Araştırmaya, yaşları 30 ile 60 arasında değişen ve fazla kilolu ya da obez olarak sınıflandırılan 197 kişi katıldı. Katılımcıların tümü Akdeniz diyeti uygulamaya teşvik edildi ve beslenme konusunda rehberlik aldı.
Denekler dört gruba ayrıldı: Bir grup sabah ve öğleden sonra arasında sekiz saatlik bir zaman diliminde yemek yedi. İkinci grup öğleden sonra ve akşam arasında yemeklerini sınırladı. Üçüncü grup ise kendi seçtikleri sekiz saatlik bir dilimde yemek yedi. Kontrol grubunda ise zaman sınırlaması olmaksızın yalnızca Akdeniz diyeti uygulandı.
Araştırma sonucunda, aralıklı oruç yapan grupların kontrol grubuna kıyasla ortalama 2.4–3.1 kilogram (5.3–6.8 pound) daha fazla kilo verdiği görüldü. Ayrıca bu farkın, yemek yeme saatlerine göre çok fazla değişmediği belirtildi.
Manyetik rezonans görüntüleme (MRI) sonuçlarına göre, organları çevreleyen ve kardiyometabolik sağlıkla bağlantılı olan visseral yağ dokusunda (VAT) gruplar arasında anlamlı bir fark bulunmadı. Ancak, sabah saatlerinde yemek yiyen grubun cilt altı yağ dokusunda (SAT) daha fazla azalma sağladığı gözlemlendi.
Ayrıca glikoz ölçümleri, erken yemek yeme zamanlaması olan grubun kan şekeri seviyelerini daha iyi düzenlediğini gösterdi. Bu grup, özellikle gece boyunca kan şekeri seviyelerinde daha sağlıklı bir yönetim sergiledi.
Araştırmanın yapıldığı İspanya’da yetişkin nüfusun yarısından fazlası aşırı kilolu veya obez kategorisinde yer alıyor. Ülkede yemek saatlerinin genellikle 7–8’de kahvaltıyla başlayıp 22:00’ye kadar devam ettiği düşünüldüğünde, aralıklı oruç bu alışkanlıkları değiştirmek için etkili bir yöntem olabilir.
Araştırmacılar, aralıklı orucun vücuda daha fazla zaman tanıyarak besinleri ve besin öğelerini daha iyi işlemeye yardımcı olabileceğini düşünüyor. Bunun yanı sıra bu yöntemin kolay uygulanabilir ve yan etkilerinin minimum düzeyde olduğu belirtiliyor.