İçişleri Bakanı değişikliğinin ardından Ankara Emniyet Müdürü Servet Yılmaz’ın yerine Engin Dinç atanmıştı. Dinç, müdürlerle yaptığı ilk toplantıda, kendisinden önce yapılan “Demir Yumruk” dosyasında şaibeli işler olduğunu öne sürdü. Bu konuşma eski müdürün kulağına gittiğinde onun cevabı, “Ayhan Bora Kaplan (ABK) bizim yaptığımız dosya ile gözaltına alınıp tutuklandı. 

O’nun derdi ABK ile değil, dertleri bizimle” oldu. Şu anda Emniyet’te bir yerde S.Soylu döneminde görev yapanlarla, Ali Yerlikaya döneminde göreve getirilenler arasında derin bir mücadele sürüyor. Bu kavgaya, kirli bilgilerin katıldığı kesin. 

Örneğin, ABK’nın, Emniyet Müdür Yardımcısı Murat Çelik’e 300 bin dolar verdiği Çelik’in de bunu “Menzil için aldığını” söylediği yayıldı. Doğru mu? Hiçbir ifadede de böyle bir şey yok. Avukatları da böyle bir şey olmadığını, konuşulmadığını belirtti. Çelik’in de Menzilci olmadığı, 15 Temmuz darbe girişiminin bastırılmasında etkin görev aldığı emniyet yetkililierince bildirildi. 

BAKIN NELER SÖYLÜYOR

Dedikodu şeklinde değil, ABK ifadesinde önemli iddialarda bulunmuş. Bakarsınız yarın o söylediklerini kabul etmez. “İşkence altında” ya da kendisine verilen bazı sözler üzerine söylediğini de belirtebilir. Önemli iddialar içeren konu İzmir’de cezaevinde alınan ifadesinin son iki sayfasında yer alıyor. Okuyalım: 

-AA ve VMK müdürlerin SS isimli şahıs aracılığı ile çok sayıda ruhsatsız silah ticareti yaptığını biliyorum. Silah alım-satım işleriyle alakalı şahitlerim var. 

-Ankara İl Emniyet Müdürlüğünün yeni binası yapılırken Organize Şube de görevli Polis Ö., Asayiş Şube de görevli Polis S. , iki müdürün talimatıyla Ankara ilinde bulunan tüm eğlence mekanları, kahveler, kumarhaneler, çeşitli iş yerleri ve iş adamlarından duyduğum kadarı ile 10 - 15 milyon kadar para topladı. 

Bu paranın emniyet inşaatında kullanılmadığını biliyorum. Bu polisleri görsem teşhis ederim.

ZEKERİYA ÖZ’Ü KAÇIRACAKTIM

2022 yılında Almanya’ya gittiğimde kafesi olan bir arkadaşımı ziyaret ettim. Sohbet ederken Türkiye’den ünlü bir savcının buraya yerleştiğini, kafenin hemen arkasında oturduğunu, işyerine de devamlı gelip gittiğini söyledi.

Savcının kim olduğunu sorduğumda fotoğrafını gösterdi. Fotoğrafı görür görmez bu kişinin Zekeriya Öz olduğunu anladım. Bunun üzerine Organize Şube’de görevli Komiser O.’yu aradım. Ama O. Komiser telefonu açmadı. Ben de hemen sonra Organize Şubenin ... 57 65 numarasını aradım ve ‘O. komiser ile acil görüşmem lazım’ dedim.  Bunun üzerine O. Komiser beni internet üzerinden aradı. Ona FETÖ firarisi Savcı Zekeriya Öz’ün şu anda Almanya da bulunduğum yerde olduğunu, eğer isterlerse Türkiye sınırına  kadar getirebileceğimi, ama sınırı geçmem için bana yardımcı olmalarını söyledim. O da ‘Benden haber bekle’ dedi.  Yaklaşık 2-3 saat sonra bana dönmeyince ben kendisini tekrar aradım  ve ne olduğunu sorduğumda üstlerinden haber beklediğini söyledi. Bende bunun üzerine, ‘Buradan ayrılıyorum’ dedim.

