Bir ülkede enflasyon yüzde kaç diye sorulunca bunun cevabı “Yıldan yıla Tüketici Fiyat Endeksi” artış oranı olarak verilir. İngilizcesi “Year to year CPI”dır. Yıldan yıla demek, yılbaşından yılbaşına demek değildir. Enflasyon her ay ölçülür. Her ay aylık ve yıllık enflasyon oranı hesaplanır. Aylık enflasyon, bir ay öncesine göre fiyatların yüzde kaç arttığını, yıllık enflasyon ise 12 ay öncesine göre fiyat artışını gösterir. Enflasyonu ölçmenin birkaç maksadı vardır. Bunların başında “bir işverene bağlı olarak maaşla çalışanların veya emeklilerin” ellerine geçen aylığın satın alma gücünde ortaya çıkan eksilmeyi bulmaktır. Bu sebeple enflasyonu ölçen endeksin İngilizce adı eskiden “Cost of Living Index” yani “Yaşam Maliyeti Endeksi” idi. Ücretler bu eksilmeyi telafi edecek kadar istenmeden yükseltilirse sosyal barışın bozulmayacağı düşünülmüştür. Enflasyonu ölçmenin diğer maksadı, yükselen enflasyonu düşürmek için alınan parasal ve vergisel önlemlerin ne kadar etkili olduğunu izlemektir. Bunun için genel (manşet) enflasyon dışında, para politikasının etkisinden bağımsız olarak artan veya azalan malların fiyatları hariç tutularak farklı enflasyon ölçümleri de yapılır. Enflasyon her ne kadar “TÜFE” (Tüketici Fiyat Endeksi) olarak tanımlanmış olsa da hem ekonomiyi izlemek hem de TÜFE’nin ileride geleceği seviyeleri tahmin için ayrıca ÜFE (Üretici Fiyat Endeksi) de hesaplanır.

İTO, ENAG VE TÜİK

Ülkemizde enflasyonu TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu) ölçer. TÜİK’ten başka 1882’de kurulmuş olan İstanbul Ticaret Odası da 1928’den beri “Ücretliler Geçinme Endeksi” adıyla İstanbul için TÜFE hesaplayıp yayınlamaktadır. Bunlardan başka 2020 Eylül ayından beri Profesör Veysel Ulusoy ve arkadaşlarının kurduğu ENAG (Enflasyon Araştırma Grubu) enflasyon oranı hesaplayıp yayınlamaktadır. ENAG’ın hesapladığı oranlar TÜİK’in iki katı dolayındadır. Mesela 2023 için TÜFE artışını, TÜİK %64.77 olarak ilan ederken, ENAG bu oranı %127.2 bulmuştur. İTO’nun rakamı ise %74.88’dir. İTO ile TÜİK’in sayıları birbiriyle uyumludur. İstanbul’da TÜFE’nin Türkiye genelinden yüksek olması normaldir. Ama ENAG’ın Türkiye için hesapladığı %127 ile TÜİK’in %65’i arasında kabili telif olmayan fark vardır. ENAG sitesindeki yöntem açıklamalarını okudum. Farkın sırrını çözemedim. Netice itibarıyla ölçülmeye çalışılan şey nesnel fiyat artışlarıdır. Verileri günlük derlemek veya TÜİK’in 418 maddeli enflasyon sepetinden 339’unun nispi ağırlıklarını değiştirmek bu kadar fark yaratmamalıdır.

TÜİK VE ENAG KAMUOYUNU AYDINLATMALIDIR

Ceza hukukunda suçlar “kasıtlı” ve “taksirli” diye ikiye ayrılır. Kasıtlı “maksatlı”, taksirli ise “kusurlu” davranarak kötü bir şey yapmak demektir. Ölenin arkasından “Allah taksiratını affetsin” diye dua etmek, merhumun kasten işlediği suçları değil özensiz, dikkatsiz davrandığından, eksik bıraktığı ödevlerini veya işlediği günahları Tanrı’nın bağışlamasını istemektir. Bir devlet kurumu olan TÜİK’in resmi enflasyon oranları ile gönüllü bir bilim kuruluşu olan ENAG’ın bulguları çok farklıdır. Bunlardan biri mutlaka “çok” yanlıştır. Ben bir ekonomi yorumcusu olarak şaşırmış haldeyim. Beni yorum yazmada acze düşüren bu “farklı ölçme” olayında bir kasıt olamayacağına göre taksir vardır. Yani ya TÜİK, ENAG veya her ikisi de kusurludur. Kendilerinden beni bu durumdan kurtarmalarını rica ediyorum. Kaldı ki; Maliye Bakanlığı ile Merkez Bankası “Ortodoks” politikaya dönmüştür. Enflasyonu düşürmek için alınan “parasal-vergisel” kararların (mesela faizi artışlarının) “doğru/yeterli” olup olmadığı ve fiyatlar üstünde nasıl bir etki yarattığı enflasyon doğru hesaplanmadıkça anlaşılamaz.

SON SÖZ: Doğru ile yanlışın ortalaması yanlıştır.