İstanbul'da Kennedy Caddesi, Avrasya Tüneli çıkışı Zeytinburnu istikametinde 30 Kasım Perşembe günü öğlen saatlerinde meydana gelen kazada Yunus Emre Göçer’in kullandığı motosiklete, Somali Cumhurbaşkanı'nın oğlu Muhammed Hasan Şeyh Mahmud'un kullandığı 06 CD 4581 plakalı otomobil arkadan çarpmıştı. Çarpmanın etkisi ile yola savrulan Göçer, ağır yaralı kaldırıldığı hastanede 6 Aralık'tü hayatını kaybetmişti.

Olayın ardından başlatılan soruşturma kapsamında şüpheli Muhammed Hasan Şeyh Mahmud, polis merkezinde ifadesinin alınmasının ardından serbest bırakılmış, günler sonra İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Mahmud hakkında yakalama emri düzenlenmesini talep etmesi üzerine, şüpheli hakkında yakalama kararı çıkarılmış, ancak şüpheli Muhammed Hasan Şeyh Mahmud'un 2 Aralık’ta yurt dışına kaçtığı ortaya çıkmıştı.

ZİNCİRLİKUYU'DAN ÇAĞLAYAN ADLİYESİ ÖNÜNE...

Motosikletleriyle Zincirlikuyu'da toplanarak, konvoy halinde Çağlayan Adliyesi önüne gelen motosikletli grup adaletin sağlanması için basın açıklaması yaptı. Açıklamaya Yunus Emre Göçer’in eşi Öznur Göçer, arkadaşları, CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik de katıldı. Çelik, Zincirlikuyu'da başlayıp Çağlayan'da son bulan 'Adalet" talepli sürüşte de yer aldı. Açıklamada, “Yunus için adalet” sloganları atıldı.

Açıklamada konuşan Avukat Iyaz Çimen şunları söyledi:

Bugün burada 30 Kasım’da gerçekleşen ve ölüm ile neticelenen, trafik kazasında ortaya çıkan mağduriyetimizi bir nebze olsun duyurabilmek ve başkalarının aynı mağduriyeti yaşamaması adına toplanmış bulunmaktayız. Yaşananlara kaza demeye dilim varmıyor. Son sürat gelen otomobilin, fren dahi yapmadan, arkadan merhuma çarpması neticesinde işlenen cinayet dolayısıyla sadece merhum için değil tüm trafik mağdurlarının sesi olabilmek amacıyla buradayız.

30 Kasım günü saat 12.55 sularında gerçekleşen cinayet neticesinde müvekkil eks olduğu haberi ile hastaneye kaldırılıyor. Merhumun yoğun bakıma alınması suretiyle 6 günlük bir yaşam mücadelesi içeride merhum, dışarıda ailesi, sevenleri ve meslektaşları için başlıyordu.

GEÇİCİ İKAMET İZNİ VERİLMİŞ

Sonradan Somali Devlet Başkanının oğlu olduğunu öğrendiğimiz şüphelinin vermiş olduğu tek taraflı, yanlı ve gerçek dışı ifadeyi esas alan bir kaza tutanağı çok tecrübeli olduğunu iddia eden iki trafik polisi tarafından, kusur merhuma atfedilerek düzenleniyordu.

Tek taraflı beyana dayanarak, düzenlenen tutanağa istinaden günün nöbetçi savcısı, saat 17.00 sularında hayati tehlikesi devam eden, entübe edilen, yoğun bakımda yaşam mücadelesi veren merhumun failinin ifadesi alınarak salıverilmesi talimatını, yurt dışına kaçma şüphesi son derece yüksek olan, halihazırda Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı dahi olmayan, ne için geçici ikamet izni verildiği belirsiz olan fail hakkında maalesef veriyordu.

'YÜZDE 100 KUSURLUNUN DEVLET BAŞKANI'NIN OĞLU OLDUĞU TESPİT EDİLİYORDU'

Bundan 20 dakika sonra, saat 17.20’de ilgili karakolda görevli iki polis memuru tarafından tüm dünyanın izledği kaza görüntüleri inceleniyor ve şüphelinin beyanlarının gerçeği yansıtmadığı, olayın yüzde 100 kusurlusunun kaçan Devlet Başkanının oğlu olduğu tespit ediliyordu. Buna rağmen yine görüntüyü inceleyen polis memurlarınca saat 18.00’de fail gerçeğe aykırı olarak verdiği ifadesi alınarak salıveriliyordu.

