Ülkemizde geçici koruma altında 3 milyon 237 bin 585 Suriyeli, ikamet izni ile 1 milyon 113 bin 761, uluslararası koruma kapsamında 262 bin 638 olmak üzere 4 milyon 613 bin 984 yabancı bulunuyor. 2-3 milyon arasında düzensiz ve kaçak göçmenler de dikkate alındığında Türkiye’deki yabancı sayısı 8 milyonu buluyor, diğer bir deyişle 100 kişiden 10’u yabancı uyruklu. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin yayımladığı yıllık raporlara göre de ülkemiz, yıllardır dünyada en fazla sığınmacıya ev sahipliği yapan ülkedir.

Savaşlar, ülkelerin iç siyasi belirsizlikleri, iç çatışmalar, ekonomik sebepler dünyada kitlesel veya bireysel göçün artmasına neden oluyor. Türkiye de doğu-batı ile kuzey-güney arasındaki köprü konumunda. Laik, demokratik, gelişmiş yapısı nedeniyle de kitlesel ve bireysel göçler yoğun bir biçimde yaşanıyor.

GÖÇMEN KAÇAKÇILIĞI

2011 yılında Suriye’de baş gösteren iç çatışmalar sonucu Suriyelilerin, 2021 yılında Taliban’ın Afganistan’da yönetimi ele almasından sonra Afganların, 2022’de başlayan Rusya-Ukrayna savaşıyla birlikte Rusların ve Ukraynalıların, ekonomik ve siyasi nedenlerle Iraklı ve İranlıların, benzer nedenlerle Fas, Tunus, Cezayirlilerin ve yakın Asya ülkelerinin vatandaşlarının, totaliter baskıcı rejimlerle yönetilen ülkelerin vatandaşları için göç noktası haline geldik.

Çeşitli statülerde yaşayan milyonlarca yabancı bulunmasına rağmen hükümetin göç yönetimi konusunda eksikleri, zaafları ve yanlışları oldukça fazladır. Göç yönetimi konusundaki bu boşluklar hem güvenlik hem de uyum açısından ülkemize ciddi sorunlar yaşatıyor. Zayıf politikalar ve kontrolsüzce gerçekleşen göç dalgaları ile Türkiye’nin demografik ve sosyo-kültürel yapısı olumsuz etkileniyor, kayıt dışı istihdam ve ekonomi yaygınlaşıyor.

Büyük rant içeren göçmen kaçakçılığı suçu ve bu suç sonucu yaşanan dramlar artıyor. Sonuçta halkımızda yabancı korkusu baş gösteriyor, yabancılara karşı tepki büyüyor. Iraklı bir öğrenci, okul müdürünü okulda gelip öldürüyor.

GÖÇ VE UYUM BAKANLIĞI

CHP Gaziantep Milletvekili Melih Meriç, kapsamlı bir çalışma yaptıktan sonra TBMM Başkanlığı’na “Göç ve Uyum Bakanlığı” kurulması için kanun teklifi sundu. Teklifin gerekçesini şöyle açıkladı:

“Bunca ciddi sorun, Başkanlık düzeyinde bir göç yönetimiyle çözülemez. Ülkemize yönelik kaçak ve düzensiz göçleri kontrol edecek güvenlik eksenindeki öngörülü, sağlam politikaları belirleyecek, kaçınılmaz göçlere karşı ise etkili uyum politikaları geliştirecek ve uygulayacak şekilde, göç sorunu Bakanlık düzeyinde çözülmelidir.

Kanun teklifimizle, ülkemizde göç konusunun Bakanlık düzeyinde yönetilmesi gerekliliğinden hareketle bir “Göç ve Uyum Bakanlığı” kurulması amaçlanmıştır.  Böylece dünyada giderek artan göç sorununda hem transit hem de hedef ülke olarak Türkiye’nin yaşadığı ve gelecekte karşı karşıya kalacağı her türlü sorunu etkin, kalıcı ve nitelikli politika ve uygulamalarla çözmek/önlemek mümkün olabilecektir.”

YASAĞI DELİP DELİP ALIYORLAR

Hatay ilimizin kritik bir konumda olduğu, bu yüzden gözümüz gibi korumamız gerektiği her fırsatta anlatılıyor. 2008 yılında Hatay, yabancılara mülk satışına kapatılmış olmasına karşın yasak değişik yollarla deliniyor. Şirket kurarak ya da tapuyu başkası adına göstererek son dönemde Hatay’dan İsraillilerin kolaylıkla mal-mülk alıyor. Bu ilimizde 500 bin kişiden fazla da yabancı uyruklu kişi yaşıyor.

CHP Hatay Milletvekili Mehmet Güzelmansur, İsraillilerin Hatay’dan yoğun bir şekilde toprak ve gayrimenkul aldığına ilişkin iddiaları TBMM gündemine taşıdı. Güzelmansur ‘‘Özellikle deprem sonrasında İsraillilerin Hatay’da bahsedilen yöntemlerle yoğun bir şekilde toprak ve başkaca gayrimenkuller edinmesi halkımızı rahatsız ediyor” diyor.

Güzelmansur, son üç yılda T.C. vatandaşlığı verilen İsraillilerin Hatay’da edindiği arsa, arazi, bağ, tarla sayısı ve büyüklüğü ile bağımsız bölüm (mesken, ofis, büro vb.) sayısı ile ülkemizdeki İsrail şirketlerini sordu.

KAMUDA ÇALIŞAN YABANCILAR

 Yabancı uyruklular konusu giderek önem kazanıyor. Milletvekilleri bu durumun farkında. CHP Kahramanmaraş Milletvekili Ali Öztunç da bu konunun peşine düştü. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın cevaplandırması istemiyle TBMM Başkanlığı’na sunduğu önergede, “Özellikle Suriye ve Afganlıların oluşturdu yoğun göç altındaki ülkemizde kamu ve özel sektörde yabancı uyruklu çalışanların çokluğu dikkat çekmektedir. Göçmenlere gelişigüzel çalışma izni verilmesi, kendi vatandaşının iş problemini çözememiş, işsizlikte dünya dördüncüsü olmuş bir ülke için bu büyük bir sorun oluşturmaktadır” dedi.

Bir gecede 4 bin yabancı uyruklu kişiye hiçbir kriter aranmadan çalışma izni verildi. Öztunç da, “Kimlikleri, pasaportları ve diplomaları olmayan yabancılara neden çalışma izni veriliyor? 6 Şubat depreminden etkilenen illerde yoğun şekilde yabancı uyruklulara çalışma izni verilmesinin nedeni nedir?” diye soruyor.

Milletvekillerinin yabancı uyruklularla ilgili önergelerinin artması bile önemli sorunlar olduğunu gösteriyor.