Geçen hafta sağlıkla ilgili bir konuşma yapmam için davet almıştım. Toplantı yaklaşık 1.5 saat devam etti. Toplantı bitiminde yorgunluk kahvesi için odaya davet ettiler. Odada yaklaşık yaklaşık 15 kişi vardı. Kahveler içilirken, ülke gündeminin en öncül sorunu olan ekonomi ve tasarruf tedbirleri ile ilgili konuşmalar yapılırken, ben sadece dinledim.

Konuklardan biri, ortaya bir soru attı. “Bir insan neden milletvekili olmak ister”? Genellikle odadakiler “Vatana hizmettir” dediler. 

Sonradan öğrendiğim kadarıyla, emekli üst düzey bir bürokrat, izninizle ben, TBMM’nin oluşan yapısını, iki döneme ayırarak cevaplamak isterim dedi.

İlki, Cumhuriyet’ in kuruluşundan 90’lı yıllara, diğeri 1990-2024 arası.

“Eski yıllarda milletvekilleri, liyakatli, vatanı için her türlü fedakarlığı yapan, hizmet sürecinde isimleri illegal olaylarla anılmayan, devletini kendisinden daha çok koruyan, topluma örnek insanlardı. Bu insanlar genç kuşaklar için adeta örnek olmuşlardır.

Yanlış anlaşılmasın bu örnek,  hem ilk dönem, hem de ikinci dönem vekiller için geçerlidir. Bu bugünlere gelinceye kadar Parlamento’da çok değerli, liyakatli, konularının gerçek uzmanları yer almış, kirli işlerle anılmayan  ve hizmet etmiş milletvekilleri için geçerlidir”.

“İzninizle biraz daha açıklama getirip 90’lı  yıllara gelinceye kadar, siyasi  partiler içinde demokrasi  ve hoşgörünün olduğu  bir gerçekti. Parti içinde, konular serbestçe tartışılır, bazen de parti kararlarına karşı çıkılsa bile, bu kişilere parmak sallanmazdı. Bu hoşgörü genellikle Sol partilerde görülmesine karşın, sağ partilerde bu tür davranışlara pek rastlanılmaz ve hoşgörü ile karşılanmazdı”.

“90’lı yıllardan sonra durumlar büyük oranda değişti. 2001 yıllarının sonuna yaklaşıldığında iktidardaki koalisyon çatırdamaya başladı. , Anayasa fırlatılması ile ortalık karıştı  ve yeni seçim kararı alındı. 2002’de AKP çoğunluğu sağlayarak iktidar oldu. Bu döneme gelinceye kadar Milletvekili sayıları zaman zaman değişip, sonunda  sayı 600 oldu”.

“AKP iktidarı ile vekil olabilme koşulları da değişti ve vekiller genel merkezce belirleniyordu. Bu uygulama, geçmişte CHP’de ön seçimle belirlenmesine karşın, bir süre sonra  CHP’de bu kervana katılarak merkez yoklaması (kontenjan senatörleri) olarak adaylar belirlenmeye başladı. İşte bu uygulamalarla Milletvekilliği adeta bir memuriyete dönüştü”.

“Seçilen vekil, seçildiği ilk  gün bir sonraki seçimde tekrar nasıl seçilirimin hesaplarını yapmaya  başladı. Bunun için vekil, çoğu kez neye parmak  kaldırdığının farkında bile olmadı. Sadece genel merkeze bağlılığı yeterli idi. Seçilen vekilin uzmanlığı, birikimi, liyakati nedir diye bakılmadan aday yapılabiliyordu diyerek konuşmasını” bitirdi. Bu konuşma için bir iki yorum dinledikten sonra dağıldık. 

Değerli Okurlar, bu ekonominin yarattığı derin yokluk ve yoksulluk  vatandaşı artık canından bezdirdi. Ulaşım araçlarında, sokakta, bulunduğumuz dost toplantıların da, ülkede ki ücret eşitsizlikleri çok sık dile getiriliyor. Özellikle de, seçmen olarak, bu ekonomik sıkıntı içindeyken, bizim seçtiğimiz milletvekillerinin aldığı maaşlara bakar mısınız?

Ekonominin içine düştüğü bu durumdan biz mi sorumluyuz? Sorumlu İktidar partisi milletvekilleridir. Ekonominin dünyada örneği olmayan faiz-enflasyon diyerek içine düştüğümüz bu durumlara o partilerin vekilleri parmak kaldırarak onay verdiler. Bunlar yanlıştır diyerek karşı çıkmadılar. ? Sizler oraya bizi temsil edip, haklarımızı korumaya mı, yoksa emir kulu olmaya mı gittiniz ve içine düştüğümüz bu yoksulluğun sorumlusu sizlersiniz diyerek öfke kusuyorlar. Sizlerin tuzu kuru, vekillik artık memuriyet haline geldi. Parlamento öyle hale geldi ki, kantarın topu kaçtı. 7, 6, 5, 4 dönem orada oturup, vekillik maaşı almakla kalmıyor, ikinci kez seçildiğinde üstüne birde “BALLI emeklilik” maaşıyla birlikte 233 bin TL alıyorsunuz…

Size oy verip TBMM’ne gönderen emekli 10 bin, asgari ücretli 17 bin lira alacak, emekli vekil

233.000.00 TL alacak. TBMM’de bu dönem 300 millet vekili, maaş+ emeklilik=233.000.00 ( iki yüz otuz üç bin Türk Lirası) alıyor.

Değerli Okurlar: Seçmen, kafayı milletvekilleri maaşlarına takmış. Nereye giderseniz gidin, her yerde bu konu dile getiriliyor. Katılırsınız, katılmazsınız öneri şu, 600 milletvekili çok abartılı derken. 300 vekil ve bir daha ülke, bu tek adam siyaseti ilkelliğine düşmesin diye, 125 kişilik bir Senato olmalı” diye dillendiriliyor.

Vatandaşın çok önemli bir önerisini unuttum. Vatandaş diyor ki? Sadece bu maaş değil, vatandaş muayene için sağlık kuruluşlarından randevu alamazken, vekiller 5 yıldız özel hastanelerde tüm ailesi ile tedavi olabiliyor ve masrafları TBMM tarafından ödeniyor.

Bu mu adalet?

Bu mu demokrasi?

Bu mu eşitlik? diyor ve bir öneri getiriyor.

“Milletvekilliğinden emekliliği ve 5 yıldız özel hastaneler de  muayene olma hakkı  kaldırılsa kimlerin  aday olacağını doğrusu çok merak ediyoruz” der…

SON SÖZ: Peygamberimiz yemeği sulu yaptırır, yanında ekmeği bol tutardı. Günde bir öğün makarna yer, eti de kurbandan kurbana yerdi… (alıntı) ALİ ERBAŞ

Not: Makarna ilk defa 1154 yılında Sicilya’da ortaya çıkmış!!