Sevgili okurlarım, bugünkü yazımda bizim aile albümünden aldığım ilginç bir fotoğrafı kullanıyorum.

Bu fotoğrafın nerede ve ne zaman çekildiğini bilemiyorum.

Yer alanlar arasında Celal Bayar, Refik Şevket İnce, Sarı Efe Edip ve bazı efeler var.

Bu üçlünün dostluğu uzun yıllar boyunca sürüp gitti.

Ancak hepsinin sonları ilginç.

★★★

Celal Bayar keskin bir İttihatçı.

Milli Mücadele yıllarında Ege ve Ödemiş yöresinde önemli görevler üstleniyor. Yunan ordusundan gizlenirken dedemin (annemin babası) Refik Şevket’in evinde kalıyor. Dedemle ikisi ömürleri boyunca çok yakın iki dost.

Küçüklüğümde dedemle birlikte İzmir ve Çeşme’de O’nun evine gidip elini öperdim. Ellerinin üst kısmındaki benekler halen aklımdadır. 

★★★

Dedem 1920 yılında açılan İlk Meclis’te Saruhan (Manisa) milletvekili. Daha sonra aynı Meclis’te Atatürk’ün Adalet Bakanı.

Celal Bayar da aynı seçim bölgesinden, Saruhan milletvekili.

Celal Bayar, dedem ve Sarı Efe çok yakın dostlar. Milli Mücadele arkadaşları.

Sarı Efe Osmanlı’nın çöküş döneminde Serez’de jandarma yüzbaşı.

Astığı astık kestiği kestik, Rum ve Bulgar isyancılara aman vermeyen, onlara karşı en şiddetli önlemleri uygulayan, vurup kırmaktan kaçınmayan bir subay.

Kurtuluş Savaşı başlayınca Trakya elimizden gidiyor ve Efe vatana dönüyor.

Burada Çerkez Ethem’le yakın ilişki kurup onun desteklediği çetelerle işbirliğine girişiyor. 

Marmara bölgesinde kendi müfrezesini kurup, şeriat isteme bahanesiyle isyan eden padişahçı asileri kesip biçiyor.

Bir ‘özelliği’ daha var!

Anneannemin dayısı ve dedemin yakın dostu.

★★★

1923 veya 1924 yılında çekildiğini tahmin ettiğim bu fotoğrafta oturanlardan soldan birinci Sarı Efe, soldan ikinci Celal Bayar, üçüncü ise Refik Şevket İnce.

★★★

Şimdi kaderin cilvesine geliyorum...

Aradan uzun yıllar geçiyor.

Üç arkadaştan Celal Bayar 1950 yılında Demokrat Parti seçimleri kazandığında cumhurbaşkanı oluyor.

Bayar’ın yakın arkadaşlarından biri olan dedem ise ilk Demokrat Parti (Adnan Menderes) hükümetinde Milli Savunma Bakanı olarak görev yapıyor.

Demek ki iyi ilişkiler uzun yıllar boyunca sürüp gitmiş.

★★★

Peki, üçüncü dost olan Sarı Efe ne oluyor?

Onun payına idam çıkıyor!

1926 yılında İzmir’de Atatürk’e bir suikast düzenleniyor.

Çoğu milletvekillerinden oluşan sanıklar arasında İttihatçıların Serez fedaisi Sarı Efe Edip de var.

İstiklal Mahkemesi tarafından yargılanıyor, suçunu kabul etmiyor...

Ve idam ediliyor.

Sarı Efe’nin bu suikast olayına karışıp karışmadığını bazen bizim aile büyüklerine, anneanneme ve anneme sorardım.

Acaba haksızlığa mı uğramıştı?

Anladıkları, bildikleri ve duydukları kadarıyla, karışmış olduğunu söylerlerdi.

★★★

Bir fotoğraf ve üç isim!.. Geçmiş yıllardan ilginç bir anı.

Fotoğrafta yer alan Milli Mücadele kahramanı dostlardan biri uzun yıllar sonra cumhurbaşkanı, diğeri Milli Savunma Bakanı oluyor, üçüncünün payına ise kısa bir süre sonra idam edilmek düşüyor...

Kaderin cilvesi!