Emecan, aslen Giresunlu ama babası memur olduğu için Antalya’da doğup büyüdü. Ta ki İstanbul Teknik Üniversitesi’ni kazanıp İstanbul’a gelinceye kadar... Emecan, “Karadenizli Emine Gülizar’ı” SÖZCÜ HaftaSonu’na anlattı... Hikayeniz Antalya’da başlamış ama Giresun’dan da kopmamışsınız... Babam Fuat Yılmaz memurdu ve Antalya’ya tayinle gelmişler. 4 çocuklu bir ailede büyüdüm. Çocukluğumuz ve gençliğimizde, yaz aylarımız bahçelerde fındık toplayarak geçti. Yazın fındık toplamak Giresun’da kaderdir.
EMECAN AİLESİ’NİN MASKOTU: MİN
Emecan Ailesi’nin neşe kaynağı kedi Min... Çiftin oğlu Ali Galip, Min’i
7 yıl önce sokakta bulup eve getirmiş. Emine Gülizar Emecan’ın “Evimizin maskotu” dediği Min, kendisini canı istediğinde sevdiriyor.
KANAL İSTANBUL İHANET PROJESİ - Siyasette hırsınız var mı? Siyasi hırsım, hiçbir zaman olmadı, tek amacım topluma faydalı bir şeyler yapabilmekti. Gezi olayları sırasında birçok kişiden “Ben bu ülkede yaşamak istemiyorum” cümlesini duymak beni çok etkiledi. 2015 seçimlerinden önce partimiz ön seçim kararı almıştı. Üçüncü bölgede 126 aday adayından 6’ncı çıktım. Delegemiz bana güvenmişti, bunu hiç unutmadım. Kritik bir sıradaydım, seçilemedim. Sonrasında aktif bir şekilde çalışmaya devam ettim. 2018 seçimlerinde de partimiz milletvekili olarak değerlendirdi. Halk için, kadınlar için daha eşit daha yaşanabilir adil bir Türkiye hayal ediyorum. Gezi’den sonra her şey daha da kötüye gitti. Çıkış yolunu bulmak için mücadele ediyoruz. TBMM Plan Bütçe Komisyonu’nda görevliyim. Halktan yana değil yandaştan yana kullanılan bir bütçe süreci yaşıyoruz ve şeffaflık yok. Milletin bütçesi har vurup harman savruluyor, önce müteahhitlere gidiyor. - Kanal İstanbul bölgesindeki köylere de gittiniz… Kanalın Karadeniz sahiline çıkış noktasında bulunan Yeniköy ve Karaburun mahallelerini, İlçe Başkanımız ve yöneticilerimizle birlikte ziyaret ederek köy halkıyla görüştüm. O köylerde yaşayan vatandaşlar, her şeyin farkına varmış ve yerinden yurdundan edilmek istemiyor. Bakanlık yetkililerinin köy köy gezip propaganda yaptıklarını duyduk. Şimdi sıra halkı kandırmaya gelmiş. Bu proje tam anlamıyla İstanbul’a Türkiye’ye ihanet projesidir.
Emecan, en büyük keyfinin ekmek ve peynir yapımı olduğunu söyledi.

EKMEK VE PEYNİR YAPIMINDA İLERLEDİM

- Ve pandemi süreci... Günlük yaşamlarımızda birçok rutini, alışkanlıkları değiştirdi. En yakınlarımızla uzaklaştık, evlere kapandık. Sıkıntı devam ediyor. CHP Milletvekili Emecan, eşi ve iki çocuğuyla salgın sürecinde yaşadıklarını şöyle anlattı: "Biz de bir süre eve kapandık. Doktor arkadaşlarımızla sürekli temas halindeydik, bilgi alışverişinde bulunduk. 2015 seçimlerini kaybettikten sonra bende ekmek ve peynir yapma merakı oluşmuştu. Eve kapandığımız süreçte peynir ve ekmek üretiminde epeyce ilerledim. Mutfakta en büyük keyfim bu ikili. Karadeniz yemeklerini de yaparım."
Emecan çiftinin biri kız, diğeri erkek iki evlatları var.

SİYASET HAYATLARINA BELEDİYECİLİKLE GİRDİ

- Doktor Adil Emecan, kamuoyunun yakından tanıdığı bir isim, İstanbul Zeytinburnu’da DSP’den belediye başkanlığı yaptı. Çiftin tanışması üniversite yıllarına dayanıyor. Emine Gülizar Emecan, aile hikayesini şöyle anlattı: “İTÜ İnşaat Mühendisliği bölümünü kazandım. Eşimle, üniversite son sınıfta, 1989’da tanıştık, aşık olduk. O uzmanlığa hazırlanıyordu. Biz Ailelerimiz çok eskiden tanışıyordu. 1990’da evlendik.” 1994 yerel seçiminde Adil Bey’e adaylık teklifinin gelmesiyle birlikte, siyaset dünyasına girmişler. 8 aylık hamile Emecan, seçim sürecinde eşinin yanında olmuş. “Siyasete atılma düşüncem yoktu. Eşim, partide aktif görev almamın bir vatandaşlık borcu olduğu konusunda ikna etti. 2011’de CHP İstanbul İl Yönetimi’ne girdim. Gezi’den sonra ‘Daha fazla ne yapabilirim’ dedim.”

GiRESUNLULARIN ÇARESİZLİĞİNİ GÖRDÜK

- Giresun’da yaşanan sel felaketinin ardından Emine Gülizar Emecan soluğu hemşehrilerinin yanında aldı. “Vatandaşın çaresizliğini gördük” diyor. “Karadeniz sellere alışıktır ama böyle bir felaket daha önce yaşanmadı” diyen Emecan, izlenimlerini şöyle anlattı: “Canlarını zor kurtarmışlar. Kriz yönetimi ve afetlere karşı bilime dayalı bir strateji eylem planı oluşturulmaması vahim olan. Derelerin üzerine HES’lerin yapılması desteklendi. Yaylalar yeni evler ve beton yollarla doldu. Önlem alınmadığı gibi yanlışlar teşvik edildi. Derelerdeki yapılaşma imar aflarıyla teşvik edildi. ‘Krizi iyi yönettim’ demekle olmuyor. Cumhurbaşkanının açıkladığı esnaf desteği keşke afet olmadan önce yapılsaydı.”