Gazete kağıtları ile kaplanan salonda davetlilere küçük bir konuşma gerçekleştiren Aslı Bektaş, davetlilere büyük bir tuvale istedikleri bir şeyi çizmelerini istedi. Sonrasında birlikte gazete kağıtlarını yırtarak içlerindeki tabloları hep birlikte açtılar. Sanatçı ”Bugün burada 10 tane tabloyla, böyle bir enstelasyonun içerisinde, davetlileri içine dahil ettiğim, kendi yaşadığım şeyleri onlara hissettirebildiğim bir etkinlik ortaya koymak istedim. Tablolarım uyanış sürecinin ortaya çıkması aslında, Tablolar sol taraftan başlanarak izlenildiğinde, karanlıktan aydınlığa doğru girer karanlık yavaş yavaş azalır ve azaldıkça suratım tabloya doğru döner ve en sonunda da başarmış bir insan görürsünüz. Tabloların tamamında ben kendimi kullandım. Üstümü boyayıp tabloya kendimi yapıştırdım ve bunun sonunda 10 tabloluk eser böyle bir enstelasyon. Burası tam 11 günde hazırlandı. Dometezin bile olgunlaşması için tohum atıldıktan sonra beklenmesi gerekir. Ben haziran ayında bir tohum attım ve şimdide meyvesini yiyorum" dedi. KIRMIZI GERİDE BIRAKMAYI ANLATIYOR Serginin geneline bakıldığında kırmızı bir konsept kullanılmasına açıklık getiren Bektaş, "Kırmızı benim için geride bırakmayı anlatıyor, bilirsiniz Hubble teleskopu evrenin genişlemesini yıldızların etrafındaki harenin kırmızıya dönüşmesi ile fark ettiler, en uzun dalga boyu olan renk kırmızı ve ben onu kullandım. Bu hayatım ile ilgili yeniden doğuşu temsil ediyor” dedi.