Yüreği oyunculuk aşkıyla dopdolu olan Koray Erkök şimdi büyük bir heyecan içinde... Dün (5 Nisan Cuma) vizyona giren yönetmenliğini Arda Eminçe'nin yaptığı Suç Unsuru adlı filmde başrol oynayan Erkök, 10 yıl önce hafta içi her gün yayınlanan Deniz Yıldızı dizisiyle gündeme gelen isimlerden birisiydi. Aşk Kaç Beden Giyer ve İki Yalancı adlı dizilerde de rol alan genç oyuncu, son 6 yıldır Polonya'da deneysel tiyatro çalışmaları yaparken İspanya'da da Enstudio Nomada Sanat Akademisi'nde tiyatro dersleri veriyor. Yeni Dalga Türk Sineması'nın öncülerinden olan Koray Erkök'le vizyonda olan ve evi polis tarafından basılan Celal karakterini oynadığı filmini, yeni hazırlıklarını ve hedeflerini konuştuk...

Önce, Suç Unsuru adlı filmi konuşalım... Bu filme dahil oluşunu anlatır mısın?

Hikayesi çok ilginçtir. Bir gece Arda (Eminçe) ile sohbet ediyoruz. Ankara’dayız. Yaşımız daha 18-19. Hayaller birbirini kovalıyor tabi. Bir gün bir film yapmalıyız dedim. Kendi mavramızı döndürdüğümüz, her saniyesi bize ait olan bir film. 'Tamam' dedi 'Ben filmi yazıcam, yalnız başrolde sen oynayacaksın'. Anlaştık. Sonra yollarımız ayrıldı, başka işler de kavrulduk derken, beni aradı ve daha 'N'aber nasılsın?' demeden 'Koray ben o filmi yazdım' dedi. Hemen hatırladım mevzuyu. Tereddüt etmeden geliyorum dedim, filmi çekelim. İyi ki hayal kurmuşuz ve iyi ki peşinden koşmuşuz. Bu gün gururla kendi işimizi izliyoruz ve izletiyoruz.

Filmin konusu ve oynadığın karakter...

Filmde, Moda’da yaşayan iki arkadaşın sabaha karşı evlerinde ‘Suç unsuru’ bulunduğu şüphesiyle polis baskınına uğramalarını ve bununla birlikte yaşadıkları travma anlatılıyor. Ben evi basılan Celal karakterini oynuyorum.

Bu film nasıl bir mesaj veriyor?

Bu filmde yaşananlar tamamen gerçektir. Olay bizzat Varyete Film Şirketi'nin çekirdek kadrosunun başından geçmiştir desek yalan olmaz sanırım. Filmin yönetmeni Arda Eminçe ve Yapımcılığını üstlenen Belül Berk Parça’nın evinde yaşanmış ve nihayetinde ‘Suç Unsuru’nun bulunamaması ile sonuçlanmıştır. Açtıkları dava sonucunda 100'er lira tazminat alan arkadaşlarımız tatmin olamamışlar ki, durumu film yapmaya karar vermişler. Film, polis memurları ve ‘şüpheli’ ev sahipleri arasında hak, eşitlik ve adalet temasını kara mizah dili kullanarak işliyor.

Koray Erkök'ün bugüne kadar yaptıklarını, verdiği mücadeleyi öğrenebilir miyiz?

2009 yılında Bilkent Üniversitesi Sahne Sanatları Fakültesi'nden mezun oldum. 2013 yılına kadar dizi sektöründe rol aldım. Daha sonra Polonya başta olmak üzere çeşitli ülkelerde müzikli sahneleme esasına dayalı deneysel tiyatro çalışmalarına katıldım ve bu konu üzerinde daha çok gelişim göstermeye karar verdim. Şu anda ‘Yeni Dalga Türk Sineması’ olarak adlandırdığımız bir akıma kaptırmış durumdayım kendimi. Bu yüzden ‘Suç Unsuru’ hem bir kilometre taşı hem de uğrunda mücadele vererek ortaya çıkarttığımız bir iştir.

Yıllar önce Deniz Yıldızı adlı dizide başroldeydin... O diziden edindiğin tecrübeler neler oldu?

Ben uzun dönem yaptığım için kamera oyunculuğunda marke olmamayı ve doğru ışığı almayı öğrendim. Bir de elimde bir BNC kablo başı kaldı. Çok sevdiğim bir kamera asistanı hediye etmişti. Buradan birlikte çalıştığımız set ekibimiz başta olmak üzere tüm arkadaşlara selamlarımı iletiyorum.

Tiyatro eğitimi aldın... Gönlünce tiyatro yapabildin mi?

Konservatuardan sonra bu işin ne kadar özveriyle yapılması gerektiğini daha iyi anladım. Gönlünce tiyatro yapmak için arzu ettiğin metinlerde arzu ettiğin ekiple çalışmak şart. Tamamen sonuca ulaşamasam da gönlümce tiyatro yapmak için çabalamaya devam edeceğim.

Bundan sonraki hedeflerin...

Bir süredir İspanya’da Estudio Nomada adlı iyi bir sanat akademisinde ders veriyorum. Yakında bir oyun prodüksiyonu üzerinde çalışacağız. Amaç müzik ve hareket temelli bir tiyatro oyunu ile Avrupa turnesi. Bugüne kadar ekrana gelen çeşitli dizilerde 400'e yakın bölümde oynadınız, bu çok büyük bir rakam... Bu 400 küsur bölüm size neler öğretti? Bir yerden sonra bölümlerin nasıl geçtiğini farketmiyorsunuz. Rölantiye alınmış işlerde en büyük tehlike sanıldığı gibi yorgunluk ve bıkkınlık değil, oynadığınız karakterin size, sizin de oynadığınız o karaktere dönüşme riskiniz. Bu konuda en büyük şansım hem sitcom hem de drama çekmiş olmak.

Oynamayı çok istediğin rol...

Bir rol seçimim yok ama Reha Erdem’in çizdiği karakterlerden her hangi birini canlandırmak güzel olurdu.