Yazımın başlığını bir yabancıya gösterseniz, bu ne saçma başlık der. Neden? Ülkemizde çekte vade olduğunu, çekin ödeme değil, kredi ve teminat aracı olarak kullanıldığını bir yabancıya anlatamazsınız da ondan. Bizim mevzuatımızda da aslında çekte vade yoktur. Çek, görüldüğü anda ödenir. Ama, 5941 sayılı Çek Kanunu Geçici Madde 3’ün 5. fıkrasında yer alan tarihler sürekli yenilenerek, çekler vadeli hale getirilmiştir. Düzenlemenin en son hali; “31.12.2025 tarihine kadar, üzerinde yazılı düzenleme tarihinden önce çekin ödenmek için muhatap bankaya ibrazı geçersizdir” şeklindedir.

Bugün sizlere, kredi faizlerinin yükseldiği, kredi musluklarının kapatıldığı, ev ve araba satılamadığı, konkordato taleplerinin ve iflasların arttığı, şirket kredi kartları limitlerinin sınırlanarak,1 milyon TL’nin üzerinde kullanımına izin verilmediği bir dönemde; 2020-2021-2022-2023 (Bankalar Birliği verilerden yararlanılarak) yılları ve 2024 yılının ilk 4 aylık verilerinden (Merkez Bankası Elektronik Veri Dağıtım Sistemi’nden alınmıştır) hareketle hazırlamış olduğum aşağıdaki tablo yardımıyla yaklaşan büyük tehlikeye dikkat çekmek istiyorum.

Tablo ne anlatıyor?

- Tablodan, ülkemizde son yıllarda, yılda yaklaşık 17 milyon adet çekin, mal ve hizmet hareketliliğinde kullanılarak bankalara ibraz edildiğini görüyoruz.

- Piyasadaki aktörlerin 2023 yılında toplam tahsil ettiğimiz vergi tutarı kadar (4.5 trilyon TL) birbirlerine kredi açtıklarını görüyoruz.

- 2020 ila 2023 döneminde karşılıksız çıkan çek adedinin, bankalara ibraz edilen çek sayısına oranının %7 ila %14 arasında değiştiğini görüyoruz.

- Yılın ilk 4 ayı ile ilgili verileri incelediğimizde; özellikle Nisan 2024 verileri dramatik bir sonun başlangıcını gösteriyor sanki. Karşılıksız çek tutarı Mart 2024’te 5.13 milyar TL iken, bu tutar Nisan 2024’te 11.26 milyar TL’ye çıkmış. Karşılıksız çıkan çek adedini bir önceki aya göre kıyasladığımızda; karşılıksız çıkan çek adedinin 8.270’ten 20.098’e yükseldiğini yani %143 arttığını görüyoruz.

- Nisan 2024’te bankalara ibraz edilen çek adedinin Mart 2024’te 654.631 iken, 1.429.514’e çıkarak 2 kattan daha fazla artması, parasal sıkılaşmanın etkisi olsa gerek!

ZİNCİRLEME İFLASLAR KAÇINILMAZ

Ülkemizde, 2012 yılında Avrupa Birliği’nin “ekonomik suça ekonomik ceza” ilkesinden hareket edilerek; çekin ödeme yerine kredi ve teminat aracı haline gelmesi, ölçülülük ilkesine aykırılık ve kast unsurunun dikkate alınmaması gibi gerekçelerle karşılıksız çekte hapis cezası kaldırılmıştı. Daha sonra 15 Temmuz 2016’da yapılan yasal düzenleme ile karşılıksız çekte hapis cezası tekrar getirildi. Bu konuyu daha önce köşemde defalarca okumuştunuz.

Bugün olayın bu yönü değil, çeklerin karşılıksız çıkması nedeniyle nakit akışı bozulacak şirketlerin birbirlerini batırışı ve iflaslarına neden olmaları konusu daha önemli. Düşünün, mal ürettiniz ve vadeli satış yaptınız. Çekin tahsil vadesini dikkate alarak siz de tedarikçilerinize, fasoncularınıza çekler verdiniz. Satış yaptığınız şirket 1.5 milyon TL’lik çekinizi ödemedi. Şimdi ne olacak? Sizin çekinizin yazılmaması için 1.5 milyon TL bulmanız lazım. Fasoncu personeline, tedarikçi bir alt tedarikçiye ödemeyi nasıl yapacak? Buradaki şirket ve ödeme yapılmamasından etkilenen kişi sayısını yüzler ve binlerle ifade ettiğimizde, tehlikenin boyutunu daha kolay anlayabiliriz.

Nisan 2024’te 11.26 milyar TL çek bedelinin ödenmemesi, zincirleme etki ile yüzlerce işletmeyi iflasa sürükleyecek ve binlerce işçi işsiz kalacak. Çözüm? Çözüm yok. Ölen ölür, kalan sağlar bizimdir.