“Attığım tokat kırığa neden olamaz...” Ankaragücü’nün Başkanı Faruk Koca, hakem Halil Umut Meler’e attığı yumruğu böyle savundu. Evet... Önceki akşam oynanan Ankaragücü-Çaykur Rize maçının ardından yaşanan “şiddetle” birlikte herkes eteğindeki taşları dökmeye başladı. Nasıl? “Taraftar” gözüyle!

Oysa bir an olsun “taraftar” gözünden sıyrılsak bu “şiddetin” kaynağına yönelsek.

Geçen haziran ayında Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu (TKDF) ve Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA), “Kadına Yönelik Şiddet” ile mücadele alanında analiz yayımladı.

Rapora göre;

“Ev İçi Şiddet Acil Yardım Hattı”na 2007-2021 yılları arasında 28 bin 198 arama geldi. 900’den fazla kişi hattı birden fazla kez aradı. En çok sayıda çağrı, pandeminin başladığı ve eve kapanmaların yaşandığı 2020 yılında yapıldı. Hatta gelen aramaların yarısından fazlası (yüzde 57) bizzat şiddete maruz bırakılan kişiler tarafından yapıldı. Bunu yüzde 16 ile “aile üyeleri”, aileyi de ‘arkadaş’ ve ‘komşu’ takip etti. Her 100 aramadan 2’sini ise bizzat failler yaptı. Çoğunluğu, şiddet uyguladığı kişinin yerini öğrenmek için ararken, psikolojik yardım talep edenler de oldu.

Gelen aramalara göre şiddete maruz bırakılan her 10 kişiden 8’i kadın. Her 10 aramadan birinde hem kadına hem çocuğa yönelik şiddet raporlandı. Şiddete maruz bırakılanların yüzde 73’ü evli, yüzde 12’si bekar ve yüzde 7’si de boşanmış kişiler.

Şiddete maruz bırakılanlar büyük oranda 31-55 yaş arasında (yüzde 42). Bunu 19-30 yaş grubu (yüzde 37) takip etti. Gelen aramalara göre, en yaygın olarak fiziksel (17601), duygusal (15059), sosyal (5608), ekonomik (4346) ve cinsel (1456) şiddet uygulandı. Fiziksel şiddete maruz bırakılanların yüzde 79’u kadınlar, failler ise büyük oranda ‘eş’ (yüzde 68).

Yapılan aramalara göre, şiddet vakalarının yüzde 8’i cinsel şiddet. Cinsel şiddete maruz bırakılanların yüzde 73’ü kadınlar, yüzde 11’i kadınlar ve çocuklar ve yüzde 10’u ise kız çocukları.

Örneğin...

Bitmedi...

Moto kurye için üç soru!

Daha geçen hafta ortaya çıktı.

Somali Cumhurbaşkanı’nın oğlu Mohammed Hassan Shekh Mohamud, motosikletli kurye Yunus Emre Göçer’e çarparak ölümüne sebep olduktan sonra serbest bırakıldı ve ardından yurt dışına kaçtı. Biri otizmli iki çocuk ve eş kaldı geride. “Şiddet” mi arıyorsunuz? Daha nasıl olabilir? Bu konu dün Meclis gündemine de taşındı. CHP İstanbul Milletvekili Yüksel Mansur Kılınç, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın yanıtlaması istemiyle üç ayrı önerge verdi ve sordu:

Yunus Emre Göçer’in ölümüne sebep olan Somali Cumhurbaşkanı’nın oğlunun serbest bırakılması için polis ve savcıya baskı yapıldı mı?

Kaza görüntüleri ortaya çıktıktan sonra polis, kaza tutanağını neden değiştirmedi?

Adalet Bakanı, şüphelinin yurt dışına kaçmasına neden olan sorumlular hakkında adli soruşturma başlatmak için neden sekiz gün bekledi?

Şiddet mi arıyorsunuz!

Rize’deki kurşunlanmayla başlayalım

Örneğin...

Tarih 12 Nisan 2010: Samsun’da görülen Bulanık olayları davası çıkışında, güvenlik önlemlerini aşan bir kişi kapatılan DTP’nin Genel Başkanı Ahmet Türk’e yumruk attı. Burnu kırılan Türk, hastaneye kaldırıldı.

Örneğin...

Tarih 8 Nisan 2014: CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bazı milletvekilleriyle birlikte makamından çıkarak, partisinin grup toplantısına katılmak üzere TBMM’deki makamından ayrıldı. Grup toplantı salonunun bulunduğu yere doğru yürürken bir kişi tarafından yumruklu saldırıya uğradı.

Örneğin...

Tarih 21 Nisan 2019: CHP lideri Kılıçdaroğlu, PKK’lı teröristlerle çıkan çatışmada hayatını kaybeden sözleşmeli piyade er Yener Kırıkcı’nın Ankara’nın Çubuk ilçesindeki Akkuzu mahallesinde düzenlenen cenaze töreninde, bir grubun saldırısına uğradı.

Örneğin...

Tarih 6 Aralık 2022: TBMM’deki bütçe görüşmelerinin ikinci gününde yumruklu kavga yaşandı. Tartışmaların yaşandığı Meclis’te oturuma ara verildiği sırada AKP’li Zafer Işık, İYİ Partili Hüseyin Örs’e yumruk attı. Kalp spazmı geçiren Örs hastaneye kaldırıldı.

Bu konuda örnekleri çoğaltabiliriz.

Diyeceğim o ki; “şiddeti” sadece bir futbol maçından sonra aramak hatta ligleri ertelemek “palyatif” çözüm. Balık baştan kokar. Bırakalım “taraftar” gözüyle bakmayı ve gerçekler üzerinden konuşalım: Bir maç sonrası hakemlerin “beş saat” soyunma odasında rehin tutulduğu, hakemlerin taraftar tarafından saha içinde dövüldüğü, yine saha içinde teknik direktörün bıçaklandığı olaylar da yaşandı. Hatta... 4 Nisan 2015 tarihinde Çaykur Rizespor ile Fenerbahçe arasında oynanan maçın ardından dönüşe geçen Sarı-Lacivertliler, Rize - Trabzon yolunda silahlı saldırıya uğradı. Fenerbahçe takım otobüsü kurşunlandı. Olayın üzerinden geçen 8 yılın ardından takipsizlik kararı çıktı. O zaman ilk önce kurşunlanan otobüsten başlayalım!