İstanbul Kağıthane İtfaiye Komuta Merkezi'nde görevli 3 çalışan, İBB'ye ait afet kameralarını kullanarak otel ve evleri görüntüledikleri iddiasıyla yargılanmaya devam ediyor...

İstanbul 13. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuksuz sanıklar O.A., S.M. ve Ü.Ç. katıldı. 

Duruşma savcısı esas hakkındaki mütalaasında, sanıkların İtfaiye Komuta Merkezi'nde görevli olarak çalıştıklarını, görevlerinin verdiği yetkiyi kullanarak üzerlerine atılı suçu işlediklerini ve kamera kayıtlarından bu suçu işlediklerinin sabit olduğunu belirtti. 

Savcı, sanıklardan S.M. ve Ü.Ç.'nin "Zincirleme şekilde görevi kötüye kullanmak" suçundan 7 ay 15 günden 3 yıl 6 aya kadar hapsini isterken; sanık O.A.'nın ise "Görevi kötüye kullanmak" suçundan 6 aydan 2 yıla kadar hapsini talep etti.

Mütalaaya karşı söz verilen sanıklar, mütalaayı kabul etmediklerini belirterek beraatlerini talep ettiler. 

Mahkeme, dosyanın karar için incelemeye alınmasına hükmederek duruşmayı erteledi. 

İDDİANAME

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından kamuya açık alanlarda kullanılmakta olan kameraların, Kağıthane İtfaiye Komuta Merkezinde görevli 3 sanık tarafından görevin verdiği yetki kötüye kullanılarak kamunun ve kişilerin mağduriyetine neden olunduğu iddiası üzerine İstanbul Valiliği İdare Denetim Müdürlüğü ön inceleme yaptı.

Müfettişlerin incelediği görüntülerde, Mayıs- Haziran-Ağustos ve Eylül 2021 tarihlerinde afet kamerası aracılığıyla Taksim Odakule'de ve Ataşehir'de amacı dışında kullanılarak oteldeki ve binalar ışığı yanan pencerelerinde ve içindeki insanlara yakın çekim yapıldığı tespit edildi. Kameranın bilgisayardan operatör tarafından sağa-sola, yukarı-aşağı hareket ettirildiği ve yakınlaşma-uzaklaştırma yapıldığı, görüntülerin afet kameralarının kuruluş amacıyla ilgili olmadığı belirlendi.

Rapor sonrasında üç sanık hakkında soruşturma izni verildi. Sanıklar karara itiraz etti, ancak Bölge İdare Mahkemesi 1. Ceza Dairesi itirazı reddetti.

İstanbul Cumhuriyet Savcılığı'nca üç sanık hakkında dava açıldı. Hazırlanan iddianamede, sanıklar S.M, Ü.Ç. ve O.A.'nın kuruma ait kullanıcı adı ve şifre girilerek kullanılması gereken kameraları, görevlerinin gereklerine aykırı şekilde kullandıkları belirtildi. 

Sanık S.M.'nin üzerine atılı iddiaları doğrulayacak nitelikte ifade vererek pişman olduğunu ifade ettiği, sanıklar Ü.Ç. ve O. A.'nın ise üzerlerine atılı suçlamaları kabul etmedikleri anlatılan iddianamede, S.M. ve Ü.Ç.'nin "Zincirleme şekilde görevi kötüye kullanmak" suçundan 7 aydan 3 yıl 6 aya kadar hapisleri istenirken; O.A.'nın "Görevi kötüye kullanmak" suçundan 6 aydan 2 yıla kadar hapsi talep edildi. 

Öte yandan ön inceleme raporlarında "Özel hayatın gizliliğini ihlal suçu" yönünden de inceleme yapılmışsa da bu suçun soruşturmasının şikayete tabi olduğu olayda kamera görüntülerinin uzaktan ve genel nitelikte olması nedeniyle mağdur tespitinin mümkün olmadığından özel hayatın gizliliğini ihlal suçu yönünden ayrıca bir değerlendirme yapılmadı. 15 personel hakkında da takipsizlik kararı verildi.

"ÖZEL HAYATA İLİŞKİN GÖRÜNTÜ İZLEMEDİM"

İstanbul 13. Asliye Ceza Mahkemesinde daha önce savunmasını yapan S.M., "İzlediğim görüntülerde yalnızca namaz kılan bir kadın vardı. Diğerlerini bilmiyorum. Kaldı ki kamerayla en çok oynayan bendim. Göstermiş olduğunuz kişilerin özel hayatına ilişkin herhangi bir görüntü izlemedim" derken, sanık Ü.Ç., "Benim kullanıcı adım bile bulunmamaktadır. Hiçbirini ben izlemedim" dedi. Sanık O.A. ise "Benim izlediğim görüntülerde kişiler yoktu" dedi.