Merkeze bağlı Tekke köyünde geçimlerini çiftçilikle sağlayan Rabia-Muhammet Soydaş çiftinin çocukları Münir (45), Nebi (42), Ali (38) ve Uğur Soydaş (38), doğuştan zihinsel engelli olarak dünyaya geldi.
İlk kız çocuğu yıllar önce ölü doğan Soydaş, ömrünü engelli çocuklarının bakımına adadı. En büyük oğlu Kırgızistan'da sağlıkçı olarak çalışan Rabia Soydaş, zihinsel engelli çocuklarına sevgi ve şefkatle bakıyor.
İlerleyen yaşına rağmen devlet desteğiyle büyüttüğü engelli çocuklarının tüm bakımını yapan Rabia Soydaş, 45 yıldır yemeklerini elleriyle yedirdiği çocuklarıyla, soğuk havalarda evde oyunlar oynuyor.
'GÜCÜM YETTİKÇE BAKACAĞIM'
Küçük yaşta evlendiğini, 5 çocuğunun 4'ünün engelli olduğunu anlatan Rabia Soydaş, "İlk çocuğuma hamile kaldım. Ne yazık ki o zamanın şartlarında doktora gidemedim ve evde doğum yapmak zorunda kaldım. Kız çocuğum karnımda boğuldu; onu kaybettim.
Ondan sonra olan çocuklarım ise doğuştan engelli olarak dünyaya geldi. Ölen kızım haricinde 5 oğlum var. En büyük oğlum sağlıklı ve çok şükür bir sorunu yok. Ama diğer 4 oğlum zihinsel engelli.
Çocuklarım kendi başlarına hiçbir şey yapamıyor ve algılayamıyorlar. Banyolarından tut, tüm ihtiyaçlarına kadar onlara yardım ediyorum. Gücüm yettikçe her şeylerini yapmaya devam edeceğim. Onlar benim yavrularım" dedi.
Her sabah erkenden kalkıp öncelikle ev işlerini yaptığını söyleyen Rabia Soydaş, "Sonrasında yemek hazırlayıp, hepsini tek tek yediriyorum. Elimden geldikçe onlara vakit ayırıp, oyun oynuyorum. Zamanında 2 oğlumu okula verdim ama yapamadılar. Evde onlarla ilgileniyorum.
Ortanca oğlum Nebi, aslında bana ev işlerinde yardım eder, sözümü tutardı. Ama sonradan çarşıya gitmeye alışınca, önüne geçemez oldum, baş edemedim. Bundan dolayı onu rehabilitasyon merkezine gönderdik. Şimdi orada bakılıyor" diye konuştu.
'HAVALAR SOĞUYUNCA EVİN İÇİNDELER'
Büyük oğlunun Kırgızistan'da sağlık görevlisi olarak çalıştığını da ifade eden Soydaş, "Oğlum her tatilini bizim yanımızda geçirip, kardeşlerine vakit ayırıyor. Hatta birkaç gün önce buradaydı. Kardeşlerini gezdirmek istedi ama havalar soğuk olduğu için pek bir şey yapamadılar.
Şimdi kardeşleri gezebilmek için tekrar ağabeyinin gelmesini bekliyor. Havalar soğumadan önce dışarıya çıkıp biraz eğlenebiliyorlardı. Ama havalar soğuyunca evin içindeler. O yüzden canları sıkılıyor ve bunalıyorlar. Allah'tan gelene bir şey demem, onlar benim evlatlarım. Ömrüm evlatlarıma feda olsun" ifadelerini kullandı.