Milli Savunma Bakanlığı kaynakları, TSK'nın ihtiyaç duyduğu yer ve zamanda sınırötesinde kara harekatı gerçekleştireceğini belirtti.

Milli Savunma Bakanlığı'nda basın bilgilendirme toplantısı yapıldı. Bakanlık kaynakları gazetecilerin sorularını yanıtladı.

PENÇE'DE SON DURUM NE? 

Kaynaklar, Irak'ın kuzeyinde devam eden Pençe serisi harekatlarda son durumun ne olduğuna ilişkin soru üzerine şu bilgileri paylaştı: 

- Pençe Harekatları, terör örgütünün Irak'ın kuzeyindeki hareket kabiliyetinin engellenmesi ve ülkemizi hedef alan eylem arayışlarının kısıtlanması noktasında önemli kazanımlara ulaşmamızı sağlamıştır. Terör örgütü unsurlarına karşı 'sızma, sıcak takip ve yerinde etkisiz hale getirme' gibi taktiklerin başarıyla yürütülmesini sağlayan 'üs bölgeleri stratejisi' sayesinde, Sinat-Haftanin'den Hakurk'a kadar uzanan yaklaşık 300 kilometrelik Türkiye-Irak sınır şeridinde, ortalama 15 ile 30 kilometre derinlikte güvenli hat oluşturulmuştur. 

SALDIRILAR NASIL OLDU?

Kaynaklar, 22-23 Aralık ve 12 Ocak'ta yaşanan terör saldırılarının detaylarına ilişkin bir soru üzerine de şunları paylaştı: 

- Üs bölgelerimize gerçekleştirilen alçak saldırılar, olumsuz hava koşullarında ve görüş mesafesinin olmadığı bir ortamda kalleşçe gerçekleştirilmiştir. Eş zamanlı olarak Irak kuzeyindeki birçok üs bölgemize de saldırı girişiminde bulunulmuştur. Tüm bu saldırılarda, teröristlerin sızma eylemlerinde bulundukları bölgelerde, kendilerine müzahir sivil yerleşim yerlerini de örtü olarak kullandıkları görülmektedir.

"İHA'LARIN UÇAMADIĞI DURUMLARDA..."

Saldırıların tamamına yakınının engellendiği gibi üs bölgelerine yaklaşan teröristlerin birçoğunun da etkisiz hale getirildiğini vurgulayan kaynaklar, şöyle devam etti: 

- İHA'ların mevsimsel koşullar nedeniyle uçamadığı durumlarda kritik yaklaşma istikametleri teknoloji-yoğun sistemler (termal kamera, foto kapan, bulut altı mini İHA) ile gözetlenmekte, harekete duyarlı radar sistemleri ile üs bölgelerinin etrafı takip edilmekte, ateş destek vasıtaları 24 saat esasına göre görev yapmaya devam etmekte, silah üstü termal kameralar ile teçhiz edilmiş yakın emniyet unsurları tarafından üs bölgesi etrafında pusu/dinleme ve keşif/gözetleme gayretleri artırılmakta, üs bölgelerinin etrafına fiziki engel sistemleri (jiletli tel, fens teli, aydınlatma mayını vb.) inşa edilmekte, havada bekler bulunan savaş uçaklarıyla bölgede hava devriyesi icra edilmektedir.

GECE GÖRÜŞLER VE TERMAL KAMERALARIN DURUMU

Bakanlık kaynakları, üs bölgelerinin termal kamera ve benzeri gözetleme sistemleri bakımından yeterli olup olmadığına dair iddialara da şu cevapları verdi: 

- Kahraman Mehmetçiğimiz, üs bölgelerinde ihtiyaç duyduğu gündüz ve gece çepeçevre emniyetini sağlayacak her türlü keşif/gözetleme ve dinleme sistemlerine sahiptir. Ayrıca tek er seviyesinde dahi personele silah üstü sistemler verilmektedir. Hain PKK'lı teröristler tarafından üs bölgelerimize gerçekleştirilen alçak saldırılar, olumsuz hava koşullarında ve görüş mesafesinin olmadığı bir ortamda kalleşçe gerçekleştirilmiştir. 

- Bu saldırıların tamamına yakınında teknolojinin sağladığı imkanlar da etkin şekilde kullanılarak, üs bölgelerimize yaklaşan teröristlerin birçoğu etkisiz hale getirilmiştir. Ayrıca teröristlerin sızma eylemlerinde bulundukları bölgelerde, kendilerine müzahir sivil yerleşim yerlerini örtü olarak kullandıkları görülmektedir.

