İnsanın temel olarak 14 tane zorunlu harcama kalemi olduğu kabul edilir. Nedir bunlar? Gıda, barınma, giyim, haberleşme, ulaşım, ısınma, sağlık, aydınlanma, temizlik, spor, eğitim-kültür, ev eşyası, çevre-su ve tatil...

Birinden kısmadan diğerini yapman söz konusu olmuyor maalesef... Araştırmalara göre Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü’ne üye ülkeler arasında gıda harcamalarının toplam harcamalar içindeki payı en yüksek olan ülke Türkiye...

★★★

Tabii keyiften değil... İnsan nereye giderse gitsin belli bir kapasitede yemek yer... Ancak geliri düşük, gıda pahalıysa bu kalemdeki harcamalarının tüm gelire oranı da doğal olarak yükselir.

Türkiye’de gıda, barınma ve giyim gibi üç temel harcamayı sorunsuz karşılayabilenlerin oranı bile çok düşük...

★★★

Ücretli çalışanların büyük bir bölümünün elde ettiği gelir, bırakın temel ihtiyaçları karşılamayı insan onuruna yaraşır geçim koşullarını sağlayacak tutarın da
gerisinde.

Türkiye’de eğitim-kültür, spor, tatil gibi ihtiyaçlar tamamen lüks sayılıyor.

★★★

Maaş hesaplamalarında açıklanan düşük enflasyon dikkate alınırken, vergi ve zamlarda yüzde 50’den aşağısı kesmiyor. İnsanlar iki ayrı Türkiye’de yaşıyor!

Çok zorlu, fakirleşeceğimiz bir yıl bizi bekliyor. Döviz kurlarında bir derece kontrol sağlanmış gibi görünse de kur-faiz kıskacı içinde olduğumuz için reel ekonomi ciddi ve kalıcı hasar aldı.

★★★

Devamlı para basıldığı, iktidarın harcaması için Hazine’ye usulsüz ödenek aktarıldığı bir ortamda enflasyonu nasıl durduracaklar? Nedir o diye sorana ilk cevabım Kur Korumalı Mevduat...

Merak etmeyin... En azından enflasyona daha yıllar önce dahiyane bir çözüm buldular. İstatistik Kurumu’nun marifetiyle enflasyon kuş kadar artıyor her sene... Maaşlar da ona göre hesaplanınca idare ediliyor bu haliyle...

★★★

Paranın değeri, alım gücü yerlerde... Millet borç içinde... Esas üretenlere sorsun bakalım hangisi para kazanıyor? Az para kazanana her şey pahalı geliyor.

Artık kulak arkası da kalmadı. Ülke başkanlık sisteminin altında kaldı. Adam açlıktan ölmek bize koymaz, kuru ekmek yeriz yine de sevdamız diyor. Kurunun yanında yaş da yanıyor.

★★★

Bunların hepsi önceden yapılan planın bir parçası aslında...

Girdi maliyetlerinin dünyada belirlenen fiyatları var. Metaller, kimyasallar, ham maddeler hemen hemen aynı fiyattan işlem görüyorlar.

Peki, girdi fiyatları ucuzlamıyorsa Türk malları nasıl ucuzlayacak? Emek! Dünyada neredeyse en ucuza çalışan işçiler ile yapılan üretimler sayesinde düşürülecek maliyetler...

★★★

Türkiye’de yaşayanlar için amaç artık yaşam kalitesini artırabilmek değil, sadece yaşamak...

Geçim derdinde olan insanlar için özgürlükler, hak, hukuk, adalet gibi kavramlar haliyle ikinci plana itilir... Nitekim yaşadığımız planlı bir fakirleştirmedir.