16 yıllık hospis hemşiresi Amerikalı Julie McFadden, deneyimlerini "Korkacak Bir Şey Yok: Daha Dolu Yaşamak İçin Ölümü Gizemden Kurtarmak" (Nothing to Fear: Demystifying Death to Live More Fully) başlıklı bir kitapta topladı.

Sosyal medyada "Hemşire Julie" adıyla milyonlarca takipçiye ulaşan McFadden, insanlarda ölmeden hemen önce gözlemlediği 3 ortak fiziksel özellik olduğunu paylaştı. 

1. "Ölüm hırıltısı" (Gurguldama sesi)

McFadden'in paylaştığı ve hastanın son 24 saatine işaret edebilecek gözlemlerden ilki, spesifik bir sestir.

Bilimsel olarak "ölüm hırıltısı" (death rattle) olarak adlandırılan bu hırıltılı veya guruldama benzeri ses, hastanın yutkunma veya öksürme yeteneğini kaybetmesiyle ortaya çıkar. Boğazda ve solunum yollarında biriken tükürük veya balgam gibi sıvılardan geçen hava, bu sese neden olur.

McFadden, bu sesin hastanın acı çektiği anlamına gelmediğini, ancak sürece tanıklık eden aile üyeleri için rahatsız edici olabileceğini belirtiyor.

2. Solunum değişiklikleri (Düzensiz nefes)

McFadden'in gözlemlediği ikinci yaygın değişiklik ise solunum düzenindeki farklılaşmalardır. Nefesler genellikle normalden çok daha yavaş ve aralıklı hale gelebilir. Bir diğer solunum modeli ise "agonal solunum" olarak adlandırılır. Bu, "çaresizce hava yutma" veya hırıltılı gazplar şeklinde görünebilir. McFadden, bu solunumun "gerçek nefes alma" olmadığını, vücudun oksijen eksikliğine verdiği doğal bir refleks olduğunu belirtir.

Araştırmacılara göre, hasta her iki solunum düzeninde de acı çekmemektedir, ancak bu anlara tanıklık etmek aileler için zorlayıcı olabilir.

3. "Ölüm bakışı" (Sabit ve donuk gözler)

Hemşire Julie'nin paylaştığı son fiziksel gösterge ise "ölüm bakışı" (the death stare) olarak adlandırdığı durumdur.

İsmine rağmen McFadden, bu anın genellikle bakıcılar ve aileler için en "rahatlatıcı" anlardan biri olduğunu öne sürüyor. Hastanın son anlarında gözleri veya ağzı açık kalabilir. Tıbbi olarak canlı ve nefes alıyor olsalar da, bilinçleri kapalıdır ve uyandırılamazlar.

Gözler genellikle donuklaşır ve belirli bir noktaya odaklanmaz. McFadden, hastanın bu aşamada bilinçli olmamasına rağmen, muhtemelen etrafındakileri duyabildiğini ve hatta varlıklarını hissedebildiğini ekliyor.

Hemşire McFadden, bu fiziksel belirtilerin yanı sıra, 16 yıllık deneyimi boyunca gözlemlediği bir başka yaygınlığın da, hastaların veda etmek için "doğru anı seçme" eğilimi olduğunu paylaşıyor.

Bilimsel olarak açıklanamayan bu durumda, bazı hastalar "Şu tarihten sonra öleceğim" veya belirli bir düğün ya da özel bir olayın geçmesini bekleyeceklerini ifade ederler. McFadden, "aktif olarak ölmeyen" bir hastasının o akşam vefat edeceğini söylediğini ve gerçekten de o akşam vefat ettiğini şaşkınlıkla anlatıyor.

McFadden, bu gözlemlerin son 24 saatte yaygın olduğunu ancak ölümün herkes için aynı olmadığını vurguluyor. Bazı hastalar hızla vefat ederken, bazılarının süreci daha uzun sürebilir veya aniden gerçekleşebilir.