Tarihi belgelerle Menemen Olayı - 1

Cumhuriyetimizin ve laikliğin sembol isimlerinden Asteğmen Kubilay’ın mürteciler tarafından şehit edilişinin 93. yıldönümü. Laiklik ve Cumhuriyet sevdalıları için o acı daha dün gibi... O gün, irticanın kanlı ve kirli elleri hatırlanır, laikliğe, Cumhuriyetimize bağlılıklar bir kez daha yinelenir. 

Saygı Öztürk, Kubilay’ın kanlı şapkasının da bulunduğu Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi’ndeki müzeyi gezdi. 

Vali Kazım Bey, saat 17.40’da makine başına geçti ve İçişleri Bakanlığı’nın sorduğu soruları olayın faillerini sıraladıktan sonra tek tek cevapladı. İşte 93 yıl önceki tarihi belgeden bölümler:

VALİ MENEMEN’İ ANLATIYOR

- Ne zaman, nerede içtima ederler ve ne ile meşgul olurlarmış?

Olayın failleri 6 kişidir. Mehdi ve müritler iki-üç aydan beri sık sık Manisa’nın Lalapaşa Mahallesi’nde çırak Mustafa’nın kahvesi ile tatlıcı Hüseyin Efendi’nin, Manisa’da Tabur İmamı İlyas Efendi’nin evinde toplanarak zikir ederlerdi.

Vali makine başında, bakanın sorularını böyle cevaplandırdı.

- Harekete geçmeye ne vakit karar verilmiş, kim vermiş, maksat ve hedef neymiş?

7 Aralık 1930 tarihine kadar Lalapaşa Mahallesi’nde tatlıcı Mutaf Efendi’nin evinde yapılan toplantıda harekete geçilme kararı verilmiş, ‘mehdi’ denilen Derviş Mehmet’in bu konudaki teklifi müritlerce kabul edilmiştir.

Hedef ve maksatları: Menemen’de Derviş Mehmet’in mehdiliğini ve şeriatı ilan, halkı imana davet ile beraber bu hareketlerini diğer ilçe ve illere yaymaktır. 3,5 ay önce İstanbul’dan gelen İbrahim Efendi’nin huzurunda Manisa’da Tabur İmamı İlyas Efendi’nin evinde yapılan toplantıda Laz İmam İbrahim Efendi; Abdülhamid’in oğlu Selim Efendi’nin büyük bir kuvvetle bu yıl memleketi işgal ve Ankara hükümetini devirip Halife ve Padişahlığa çıkacağını ve şeriatın tekrar kurulacağını ve bu meselelerin İstanbul’da yapılan toplantılarda görüşüldüğünü bildirmiştir.

- Hangi köylere ve ne gün uğramışlar, kimlerle görüşmüşler?

7 Aralık’ta Manisa’dan çıkan mürtecilerden Mehdi Mehmet, Şamdan Mehmet, Sütçü Mehmet aynı günde Manisa’ya 5 saat uzaklıktaki Paşa köyüne gelerek Mehdi’nin kayınvalidesi Rukiye’nin evinde misafir olmuşlar. Daha önce Bıçakçı Mustafa ve Giritli İsmail tarafından bu eve bırakılan silah ve cephaneleri bir gün sonra alıp gitmişler.

8 Aralık’ta kendilerine katılan Giritli Hasan, Mehmet Emin, Nalıncı Hasan, Ramazan ile birlikte gece yola çıkıp Sümbül köyü civarındaki ormanda su başında istirahat etmişler. Ramazan yanlarından kaçmış, saat 22.00’de 6 kişi Bozalan köyüne gelmişler. Burada Sütçü Mehmet’in kardeşi Hacı İsmail’in evinde bir hafta kalmışlar. Burada zikir çekmişler. Ancak gelip gidenlerin çok olması üzerine Sütçü Mehmet’in teklifi ile onlara bir kulübe yapılmış ve mürtecileri buraya nakletmişler. Burada da bir hafta kalmışlar. Mürtecilerin burada kaldıklarına dair hükümete haber veren olmamış, onlar da ihbar olup olmadığını bazı köylüler de araştırmış.

