Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra bağımsızlığını kazanan Azerbaycan’ın en güzel bölgelerinden biri Hocalı, 1992’nin Şubat ayının 25’ini 26’sına bağlayan gece Ermenistan askerleri, çeteleri ve Rusya’nın 366. Alayı tarafından işgal edildi.
O korkunç kış gecesinde 63 çocuk ve 106 kadın hayatını kaybetti.
Ermeniler 63 çocuk, 106 kadın, 70’i yaşlı olmak üzere 613 Hocalı’yı katletti. 8 aile tamamen yok edildi. 25 çocuk anne babasını, 130 çocuk ya annesinden ya da babasından birini kaybetti. Yaralanan 487 kişiden 76’sı çocuktu. 1275 Hocalı Ermenilere esir düşerken 150 kişi halen kayıp. Hocalı Soykırımı’nın 29. Yıl dönümü geçtiğimiz haftaydı. Hocalı soykırımından 12 yaşında kurtulan, babası, dedesi ve babaannesi dahil 47 akrabasını kaybeden bugün 41 yaşındaki kimya öğretmeni Samira Hüseyinova, o dehşet gecesini SÖZCÜ’ye anlattı:
44 gün süren savaşta el kadar bebeklerin cesetleri yürek yaktı.
“Meydanlarda toplanan halk Ağdam kentine doğru yola çıktı. Ormanlık alana gittik. Çocukların ağlama seslerini duyan Ermeniler top ateşi açmaya başladı.  Kurşunlar üzerimizden geçiyordu. Yalın ayak kaçtık. Yanımızdaki 3 kişi top güllelerinden şehit oldu. Biri de 22 yaşındaki komşumuzun kızı Gülbahardı. Şarapnel şah damarına geldi. Fışkıran kan benim üzerime geldi. Gülbahar yere yıkılırken benim üzerim kanıyla boyanmıştı.”
1992 yılı Şubat ayında bin 275 kişi esir düştü. 150 kişinin cesedine ulaşılamadı.
47 AKRABAMI KAYBETTİM “Kardeşim de sol gözünden yaralanmıştı. Biz kaçmaya devam ettik. Ağdam’a varınca bizi askerler karşıladı. Sabah babamların gelmesini bekledim. Babam, amcam, dedem, babaannem, halam, kuzenlerim. 47 akrabam Hocalı’da katledildi. Bir tek amcamın cenazesine ulaşabildik. Ne olduklarını bilmiyorum. Onlardan geriye tek bir fotoğraf bile kalmadı. 12 yaşındaki bir çocuk için çok acı bu. Bize söylerler ki Ermenilerle birlikte yaşayın. Ben bundan sonra Ermenilerle birlikte yaşamak istemiyorum. Küçük uşakların, 70 yaşında dedemin, babaannemin 33 yaşında babamın ne günahı vardı. Biz Ermenilere silah kullanmadık. Ama onlar bize soykırım eylediler. Şimdi Hocalı kurtuldu. Ermeniler yaşıyor. Biz oraya döneceğiz. Evlerimizi yeniden yapacağız. Travmalarım bitmedi. Kalbim o kadar keder ve acı dolu ki  bizlerin dünyası başka bir dünya. Hepimiz psikologlara gittik, ilaçlarla ayakta durduk. Yaşadıklarımı unutamıyorum.”
TÜM AİLEM BİR GECEDE ÖLDÜRÜLDÜ
Samira Hüseyinova gazeteci Hayati Arıgan’a yaşadıklarını anlattı. Bugün 41 yaşında olan Samira Hüseyinova,“Bir tek annem, kardeşim ve ben kurtulduk. O soğuk gecede korkudan üşümedik bile. Gözümün önünde ailem yok oldu” dedi.

Katliamda yaşanan acıları sayfalara dökmeye çalıştım

Azerbaycanlı gazeteci-yazar Elşad Eyvazlı, Büyümeyen Çocuklar adlı kitabında Hocalı soykırımını hem annesini hem babasını kaybeden çocukların ağzından anlattı. Küresel Gazeteciler Konseyi Dış Medya Meclisi Başkanı da olan Elşad Eyvazlı’nın kitabı Türkçe, Rusça, Almanca, Boşnakça ve Ukrayna diline çevrildi. Yaşları bugün 30 ile 40 arasında değişen katliamın tanıkları kitapta yaşadıklarını anlattı. Eyvazlı “Katliamda yaşanan acıları sayfalara dökmeye çalıştım” dedi.
Elşad Eyvazlı
4 YAŞINDA ESİR DÜŞTÜ Kitapta hikayesi olan ve anne-babasını ve iki kardeşini kaybeden Mehdi Aliyev, “O gece 4 yaşındaydım. Ailecek ormanın derinliklerine kaçıyorduk. Bir anda çığlıklar, bağrışmalar kulaklarımı sağır etti. Ormanın ortasında karın içinde tek başıma kaldım. Yaralıların, ölülerin kanıyla kar kıpkırmızı olmuştu. Saatlerce ormanda saklandım. Ermeni askerleri beni buldu. Esirlerin yanına götürdü. Uluslararası kuruluşların müdahalesiyle serbest bırakıldım” dedi.
Büyümeyen Çocuklar adlı kitap Rusça, Almanca, Boşnakça ve Ukrayna dillerine çevrildi...

Babamı köyde diri diri yaktılar

Anne babası ve bir kardeşini kaybeden iki kardeşiyle sağ kurtulan Hazangül Emirova yaşadıklarını şöyle anlattı: “Katliamdan kaçarken annem ve kız kardeşim Ermenilerin açtığı ateşle gözümün önünde vuruldu. Babam ve kardeşlerim esir alındık. Kadınları erkekleri ayrı yere koydular. Babamın üzerine benzin döktüler. Ermeni askerinin çizmelerine sarıldım, yalvardım, ‘Ne olur yapmayın’ dedim. Babam, ‘Vatanımı satmam’ dedi. Sonra kibrit çakarak babamın üzerine attı. Babamı gözümün önünde diri diri yaktılar.”
Çocuklara anne babalarının fotoğrafları kaldı.