SAĞLIKÇILARIN YÜZDE 90'I SİVİL 

Bakanlık kaynakları, operasyon bölgelerinde yaralanmalara karşı ilk müdahalenin nasıl ve kimler tarafından yapıldığına dair soru üzerine, şunları kaydetti: 

- Harekat alanında yaralıya ilk müdahale, birliklerin kendi sağlık personeli (tabip, acil tıp teknikeri (ATT), muharebe cankurtaranı ve muharip sıhhiye) tarafından yapılmaktadır. Müteakiben öncelikle helikopterle seyyar sahra hastanesi ya da bölgedeki devlet hastanelerine yaralı personel tahliye edilmektedir. 

- Altın saat olarak tabir edilen ilk 10 dakikada yaralıya yapılması gereken kanama kontrolü ve hava yolunun açılması işlemleri birliklerdeki muharebe cankurtaranı ve/veya muharip sıhhiye tarafından yapılmaktadır. Harekata katılan birliklerin muharebe cankurtaranı ve muharip sıhhiye personelinin eğitimi devamlı tazelenmektedir.

İlk 1 saat içinde yaralıya yapılması gereken gelişmiş tıbbi yardımın birliklerdeki tabip veya ATT personel tarafından yapıldığını belirten kaynaklar, "Birliklerimizdeki ATT kadrolarının yüzde 71'i muvazzaf personelle geri kalanı yedek astsubay personelle karşılanmaktadır. Birliklerimizdeki tabip kadrolarının yüzde 8'i muvazzaf personelle, yüzde 2'si yedek subay personelle geri kalanı Sağlık Bakanlığından geçici olarak görevlendirilen sivil tabiplerle karşılanmaktadır" diye konuştu. 

Kaynaklar, ilk 2 saat içinde yaralıya yapılması gereken travma cerrahisinin yaralının tahliye edildiği Işıklı Seyyar Sahra Hastanesi ya da bölgedeki Çukurca, Derecik, Hakkari, Yüksekova Şırnak ve Şehit Aydoğan Aydın Devlet Hastanelerinin sağlık personelince yapıldığını söyledi. 

ÜS BÖLGELERİNE DÖNÜK TAHKİMAT ELEŞTİRİLERİ

Bakanlık kaynakları, sınır ötesindeki üs bölgelerinde tahkimatın yetersiz olduğu iddialarına da şu cevabı verdi: 

- Mehmetçiklerimiz bir bölgeye adım atar atmaz öncelikle emniyetlerine yönelik olarak mevzilenmekte, mevzileri tahkim edilmekte ve uygun silah, tespit, sensör, algılama, görüntüleme sistemleriyle geliştirilmekte, emniyetin tesisini müteakip hava ve karadan personelin temel ihtiyaçlarından başlamak üzere ikmal sistemi kurulmaktadır. 

En zor hava ve arazi şartlarında icra ettiğimiz operasyonlarda, Mehmetçik ileri seviye teknoloji silah, teçhizat ve sistemle donatılmış, her türlü arazi ve iklimde görev yapacak şekilde eğitilmiş ve 2000 metre rakımın üzerinde harekat icra edecek şekilde ikmal, iaşe ve barınma imkanları sağlanmıştır.

"HAREKATLAR NEDEN SALDIRILARDAN SONRA YAPILIYOR?"

Bakanlık kaynakları, "Yapılan hava harekatları terör saldırılarından sonra mı yapılıyor" sorusu üzerine şunları söyledi: 

- Hedef tespiti ve imha süreci sürekli bir faaliyettir. Yapılan hava harekatlarının sayısını açıklıyoruz, hedefteki etki kıymetlendirmeleri tamamlandığında EHG sayılarıyla kullanılamaz hale getirilen mağara, sığınak veya diğer tesis bilgilerini veriyoruz. Her kademede Hedef Analiz ve Değerlendirme Grupları tarafından icra edilen günlük hedef toplantılarında duyum, İHA tespitleri ve sinyal istihbarat verileri analiz edilerek hedefler belirlenmekte ve ateş altına alınmaktadır. Son 3 aylık sürede 452 hedef (günlük ortalama 5 hedef) hava harekatıyla vurulmuş, buna ilave olarak dinamik olarak tespit edilen 99 terör hedefine Ani Hava Harekatı, 36 terör hedefine S/İHA atışı icra edilmiştir.

