugün 300’ün altına indi. Acaba gerçek mi?

Durun biraz başa saralım... İyice bir anlatalım...

★★★

Dünya piyasalarında Türkiye’nin borçlarını ödeyememe riskinin sigorta fiyatlanması çok yüksek yerlere geldi. Kısaltması üç harfli “CDS” deniliyor.

Anlamını ister “kredi temerrüt takası” ister “işiniz duaya kaldı” şeklinde çevrilebilirsin. Yüksek bir riske sahipsen kim sana neden borç versin? Gider rulette kırmızıya veya siyaha basar... Neredeyse aynı ihtimal...

★★★

Bu CDS’ler kredi notuna benziyor ama farklı dinamiklerle çalışıyor. Devletlerin borcunu ödeyememe riskini almak istemeyen borç verenler için genellikle yatırım bankaları üzerinden verilen bir hizmet olarak sunuluyor.

Organize bir kurum değil... Bir çeşit borsa... Anlık fiyatlanıyor. Alıcısı var, satıcısı var. Finans terminallerinde sigortalayanların verdiği oranlar ile oluşuyor. Yani devletler pek müdahale edemiyor. Ancak müşteriler müdahil olabiliyor.

★★★

Önce Amerika kaçtan borçlanıyor diye bakıyorsunuz. Peki aynı ekonomi mi Amerika ile Türkiye? Bana mı daha rahat borç verirsiniz, Koç Holding’e mi? Aynı hikaye...

Amerikan beş yıllık borçlanma senetleri yüzde 4 ile fiyatlanıyor diyelim. Türkiye’nin “ya ödeyemezse” riskine karşı sigorta pirimi de ekleyelim.

İşte Türkiye’nin CDS’i burada devreye giriyor. O 300 puanlık CDS, Amerika tahviline “yüzde 3 faiz” daha ekle anlamına geliyor. Haliyle dolar bazında ödeyeceğimiz kredinin faizini yüzde 7’ye çıkıyor.

★★★

Burada esas soru Türkiye gerçekten yüzde 7 ile borç bulabilir mi? Yoksa kredi temerrüt takas oranları fiktif mi?

Kısaca 50 milyar dolarlık Merkez Bankası eksi rezervi ve 220 milyar dolarlık kısa vadeli borç elde avuçta döviz kalmadığı, banknot matbaası döviz basamadığı için bir yerlerden para gelmesi gerekiyor. Tabii bu arada vereceğimiz cari açığın da bir yolla kapanması gerekiyor.

★★★

Nitekim Merkez Bankası Başkanı Gaye Erkan bu algıyı düzeltmek için Amerika’ya gitti. Yabancı yatırımcılara meramımızı anlatacak, para bulmaya çalışacak.

Sahi Mehmet Şimşek neden onu yalnız bıraktı? Çölde su gibi yabancı yatırıma ihtiyacımız varken daha önemli ne olabilir? Ters bir şey yoktur inşallah Amerika’yla! Var mı yoksa?