O partiden, bu partiden, iktidardan, muhalefetten iyi belediye başkanı adayı hangisi... Vizyonu, projeleri, şehircilik planları olan belediye başkanı kim, bilmek istiyorum. İyi belediye başkanı seçeceğim. Oyum sahibini arıyor.

Aklımı kullanayım.

Ölçüler koyayım.

10 soru sorayım.

★★★

Soru 1:

Kim şehrin?

Ahlakını çürüttü.

Soru 2:

Kim şehri?

Pahalılığa boğdu.

Soru 3:

Kim şehirde?

Kiraları patlattı.

Soru 4:

Kim şehri?

Yoksullaştırdı.

Soru 5:

Kim şehirde?

İşsiz sayısı çoğalttı.

Soru 6:

Kim şehri?

Hayasız ranta açtı.

Soru 7:

Kim şehri?

Betona gömdü.

Soru 8:

Kim şehri?

Depreme esir etti.

Soru 9:

Kim şehri?

Mafyaya açtı.

Soru 10:

Kim şehrin?

Adaletini yıktı.

★★★

Seçim günlerine girdik. İktidar partisi liderinin ya da muhalefet partisi başkanının “aday tanıtım toplantısını” yan gözle izliyoruz. Yukarıdaki 10 soruya cevap arıyoruz.

Oy sahibiyiz.

Oy veriyoruz.

İktidar partisi ve başkanı 22 yıldır Türkiye’yi ve şehirleri yönetiyor. Planlı bir şehircilik görmedik. Evet şehirler büyüdü. Kentleşme hızlandı. Ülkemizde her 100 kişiden 93’ü kentlerde yaşamaya başladı. Türkiye nüfusu göç etmekten yorulmadı; “doğudan batıya ve kıyı kentlerine doğru” aktı, akmaya devam ediyor.

İstanbul daha büyüdü.

Milyonluk kentler 3 kat, 4 kat nüfusa ulaştı, ancak 81 kentin sadece 14’ünde kişi başına gelir, ülke ortalamasının üstüne çıkabildi. 21 kentimizin kişi başına düşen geliri 20 yıl önceki 2004 yılının ortalamasının bile altında kaldı.

★★★

Evet!

22 yılık iktidar döneminde kentlerde metrolar, yollar, şehir hastaneleri, su, elektrik, kanalizasyon, telefon alt yapıları, parkalar, cemaatsiz pahalı camiler, zarar üreten gösteriş yatırımları yükseldi; ama “kent pahalılığı, kent yoksulluğu, kent işsizliği” de korkutucu boyutlara ulaştı.

Şehir planı olsaydı.

Pahalılık.

İşsizlik.

Yoksulluk.

İmar rantı.

Kentlere böylesine yapışıp kalmayacaktı.

★★★

22 yıllık iktidarın “Fiziki Belediyecilik- Sosyal Belediyecilik- Kültürel Belediyecilik- Çağdaş Belediyecilik- Planlı kentleşme” ölçülerine sözde değil özde uyan tutarlı kent planı anlayışı olsaydı; seçilmiş belediye başkanlarının yetkilerinin üzerine Ankara’dan çökerek ve kentlerde büyük rant projelerini partili müteahhitlere açarak; “odağında insan olmayan, değer olmayan, doğa olmayan fakat sadece inşaat olan” yatırımları “işte hizmet ve eserler siyasetimizin ürünleri” diye sunamazlardı.

22 yıl oy aldı.

Aynısını yapıyor.

Parti başkanı Cumhurbaşkanı, bizzat kendisi seçtiği adaylarla; “Yeniden İstanbul... Yeniden Ankara...” kampanyası başlattı. Propaganda makinesi de; “bozuk belediye otobüsü düzmece görüntüleriyle” iftira üretimini hızlandırdı.

★★★

Bu tablo karşısında muhalefet belediye başkanı adaylarının seçmene; “kentlerde işsizliği, pahalılığı, yoksulluğu” nasıl ortadan kaldıracağını anlatan, inandıran, güven aşılayan “kentleri mafya çoğaltan yapıdan kurtaracak projeler demeti sunması” gerekir.

Oyum sahibini arıyor.

İtibar suikastı mıydı?

CİMER açıklama yapmış: 90 bin kişilik kadromuz var. Merkez Bankası Başkanı’nın babası tarafından işten çıkarıldığı iddiasıyla şikayetçi olan ve taşeron şirket üzerinden Merkez Bankası’nda çalışan protokol görevlisi Büşra Bozkurt’un mektubunu biz sızdırmadık demiş. Peki bu bir “itibar suikastı” mıydı? Merkez Bankası içinde birileri Başkan’ın itibarına kıymak ve ayağını kaydırmak istediler ve mektubu yazan Büşra Bozkurt’u itibar kurşunlayıcının tabancasından çıkan kurşun gibi mi kullandılar? Öte yandan, gerçekten de başkanın babası “Merkez Bankası’nı aile şirketine çevirmeye” mi kalkıştı? Hangisi gerçek. Merkez Bankası Başkanı, “itibar kurşunlaması varsa” konunun üzerine gidip kamuoyunu aydınlatmalı.