ÜS BÖLGESİ STRATEJİSİNE YÖNELİK TEPKİLER 

Bakanlık kaynakları, Irak'ın kuzeyindeki Pençe operasyonlarının stratejisinin yanlış olduğuna dair eleştirilere yönelik, şunları kaydetti: 

"Bugün artık, yurt içinden tek bir şehit haberi gelmiyor. Üs bölgelerimize, kalekollarımıza tek bir saldırı yapılamıyor. Bu da terörü kaynağında yok etme stratejimizin başarısını gösteriyor. Bugün, Türkiye'nin en büyük petrol rezervlerinden birine sahip Şırnak/Gabar'da güvenli bir şekilde petrol çıkartılabiliyorsa, Hakkari'nin yaylaları turistleri ağırlıyor, festivallere ev sahipliği yapıyorsa bunlar hep kahraman ordumuzun, teröristleri sınırlarımızın ötesinde, terörü kaynağında yok etme stratejisi sayesindedir.

İHA ve SİHA'ların kullanılmadığı iddialarına yönelik, TSK'ya teslim edilen 1 adet MİLSAR'ın mevcut olup, denemeleri, test ve kabul işlemlerinin devam ettiğini belirten kaynaklar, şunları anlattı: 

"SARPER radarı ise konvansiyonel harpte karşılaşılan hedefleri tespit etmek için tasarlanmış bir sensör olup, SAR radarı kullanılarak arazide saklanan/hareket eden teröristleri tespit etmek mümkün değildir. Bölge yer seviyesinden yüksek irtifaya kadar bulutlarla kaplı olduğundan İHA'lar üzerindeki elektro-optik ve kızılötesi görüş sağlayan kameralarla arazinin gözetlenmesi de mümkün değildir." 

EMEKLİ ASKERLERE YANIT 

Bakanlık kaynakları, bazı emekli askerlerin şehit haberlerinden sonra TSK'nın yürüttüğü mücadeleyi eleştiren açıklamalarına da cevap vererek, şöyle konuştu: 

- Terörle mücadelede elde ettiğimiz tüm başarılarda en büyük pay, aziz şehitlerimize ve kahraman gazilerimiz ile görev yapmış komutanlarımız ve personelimize aittir. Bölgede görev yapmış tüm komutanlarımızın ve personelimizin bilgisine ve tecrübesine saygı duyduğumuzu bir kez daha belirterek, hizmetleri için kendilerine şükranlarımızı sunuyoruz. 

- Bizim tepkimiz, şehit verdiğimizde ortaya çıkıp siyasi ve şahsi hırslarla kahraman Mehmetçik'in ve görev yapan personelin gayretini, tecrübesini yok sayan, yürüttüğümüz mücadeleye zarar verme amacı güden yorumlar yapan, kısacası derdi üzüm yemek değil bağcıyı dövmek olanlaradır." 

Bakanlık kaynakları, 20-30 yıl önce yapılanların, tekrar gündeme getirilerek bugün yapılanların eleştirilmesi ve uygulanan stratejinin yanlış olduğunun ispat edilmeye çalışılmasına anlam verilemediğini belirterek "Veriler ortadadır. 'Bizim oralarda ne işimiz var' demek tam da terör örgütünün yaratmak istediği algıya hizmet etmektir" ifadesini kullandı. 

YENİ HAREKÂT AÇIKLAMASI

- Sayın Cumhurbaşkanı'mızın da ifade ettiği gibi ülkemizin, halkımızın ve sınırlarımızın güvenliği için uluslararası hukuk ve meşru müdafaa açısından operasyon yapmak Türkiye'nin en doğal hakkıdır. TSK'nın, ihtiyaç olan yer ve zamanda bugüne kadar yaptığı gibi bundan sonra da ne gerekiyorsa yapacağından kimsenin şüphesinin olmaması gerekir.

ASKERLERİN TECRÜBESİ YETERLİ Mİ? 

Milli Savunma Bakanlığı kaynakları, "Operasyon bölgesindeki askerlerin tecrübesi yeterli mi?" sorusuna şu cevabı verdi: 

- Terörle Mücadele Harekatı (TMH) bölgesinde görevlendirilecek tüm subay, astsubay, uzman erbaş ve sözleşmeli erler, Dağ Komando Okulu ve Eğitim Merkez Komutanlığında 18 hafta süreyle zorlu bir eğitim sürecinden geçmektedir.

- Burada başarı sağlayan personel birliklerine görevlendirilmekte, birliğinde oryantasyon eğitimi sonrasında operasyonlara dahil olmaktadır. Ayrıca sıralı komutanlıklarca da denetleme ve değerlendirmeleri zamana bağlı kalmaksızın gerçekleştirilmektedir."