8 GÜN BOYUNCA TUTUKLAMA TALEP EDİLDİ

30 Kasım’dan 7 Aralık’a 8 gün boyunca dosyaya her gün yazılı olarak ibraz ettiğimiz tutuklama taleplerimiz değerlendirilmiyor, hiçbir adli kontrol tedbiri uygulanmıyor, dosyada herhangi bir ilerleme maalesef kaydedilemiyordu. 5 Aralık akşamı , doktorlar tarafından merhumun vefat haberi tarafımıza veriliyor ve sabah 09.00’da ilgili savcıya ölüm bilgisi tarafımızca yazılı olarak bildiriliyordu. Suçun türü ‘taksirle yaralamadan’, ‘taksirle adam öldürmeye’ dönüşüyordu.

YURT DIŞI YASAĞI GETİRİLDİ

Aynı anda sayın Bakanımız Yılmaz Tunç konuya dair tepkilerin büyümesi üzerine açıklama yapıyor ve ilgili savcılığın gereğini yapacağını ifade ediyordu. Bu açıklama akabinde yaklaşık 24 saat içinde, biir hafta boyunca her gün ibraz ettiğimiz yazılı tutuklama taleplerimize rağmen hiçbir ilerleme kaydedilemeyen dosyamızda, yurt dışı yasağı adli kontrol tedbiri uygulanıyor ve alınan kusur bilirkişi raporunda failin yüzde 100 kusurlu olduğu tespit ediliyordu.

2 ARALIK'TA KAÇTI

Alınan kusur raporuna istinaden, 8 Aralık Cuma günü fail hakkında yakalama emri düzenleniyor ancak failin 2 Aralık Cumartesi günü tarifeli uçuş ile elini kolunu sallayarak yurt dışına kaçtığı belirleniyordu. Üst sınırı 6 sene olan bir suçta dahi, şüphelinin kaçması, göz göre göre engellenmemiş oluyordu.

Bugün geldiğimiz noktada, yapılacak yargılamalar neticesinde kimin cezalandırılacağını tüm dünya gibi bizler de merakla beklemekteyiz. Bizler geride kalan bir eş ve biri otizmli iki yetim çocuğun hakkını, başkalarının da olası mağduriyetiinin önüne geçebilmek saiki ile birlikte sonuna kadar savunacağız.

'ÖLMEK İSTEMİYORUZ'

Hayatını kaybeden motokurye Yunus Emre Göçer’in çalışma arkadaşı Mehmet Coşkun ise şu ifadeleri kullandı:

İki teker kullanan bütün arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Bizi yalnız bırakmadılar. Sesimizin daha gür açıkması adına, Yunus için adalet için herkes burada. Bizi diyoruz ki, ‘Artık ölmek istemiyoruz, trafikte bizi fark edin’ Bizim de evimizde bekleyen bir eşimiz, ailemiz, anamız var. Ölmek istemiyoruz. Bunun için yetkilileri göreve davet ediyoruz.

ASLİ KUSURLU OLDUĞU TESPİT EDİLMİŞTİ

Kazanın ardından hazırlanan bilirkişi raporunda, motokurye Yunus Emre Göçer'in kaza esnasında Karayolları Trafik Kanununda belirtilen herhangi bir maddeyi ihlal ve kusurunun bulunmadığı belirtilirken, Karayolları Trafik Kanunu ve Karayolları Trafik Yönetmeliğine göre takip mesafesine uyulmadığı ve motosiklete arkadan çarpması nedeniyle yaşanan kazada kusurlunun, Somali Cumhurbaşkanı'nın oğlu Muhammed Hasan Şeyh Mahmud olduğu vurgulanmıştı.

Öte yandan olay sonrası Çağlayan'da bulunan İstanbul Adalet Sarayı önüne gelen motokuryeler ve Avukat Iyaz Çimen basın açıklaması yapmış, yoğun bakımda olan Yunus Emre Göçer için adalet istemişlerdi.