Nazikeda, Bedrifelek, Safinaz Nurefzun, Bidar, Dilpesend, Mezide Mestan, Emsalinur, Müşfika, Sazkar, Peyveste, Fatma Pesend, Behice, Saliha Naciye, Dürdane, Calibos, Simperver, Nevcedid, Bergüzer, Levandit, Ebru ve Sermelek Hanım.

Osmanlı Padişahı II. Abdülhamid’in yaşamına giren hanımların isimleri!

İslam hukuku erkeğin nikahına en fazla dört kadın alabileceğini söylese de Abdülhamid’in aynı anda dokuz hür ve Müslüman eşi vardı. Nereden biliyoruz? 2. Meşrutiyet döneminde kendilerine ödenen padişah eşi maaşlarından ve vefatından sonra açılan veraset davasından.

Dokuz eşi deniyor ama kızı Ayşe Sultan’a göre babasının 13 eşi olmuştu! Tarihçiler hala anlaşamıyor sayıda kimi 16 eşi vardı diyor. Yukarıdaki listede ise 21 isim var. Yani kurallar en fazla dört dese de padişahımız efendimiz için helal evlilik sayısı 9’a, 13’e, 16’ya, 21’e esnetilmiş.

Uzuuun, 33 yıl süren saltanatında Dolmabahçe ve Yıldız Sarayları neredeyse yılda bir evlilik törenine sahne olmuş!

Onun döneminde saraydaki düğün törenleri ağırbaşlılık içinde geçerken tek değişiklik mehter takımında oldu. II. Mahmud döneminde kurulan Muzıka-i Humayün bando, orkestra, fasıl heyetleri olarak saraya hizmet vermeye başlamış, tahta oturan Abdülhamid tarafından ise opera, operet, tiyatro ve ince saz eklenmişti. Saray düğünlerinden mehter takımı gitmiş Batı tarzı müzikler gelmişti!

Abdülhamid saltanatı boyunca ve tahttan indirildikten sonra da tartışılan bir padişah oldu. Kimi yere göğe sığdıramazken kimi araştırmacılar ise tarihi belgelerle yerin dibine sokup çıkarıyor.

Osmanlı 1.6 milyon kilometrekare toprak kaybetti onun iktidarında. O tahttayken Osmanlı mali bağımsızlığını kaybetti. Hani şimdi IMF’ye borçları kim ödedi? Biz ödedik biz deniyor ya... Öde öde bitiremediğimiz ilk dış borç onun döneminde alındı. Hadi borç aldın bari İstanbul’a çılgın bi proje kazandır değil mi? Yok, borçla Kırım Savaşı’na girildi! Yine onun döneminde ilk moratoryum (bir ülkenin borçlarını ödeyemeyeceğini kabul etmesi) ilan edildi. Borsada oynaması, Osmanlı hazinesine ait tapuları üzerine yapması, eşsiz mücevher koleksiyonları bu fakir halkın çenesi ile bütçesini çok yordu.

Tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı mesela, Abdülhamid ile ilgili kitabında “Abdülhamid’in en büyük hatalarından biri donanmadaki yanlışları diğeri ise basına uyguladığı ağır sansürdür” diyor.

1.Abdülhamid sarayı finanse etmekten iflahı kesilen züğürt Türk milletinin çenesini yormaya devam ediyor hala!

Geçenlerde Abdülhamid’in torunu Berna Hanım İstanbul’da sultanlara layık bir tören ve birbirinden mühim konukların huzurunda evlendi. Nikah şahitlerinden biri Abdülhamid konusunda kitap yazan İlber Hoca diğeri ise Refah Partisi’nin eski milletvekili Şevki Yılmaz’dı.

Büyük büyük büyük padişah dedesinin mehteri iptal ettirip yerine opera, operet kurdurduğu torun Berna Hanım mehter takımı eşliğinde normal bir gelinlikle girdi salona. Ancak eşi Abdülhamid döneminden fırlamış gibi Osmanlı zabitiydi. Hele kafasındaki fes, yaşasa fesli Kadir’i bile kıskandıracak cinstendi.

Konuklar için yemek masaları kurulmuş altın yaldızlı tabakların önlerine birer kutu kola ve pet şişe suyu bırakılmış, duvarlardaki ekranlarda ise Osmanlı padişahları resmi geçit yapıyordu.

Şatafat arabesk, keyifler yerindeyken Atatürk Cumhuriyeti sayesinde bir ara vekil bile olan şahit Şevki efendi çıktı sahneye! Aldı mikrofonu eline güya gelini damadı kutlayacaktı ama içinde tutamadı, memleketi padişahların iki dudağı arasından alıp millete teslim eden Mustafa Kemal Atatürk’e kinini kustu.

Abdülhamid’in 5. kuşak torununun düğününde ‘Osmanlı’yı süren soysuzları lanetliyorum’ dedi. Yetmedi “Selanikten gelen dönme” diye başlayarak beddua etti kurtarıcımıza. Herkes ve Atatürk’ün kurduğu diyanetin kadrolu imamı Halil Konakçı ise sırıtarak amin dedi bedduaya.

Zaferlerinin, kazandırdıklarının yanı sıra nesi var nesi yok Türk insanına bırakıp bu dünyadan göçen Atatürk’e beddua eden tayfa pek sevdikleri Abdülhamid’le ilgili üç beş minik(!) ayrıntıyı unuttu ama!

Kafaları almasa da anlatalım...

Diğer padişahlar malı mülkü Osmanlı hazinesine bırakırken Abdülhamid’in Anadolu’da 2 bin 300 den fazla taşınmaz kaydı mevcut. Bu taşınmazların 1 milyon 250 bin dekarı halen onun üzerine kayıtlı. Balkanlar’da 4 bin 280 taşınmazı var. Bunların 220 bin dekarı adına kayıtlı. Suriye’de 390, Lübnan’da 333, Filistin’de 223, Irak’ta 83, Arabistan’da 60, İsrail’de 10, Libya’da 8 olmak üzere toplam bin 107 kayıt söz konusu. Kayıtlardan 3 milyon 482 bin dekarı onun.

Kadıköy Rıhtımı’nın tapusu, Alemdağ Ormanları, Hekimbaşı, Beykoz, Kurbağalı Dere bölgesinin büyük bölümü onda. Beşiktaş ve Tophane’de dükkanları var. Selanik’in yarısından fazlası Abdülhamid’in kişisel mal varlığı. Yalova, Yenişehir, Aydın’ın yanı sıra Kudüs, Halep, Hama, Humus, Basra, Erbil, Kerkük, Dicle, Amara, Bağdat, Medine’de çok sayıda arazi ve çiftlik ile İzmit Köy Ormanları, Selanik Beyaz Kule, Yanya, Vardar Ovası’nın büyük kısmı Abdülhamid’in kişisel varlıkları arasında sayılıyor. Bir zamanlar sahip olduğu müthiş mücevherler Avrupa’da sık sık açık arttırmalarda boy gösteriyor.

Varisleri zaman zaman yüklü miras hayaliyle toplu davalar açıyorlar. Osmanlı’yı öyle seviyormuş ki tapusunu komple üstüne geçirmiş!

Yasalar bu bedduacı kindarlara bir şey yapmıyor, yapmayacak biliyoruz. Bu yüzden onları ederse Allah islah eder artık.