MENEMEN’E EŞEKLE YOLCULUK

Tarih 22 Aralık, saat 17.00 de Bozalan’daki kulübelerinden hareket eden mürtecileri, Bozalanlı Hacı İsmail’in küçük oğlu Hüseyin ile Göreceli Abdülkerim, kendi eşeğiyle Görece kabristanına kadar getirmiş ve Abdülkerim’in ‘Allah muvaffakiyet versin. Şeriatı kurduktan ve muzaffer olduktan sonra ben ve arkadaşlarım size katılacak’ demiş. Mürteciler, Menemen’e doğru yola devam ederek Gediz nehrini kayıkla geçmişler ve 23 Aralık saat 06.30’da Menemen’e gelmişler.

Sabah saat 06.30’da zafer ilkokulunun önünden Müftü ya da diğer adıyla Kise köyü mescidine gelmişler. Saat 07.15’te sabah namazının ardından, camiden aldıkları ‘İnna Fetehnalek’ yazılı bayrakla ve kendilerini 5-10 kişilik bir halk kitlesi takip etmek suretiyle yarım saat içinde Belediye meydanı ile Belediye arasındaki sokağı takiben ve hükümet önünden geçerek Bergama caddesine, Şeref Bey’in un ve yağ fabrikasının önünden geçerek Pazarbaşı mahallesine gelmişler, Kılıçaslan sokağında Saffet Hoca’nın evine yakın bir köşede toplanmışlar. Buradan Belediye meydanına doğru yollarına devam etmişler.

Kafile, caminin önünden geçerek Türbe mevkiine, Tavukpazarı, Arasta Çarşısı, Tosun hanı, Keçeciler çarşısı başından tekbir getirerek ve sokaklarda halkı meydana davet ederek saat 07.40’ta Belediye meydanına gelmiş ve bayrağı dikmişlerdir. Belediye arabacısı Hüseyin, kazmasıyla toprağı kazarak çukur açmaya yardım etmiştir.

BİZE TOP VE MERMİ TESİR ETMEZ

Mürteciler, çektikleri esrarın tesiriyle devamlı şeriat ve tevhit bayrağı altına giriniz. Kurtulmak isteyen gelir, kalanlar kılıçtan geçecektir. Ben mehdi resulüm. Arkamızdan 60 bin kişi gelmektedir. Sokakların her tarafını silahlı adamlarımız tutmuştur. Asker bize silah atmaz, bize top ve mermi tesir etmez gibi ifadelerle halkı ayaklandırmaya çalışmaktaydılar. Bunlardan nalıncı Hasan, bayrak muhafızlığı görevini yapmakta, Ali oğlu Hasan, Emrullah oğlu Mehmet Emin silahsız olarak bayrak muhafızına yardım etmekteydiler.

Bu manzarayı ilk olarak avukat katibi Mehmet Tevfik Efendi hükümet binasında bulunan jandarma yazıcısı Ali’ye haber verince, Ali hemen topladığı 4 askeri ‘silah başı’ etmiş ve hükümet binasının avlusundaki duvarın arkasına yerleştirerek kendisi bayrak tarafına doğru bu adamların içine koşmuş, bunların emellerini ve çirkin hareketlerini sormuştur.

Mehdi olan Derviş Mehmet, kendisinin 12. imam olacağını, herkesin bayrak altına geçeceğini, yine tekbir getirerek söylemesi, kendisine düşmanca bir vaziyet almaları, halkın toplanması üzerine ürken Er Ali, hemen meydandaki otomobillerden biri ile Jandarma Yüzbaşısı Fahri Efendi’nin evine gitmiş ve olayı haber vermiştir. Yüzbaşı Fahri Efendi 10 adım mesafeye yaklaşınca niçin toplandıklarını, bayrağın sebebini sormuş ve toplanmanın yasak olduğunu anlatarak halka bile ‘biz konuşuyoruz, siz ne bekliyorsunuz. İşinize gidin’ denmesi üzerine halk bir şey dememiş, Mehdi de ‘şimdi 12 imama ve tevhide sizi iman ettireceğim’ demiş. İşte bu sözler üzerine halkın bir kısmı el çırpmıştır.

