Sosyal medya platformu X’te önüme bir mesaj düştü.
Mesajı kendisini “Ukrayna’nın ilk Türkçe haber sitesi” olarak tanımlayan “Ukraynahaber” isimli hesap paylaşmış.
Ukrayna Haber Sitesi 2006’dan bu yana faaliyetteymiş.
Mesajı aynen aktarıyorum:
“Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodomir Zelenskıy ile Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ortak basın toplantısı düzenledi.
Türkiye tarafından tek soru hakkı, TRT Muhabiri Rasih Turanoğlu’na verildi.
Ancak Türkiye’nin, iyi derecede Ukraynaca konuşan personeli olmadığı için Zelenskıy çok kötü yapılan tercümeyi haliyle anlayamadı.
(Zelenskıy) Rasih Turanoğlu’ndan sorunun kendisini ilgilendiren kısmını İngilizce sormasını istedi. Ancak uluslararası bir toplantıda tek soru hakkının verildiği muhabir ise sadece “no” diyebildi.
Ukrayna tarafı kendi tercümanıyla yaşanan krize çözüm getirdi.”
Mesajın ekindeki videoda da olayın aynen aktarıldığı gibi yaşandığı anlaşılıyor. Zelensky tercümanı anlamayınca bir sağa bir sola bakıyor. El kol hareketleriyle tercümeyi anlamadığını anlatmaya çalışıyor.
★★★
Gazetecilik mesleğinin önemli bir bölümünü diplomasi muhabirliği yapmış biri olarak bu mesajı okurken utandım.
Ukraynalı meslektaşlarımızın mesajındaki “Uluslararası bir toplantıda tek soru hakkının verildiği muhabir ise sadece ‘no’ diyebildi” ifadesi beni çok yaraladı.
Aklıma bizim muhabirlik yaptığımız dönemlerde uluslararası toplantıları TRT adına takibe gelen meslektaşlarımızın akıcı İngilizceleri ve hepimizi kıskandıran güzel Türkçeleri geldi.
Sadece TRT muhabirlerini değil, devlet büyüklerimizin uluslararası toplantılarda tercümanlığını yapan, tercümanlık yaptıkları dile son derece hakim olan kamu görevlilerini de yad ettim.
“Nereden nereye” demeden de geçemedim.
★★★
- TRT Türkiye’nin dünyaya görünen yüzüdür.
- TRT, objektif bir şekilde “kamu yayıncılığı” yapması gereken, bu ülkenin bütün yurttaşlarına eşit yaklaşması gereken kamu kurumudur.
- TRT, çalışanlarının maaşlarını, faaliyetleri için yaptığı harcamaları, milletin ödediği vergilerle oluşan bütçesinden yapar. (2022’de yayınlanan Cumhurbaşkanlığı kararıyla TRT bandrol vergileri artırıldı. Vergi oranları cep telefonlarında yüzde 10’dan yüzde 12’ye, tablet ve bilgisayarda yüzde 2’den yüzde 4’e, akıllı saatlerde yüzde 8’den yüzde 14’e, kara taşıtlarında yüzde 0,4’ten yüzde 0,8’e, uydu alıcıları, set üstü TV kutularında yüzde 10’dan yüzde 12’ye, radyolu kulaklık, radyolu koşu bandı, navigasyon ve benzerlerinde yüzde 8’den yüzde 14’e çıkarıldı. Yani bir telefon için ödediğiniz 50 bin liranın 6 bin lirası doğrudan TRT’ye gidiyor. TRT’nin son 20 yılda kullandığı bütçe 350 milyar lira -10 milyar dolar-)
- TRT gelir kaynağı bu millet olduğundan, giderlerini de bu millete açıklamak zorundadır.
- TRT personelini torpile değil, liyakate, donanıma bakarak seçer. (Nasıl seçtiğini Ukrayna Haber’in dalga geçer gibi yaptığı paylaşımdan anlayabilirsiniz.)
- TRT bu milletten aldığı paraların hepsini, kul hakkı kaygısı güderek kullanır.
★★★
Bugünkü TRT’de madde madde sıraladığım özelliklerin hangisi var sizce?
Gelirlerinin tamamına yakını bütçe kaynaklı milletin parası olduğu halde kamu yayıncılığı yapmıyor, iktidar partisinin kanalı gibi davranıyor. Yani TRT’ye parayı biz ödüyoruz, düdüğü iktidar mensupları çalıyor.
Şeffaf olmadığı ve gerektiği gibi denetlenmediği için yıllık 6 milyar lirayı bulan bütçesini nereye harcıyor bilen yok!
Personelini ve yöneticilerini iktidar partilerinden siyasi referanslarla belirliyor.
Dış alımlarının çoğunu yandaş şirketlerden yapıyor. (Yapılan dış alımlara, ideolojik kaygılarla hazırlanan o dizilere ödenen paraları duysanız dudağınız uçuklar.)
★★★
CHP’nin eski lideri Kemal Kılıçdaroğlu küçük yerleşim yerlerindeki seçim yenilgisini TRT’ye bağlamıştı. Şimdiki CHP yöneticileri de günlerdir “TRT bize yer vermiyor, sadece iktidarı haber yapıyor” diye feveran koparıyor. CHP’nin medyadan sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Burhanettin Bulut sürekli TRT’yi kamuoyuna şikâyet ediyor.
Sayın CHP yöneticileri, Sayın Bulut...
Kamuoyu zaten TRT’den şikayetçi. Siz “şikayet etme makamı” değilsiniz!
Sizden herkesin malumu olan bir durumu şikayet etmenizi değil, bu soruna çözüm bulmanız bekleniyor.
Gerekirse kıyameti koparın.
Gerekirse TRT’nin önünde kitlesel gösteriler yapın.
Gerekirse Maliye Bakanlığı’nı sıkıştırın.
Gerekirse mahkemelerin önünde yatın.
Ancak sonunda bu milletin cebinden alınıp TRT’nin kasasına doldurulan ve oradan da yandaşlara savrulan milyarlarca lirayı kesin.
TRT, bütün özel televizyon ve radyolar gibi sadece kendi reytingi sayesinde kazandığı reklam gelirleriyle geçinmek zorunda kalsın da görelim!