Erdoğan, “Ben başta olduğum sürece İsveç ve Finlandiya NATO’ya giremez” demişti. Hâlâ istifa haberi gelmedi.

Bahçeli’nin, “Kandil neyse Stockholm odur” söylemine ne oldu? Türkiye, Kandil ile masaya mı oturdu?

★★★

Türkiye öyle bir sözüne güvenilmez ülke haline geldi ki, bu demeçleri kimse ciddiye almadığı gibi herkes biliyordu, üyeliklerin kısa zamanda gerçekleşeceğini...

Dile getirdikleri tüm söylem ve koşullarından vazgeçip İsveç’in NATO üyeliğine onay mutabakatını Meclis gündemine getirilip kabul edilmesi kimse için sürpriz olmadı.

Madrid’de imzalanan üçlü mutabakat mekanizmasına esas olan protokoldeki taleplerin hiçbirisi karşılanmadı.

★★★

Aslında dış politikada yaşanan bu durum ekonomi için emsal niteliğinde...

Bugün için verilen sözler, bütçe disiplinine sadık kalınacağı, rasyonel enflasyon ve faiz politikalarının uygulanacağı sözleri bir anda tekrar değişebilir.

İktidar bir anda kendi fabrika ayarlarına dönebilir. Mehmet Şimşek bir gece kararname ile görevden alınabilir.

★★★

Dış politika başka ekonomi başka demeyin. Naci Ağbal, Lütfi Elvan örneği yaşandı yakın geçmişte.

Ortaokul seviyesinde ekonomi bilgisiyle Nureddin Nebati, ideolojik saplantının esiri Şahap Kavcıoğlu oturtuldu o koltuklara...

Bunca yıldır ekonomiyi takip ederim, yapılacak en büyük hatalardan biri siyasilere güvenmektir. Türkiye’de yarının hiçbir garantisi yoktur. Stratejini ona göre kur.

İhracatçı alkışlarken düşünecekti!

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek “İhracatçımızı çok güçlü bir şekilde destekliyoruz, desteklemeye de devam edeceğiz” dedi.

Nasıl destekliyor acaba? Nitekim attığı tweet mesajında “İhracatın ana belirleyicisi yurt dışı talep olup kurun önemli bir etkisi yoktur” dedi. Demek desteklerken yurt dışı talebi artırıyor herhalde...

★★★

Sahi Mısır’a yaşanan sanayici göçünü görmüyor mu?

“Mısır’da asgari ücret oldukça düşük ve Türkiye’ye nazaran ve yeteri kadar devalüasyon olduğu için kârlı bir şekilde satabiliyoruz” açıklamalarını duymuyor mu?

Ayrıca Mısır’ın ABD, Afrika, Kuzey Afrika ve Güney Amerika ülkeleriyle gümrüksüz ticaret anlaşmaları mevcut.

★★★

Bangladeş, Hindistan gibi ülkeler ile aramızda yüzde 15 olan fiyat farkı şu an yüzde 50’den fazla... Sen ürettiren yabancı marka olsan kimi seçersin ki?

Mehmet Şimşek zamanındaki çamlar artık bardak oldu. Biraz daha tutsunlar doları, suni olarak değerlendirsinler Türk Lirası’nı, ondan sonra görelim ihracatçının halini...

Bizzat yaşar etki-tepki prensibini...

Parasıyla bile ilaç bulunmuyor

Lafa gelince AKP’nin sağlık politikası bir harika... Parasıyla ilaç bulamıyorsun bu arada... Kâr edemeyen firma ilaç satmaz, sen de ilacı bulamazsın. Bu kadar basit aslında...

Sağlık Bakanlığı, 16 Aralık’ta yaptığı güncellemeyle ilaç fiyatlarına uyguladığı Euro kurunu 14 TL’den 17.55 liraya çıkarttı. Güncel Euro kuru ise 32.88 lirada...

★★★

Bakanlık ve SGK’nın kur politikasının maliyetleri karşılamadığını öne süren ilaç üreticileri ve yabancı şirketler, kanser, Alzheimer, KOAH, Parkinson, epilepsi, tansiyon, kolesterol, influenza, antibiyotik gibi hayati ilaçları Türkiye pazarından çektiklerini açıkladılar.

★★★

Fiyat nasıl belirleniyor? Avrupa’da o ilacı satan 5 ülkenin fiyatına bakıyor. Almanya, Fransa, İspanya, Portekiz ve Yunanistan...

En ucuzu genelde Yunanistan oluyor. Oradaki fiyatı kendi belirlediği 17.55 Euro kurundan liraya dönüyor. Üstüne de indirim istiyor.

★★★

Zira satış fiyatı belli... Kızıyorsunuz ama bu şirketler hilal-i ahmer değil ki...

Bir çıkıp anlatsa ya bu hastalıklardan mustarip insanlar ne yapacaklar? Büyük bölümünün eş değeri de olmaması sanki hastaların idam fermanı...

Yeni yılda işi garantiye almak için size önerim sağlam bir hocaya muska yazdırmanız. Hem kazadan, beladan hem de hastalıktan korur. Üçü bir arada... Sahi kaça yazılıyor bir muska? O da mı indirimli Euro kuruyla?