ASKERLER PENCERE ÖNLERİNE MEVZİLENDİ

Yüzbaşı bundan telaş ederek halkın bunlarla birleştiği düşüncesiyle çirkin bir tecavüze uğramamak ve hükümetin başına bir gaile açarak sonunda milletten birkaç yüz kişinin öldürülmesine sebebiyet verilmesi gibi endişelerle askeri kuvvet istemek için hükümet binasına dönmüş. Önceden yazıcı Ali tarafından mevziiye sokulan 4 jandarma erini geriye çekerek hükümet binasına girmiş ve Mevki Komutanlığına başvurmak üzere santral odasına gelmiştir.

Getirdiği jandarmalarla asker gelinceye kadar hükümete bir tecavüz olursa müdafaa etmelerini ve ateş açmalarını emreder. Jandarmalardan ikisini cephe kapısının iki tarafındaki iki pencereye yerleştirir. Yüzbaşı Fahri Efendi, telefonla önce 3. Alay’a ve ilçe kaymakamının telefonu çalışmayınca telgrafhane telefonu vasıtasıyla Kaymakam’a ve ayrıca vilayete bilgi vermiştir.

Posta müdürü bizzat Kaymakamın evine gidip durumdan Kaymakamı haberdar etmiş, Kaymakam da aldığı heyecanlı haberi tahlil etmeden ve telefonunun bozukluğu nedeniyle Jandarma Bölük Komutanlığıyla konuşmadan ortak tedbir almak ve vilayeti de haberdar etmek amacıyla Mevki Komutanının yanına gitmiş ve kışlaya giderken Alay komutanına yolda rastlamıştır.

KUBİLAY BEY GELİYOR

Jandarma yüzbaşısının hükümet binasına girmesinin ardından 4. Alay İaşe subayı ve nöbetçi Yüzbaşısı Mehmet Ali Bey de o esnada Kubilay Bey’in müfrezesinin takip ettiği yoldan ve daha önce Belediye meydanına doğru gelirken mürtecilerle karşılaşır. Mehdi Derviş Mehmet bu subayı çağırır ve aralarında bir konuşma olur. Buna da Jandarma Yüzbaşısı’na söylendiği gibi yüksek sesle tevhitten ve şeriattan, irşattan bahseder.

Yüzbaşı, bu manzaranın vahametini görünce o da hükümet konağındaki santrale gelir ve Mevki Komutanlığı’ndan Nedim Bey’den bir müfreze ister. Nedim Bey, Jandarma Komutanlığı’nın isteği üzerine Kubilay Bey müfrezesinin yola çıktığını ve o müfreze ile irtibat kurmasını emreder.

Atatürk imzalı Menemen Kararnamesi.

Anma törenine 40 bin kişi katılmıştı

Kubilay’ı ve devrim şehitlerini anmak giderek zorlaşıyor. Belki ders alınır, törenleri düzenleyenlere ışık tutar düşüncesiyle 1938 tarihli bir belgede yazılanları açıklıyoruz. “İzmir Vali Vekili” imzasıyla İçişleri Bakanlığı’na gönderilen “Menemen’de Kubilay abidesinde yapılan tören”in görkemi şöyle belirtiliyor:

“Devrim şehidi Kubilay ve arkadaşları adına Menemen’de bugüne kadar örneği görülmemiş bir katılımla tören yapılmıştır. Bu münasebetle İzmir’den üç özel tren Basmane ve Karşıyaka garından hareket etmiş, törene İzmir ve çevresinden 25 bin, Manisa’dan 15 bin kişi katılmıştır. Tahsis edilen bu trenler törene katılacak halkı taşımaya yetmeyince otobüs, otomobil ve kamyonlarla vatandaşlar Menemen’e gitmişlerdir.”