Siyasal İslamcılar; aldıkları akla, bilime, hukuka aykırı kararlarına karşı çıkan toplumun aydınlık yüzü eğitimlilerle yıllar yılı savaşıyor. Gelişmiş ülkelerde kalkınmanın lokomotifi üniversite mezunlarına önce, “Giderlerse gitsinler” resti çekildi. Sonra “Cahillerin ferasetine güveniyoruz” denilip cehalet yüceltildi. Cehaletin öznesi yapıldığının bile farkına varmayacak kadar, fikri ve ilmi yoksul yurttaşlar üzerinden siyasette güç devşirildi. Çelişkiler imparatorluğunda birkaç dakika, birkaç saat, birkaç gün, birkaç yılda tek adamın fikri, yasalar, yasakları değişti. AKP iktidarı, bile isteye içini boşalttığı eğitim sistemiyle sorgusuz sualsiz kendisini alkışlayacak bir nesil yetiştirmeyi hedefledi. Başardı mı?

REİS’E SORALIM

Üniversite mezunu 20 bini aşkın tıp doktoru, mühendis, akademisyen kavimler göçü gibi bilim göçüyle yurt dışına giderken arkalarından tef çaldırıp, bilim insanı ithal ediyorlar. İktidarın, eğitimsiz toplumu merkeze oturttuğu siyaseti artık 8-10 yaşındaki çocuklar sorguluyor. Cumhurbaşkanının her seçim, sağ el baş parmağını avuç içine kıvırdığı Rabia işareti de 12 yıl sonra Sisi’ye gidişiyle tarihe karıştı. İlkokul çocukları öğretmenlerine, “Öğretmenim, Rabia işareti yapma yasağı kalktı mı?” diye, kitabın ortasından soruyor. Politikadaki değişiklikten, bu soruyu öğretmenler cevaplayamıyor. Çocuklar, “Rabia’yı, reise soralım” diye okullarda gülüyor. Eğitimi siyasallaştırıp ilkokul sıralarına indiren AKP, çocukların bu alaycı kahkahalarına katlanacak! 

BİLİME YENİLDİ

AKP iktidarı, ağır ekonomik kriz bir yana asıl, ileri teknolojiyle haşır neşir yeni neslin doğru bilgiye erişim hızı yani bilime yenildi. Ülkenin bilimsel kalkınmada çatısı olması gereken YÖK mü? Onlar, yerel seçimlere sayılı günler kala, iktidarın gözüne girmekle meşgul. Kız çocuklarının okumasına karşı çıkan tarikat şeyhleri, anayasaya aykırı olsa da ilkokullarda cirit atıyor. Bu iklimde YÖK, kızların yükseköğretimde okullaşma oranının 3 milyon 879 bin kişi ve yüzde 51.7 oranıyla erkekleri geçtiğine dair istatistikler açıkladı. YÖK verilerine bakıp geçer, sorgulamazsanız, gerçekleri görmez, elleriniz patlarcasına alkışlarsınız. Türk yükseköğretiminde kadının varlığını sorgulamalıyız.

ERKEKÇE EGOLAR

YÖK 2024 istatistiklerinde, “Kadınların yükseköğretime erişimi ve akademideki ağırlığı artıyor. Kadınlar akademide yüzde 46.4, kız öğrenciler üniversitede yüzde 51.7 oranında yer aldı” dedi. YÖK Başkanı Erol Özvar, “Sayemizde yükseköğretimde kızların oranı erkekleri geçti” demeye getirip alkış bekliyor. Eyvallah alkışlayalım da (!) önce rektör atamalarına bakalım. Vakıf üniversitelerinde, patron kimi isterse YÖK, noter gibi o ismin rektörlüğünü saraya sunuyor. Akademide kadın ağırlığını görmek için rektörünü YÖK’ün belirlediği devlet üniversiteleri kriter alınmalıdır. Türkiye’deki 127 devlet üniversitesinden sadece 6’sının rektörü kadınken 121’i erkek, erkek!

YÖNETİMDE YOKLAR

Yükseköğretim Kurulu başkan ve üyelerine bakalım. 1981’den bu yana 43 yılda 7 başkan değişen YÖK’te, bir kez bile kadın başkan atanmadı. YÖK’ün 7 erkek başkandan 4’ünü AKP atadı. 2024 yılında YÖK’ün 19 üyesinden sadece 2’si kadın. Onlardan biri, A.Ü. İlahiyat mezunu Prof. Dr. Münire Kevser Baş. “Çocuk ve Allah’ın Poetikasının İzinde” gibi yayınlanmış 5 kitabı var. Sezai Karakoç ödüllü, başörtülü, başarılı bir akademisyen. Prof. Dr. Hayrunnisa Bolay Belen, Hacettepe Tıp mezunu. Harvard’da çalışmış. TÜBİTAK ödüllü, uluslararası başarılı bir bilim insanı. Devlet üniversitelerindeki 6 kadın rektör kimmiş? Bakalım.  

AKP’LİLER ATANDI

Türkiye’de ilk yüz ve çift kol naklini yapan ekipten Özlenen Özkan, Akdeniz Üniversitesi Rektörü. Alanında mükemmelliği yakaladığı için ABD’den, Endowed Chair ödüllü tıpçı Meryem Tuncel, Çukurova’nın Rektörü. MSÜ’nün ilk kadın rektörü Handan İnci. İzmir Demokrasi Üniversitesi Bedriye Tunçsiper, 2011 AKP milletvekili aday adayıydı, gösterilmedi. Rektör atandı. Celal Bayar Üniversitesi Rana Kibar, imam hatip kökenli fizikçi, AKP’ye çok yakın. Dokuz Eylül Üniversitesi Nükhet Hotar, 14 yıl AKP genel başkan yardımcılığı, 4 dönem AKP milletvekilliği yaptı. Rektörlükte 2. dönemi. Ey YÖK! Hiç olmazsa 571 yaşına giren İÜ’ye ilk kez bir kadın rektör atasaydınız da sonra akademideki kadın sayı ve ağırlığıyla övünseydiniz. Türkiye’deki 12 bin 296 kadın profesör içinden rektörlük koltuğuna layık tek bir isim bulamadınız mı? Kabul edin; Türkiye’de üniversitelerde kız öğrenci sayısı artsa da üniversitelerin yönetiminde kadının adı yok!