DEVAMLI PARA İSTİYORDU

E.E.’nin Organizede görevli olduğu dönemde Ö. isimli polis bir gün beni ekip otomobiline alıp şubeye götürdü.

Burada beni E.E. ile tanıştırdı. E.E. bana hitaben ‘Ö. benim oğlum gibidir. Ö’nün sözü benim sözümdür onu üzme’ dedi. Bende ‘Tamam müdürüm’ dedim. Aradan geçen birkaç zaman sonra Ö. bana Organize Şubenin hakkımda dosya hazırlandığını bu dosyayı Organize Şube de görevli polis B.’nin hazırladığını söyledi. Bu olaydan sonra çeşitli zamanlarda Ö. benden ‘Borç’ adı altında defalarca para aldı ama bu paraları geri ödemedi. Polis Ö.’yü teşhis ederim.

10 BİN EURO’YA SAAT

Müdür A.A ile kız arkadaşı avukat N.nin Ankara ofisinde bir araya gelerek oturmuştuk. Bunun haricinde de yine bir araya gelerek oturmuşluğum vardır. Emniyet Müdürü A.A. benden 250 bin dolar istemeden önceki bir dönemde kız arkadaşı olan avukat N.’nin doğum gününden bir gün önce beni facetime üzerinden aradı ve kız arkadaşının doğum günü olduğunu, bunun için hediye almamı söyledi. ‘Neden ben alıyorum?’ dedim. Bunun üzerine bana karşı tehditvari konuştu ve hediye almaya zorladı.

Ben kendisine ne tür bir hediye istediğini sorduğumda, Rolex marka saat almamı söyledi. Ben, Next Level AVM’den Rolex marka bir saat aldım. Bu saatin değeri hatırladığım kadarı 
ile 10 bin Euro civarındaydı. Bu saati A.A.’nın kız arkadaşı N.’ye, Turan Güneş Bulvarında bulunan Yıldız Karakoluna gelmeden yaklaşık 200 metre geride bulunan ismini şu an için 
hatırlayamadığım bir kafede kendi ellerimle verdim. Bu saat ile ilgili fatura ve saatin sertifikasını dosyaya eklenmek üzere teslim edeceğim. Bu olay hatırladığım kadarı ile 2017 - 2018 
yıllarında olmuştu.

İFADESİNİ JANDARMA ALDI

Soruşturmada ilginç ayrıntılar var. Mali Şube ve Organize Şube’nin bağlı olduğu Emniyet Müdür yardımcısı Murat Çelik, Organize Müdür Kerem Gökay Öner, Yardımcısı Şevket Demircan, ABK operasyonunda bulunan Komiser Ufuk Gültekin, Savcılık talimatıyla gözaltına alındı.

Üç emniyet mensubu Emniyet Terör Şubesinde gözaltında tutulurken, Organize Müdürü Kerem Gökay Öner, Jandarma Terörle Mücadele Şubesi’ne götürüldü ve orada ifadesi alındıktan sonra Savcılık talimatıyla serbest bırakıldı. İfadenin Emniyet yerine jandarmada alınmasının altında, Emniyetçilerin meslektaşlarını koruyabileceklerine ilişkin kaygılar olabilir. 

Bunda yasa dışı bir durum yok. Savcı, istediği kolluk gücüne soruşturma yetkisi verebilir. Gizli tanık olduktan sonra ev hapsindeyken Serdar Sertçelik’in elektronik kelepcesi 27 Kasım’da sinyal verdi.

Karakoldan evine gidildiğinde evde olmadığı anlaşıldı. Durum organize şubeye o zaman bildirildi. Ancak yurt dışına ne zaman kaçtığı bilinmiyor. 

DURUŞMA PAZARTESİ

A.B. Kaplan suç örgütünün duruşması pazartesi günü 32. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edecek. Gözaltındaki 3 emniyet mensubu ile ilgili müfettiş soruşturması tamamlandı. Şimdi de malvarlığı araştırması sürüyor.