Sözlüklere göre Ortodoks “düz-doğru yol”, Heterodoks ise “farklı yol” demekmiş. Bu sıfatlar iktisatta sıkça kullanılır. Ortodoks iktisat politikası yerine “neo klasik” veya “ana akım” da denmektedir. Bu politika üç varsayım üzerine kuruludur.
İnsanlar ve firmalar rasyonel davranır. (Homo economicus)
Piyasalar yani fiyat mekanizması kıt kaynakları en etkin şekilde dağıtır.
Piyasa sistemi kendi hatalarını kendi düzeltir.
Heterodoks iktisat politikası önerenler, bu üç varsayımın çoğu zaman tam anlamıyla mevcut olmadığını dolayısıyla özellikle piyasalara fazla güvenilmemesi fikrindedir. Büyümenin düştüğü işsizliğin artığı noktada, devletin ekonomiye müdahale etmesi gerektiğini savunur. Bu açıdan bakılınca iktisadın üstat-ı azamı Lord Keynes de Heterodoks iktisatçıdır. Keynes, talep noksanından doğan ekonomik durgunluğun diğer bir deyişle iktisadi krizlerin devletin kamu harcamalarını artırarak çözmesi gerekir demiştir. Enflasyon farklı bir sorun yumağıdır. Bu yazının kapsamı dışındadır. En kökten Heterodoks iktisatçı Karl Marx’tır. Marx, kapitalist düzen (Ortodoks diye okuyun) sistemik çelişkileri yüzünden çökmeye mahkumdur der. Bu vahim sonuçtan kaçınmak için üretim araçları mülkiyeti ilga edilmeli kapitalist sınıf ve kapitalizm ortadan kaldırılmalıdır demiştir. Teorik düzeyde geliştirilmiş çok sayıda Heterodoks sistem vardır. Bunlardan biri de ekolojik iktisattır. Bunu savunanlar büyümeyi bırakın çevreyi korumaya bakalım, yoksa hepten öleceğiz demektedirler.
KARMA EKONOMİ VE DEVLETÇİLİK
Ortodoksinin tanımına sadık kalmak gerekirse, Türkiye’de uzun süre uygulanan karma ekonomi politikası da Heterodoks kümesine girer. Ama buna melez Ortodoks da denebilir. Bir politikanın Heterodoks kümesine dahil edilmesi için hükümetin fiyat ve ücretlere müdahale etmiş olması gerekir. Dış ticareti ve bankaları devletleştirmek gibi yapısal değişikler yapılmış olmalıdır. 12 Mart 1971’den sonra kurulan Nihat Erim hükümetinin başbakan yardımcısı benim de ODTÜ’de “Para-Banka” hocam Attila Karaosmanoğlu DPT’nin (Devlet Planlama Teşkilatı) ilk İktisadi Daire Başkanı idi. Planlı ekonomi taraftarıydı. O zamanlar özel ve kamusal yatırımların bir plan dahilinde yapılması fikri çok revaçtaydı. Bu da aslında Heterodoks bir ekonomi politikasıdır. CHP’nin altı okundan biri olan “devletçilik” de bu cümleden sayılabilir.
İSLAMİ İKTİSAT
Eğer İslami İktisat “faiz sebep, enflasyon neticedir; enflasyonu düşürmek için, faiz indirilmelidir” diyorsa bu tam anlamıyla bir Heterodoks iktisat politikası olur. İslami iktisadın ana teması “faizsiz bankacılık”tır. Bankacılık faizsiz olunca merkez bankacılığı da faizsiz olacak demektir. Suudi Arabistan’da veya Malezya’da böyle bir uygulama olup olmadığını bilmiyorum. Suudi Arabistan’a iş icabı gitmiş ve oradaki Amerikan Bankaları ile görüşmeler yapmıştım. Faiz kelimesi hariç, faizin her türlüsü vardı. Bizdeki katılım bankaları da kredi vermek için “peşin aldım-vadeli sattım” işlemleri yapıyor. Vade farkına “kâr” diyor. Bunun da bir kısmını mudilerine kâr payı olarak dağıtıyor. İslami iktisatçılardan Dr. Mabit El-Jarhi İslami iktisadın amacı “fakiri doyurmaktır” diyor. Bu bir sistem tanımı değil, gaye açıklamasıdır. Refah devleti veya sosyal piyasa ekonomisi adı altında aynısı kapitalist Batı’da da vardır. Eğer olay bundan ibaretse İslami ekonomi de Ortodoks’tur. Son söz Çinli Deng’den.
SON SÖZ: Fareyi yakalıyorsa, kedinin siyah veya beyaz olması önemsizdir.